1- Akşam namazı vakti girmesinde ihtiyatlı hareket etmek için önce kaza namazı kılıyorum. Sonra akşam namazını kılıyorum. Bunu böyle yapmam uygun olur mu?
Akşam vakti girmedi ise, mekruh vakitde kaza namazı da kılınmaz. Akşam namazı konusunda takvimlerde problem yok. Sadece yatsı da bâriz bir problem var, öğle ve ikindide de problem var. Akşamda, hoparlörle vakit ilan edilince hemen namaza durmakla namaz sakata gelebilir. İhtiyatlı hareket etmek her zaman uygundur, ama sizin yaptığınız vesveseye götürür.
2- Seferi olup olmadığımı bilmediğim zamanlar öğlenin farzını hem dört, hem iki rekat kılmıştım. Böyle yapmam uygun mudur?
Bir kimse gittiği yerde seferi olup olmadığını bilemezse, kanaat edemezse, mukim kılar. Günâh olmaz, itirâz da olmaz. İki kılmanıza gerek yok.
3- Torunuma Aziz ismini koyduk, ama kimisi koyulmaz dedi. Müftülüğe sorduk koyulur dedi. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Bunun doğrusu Abdülaziz'dir. Böyle konulması gerekir. (Azizin kulu) manâsındadır. Ama Aziz olarak da koymak caizdir.
4- Oğlumuzu evlendirdik düğün borcumuz var. Beyim bu konuda anlayış göstermiyor. Onun haberi olmadan beyimin parasından da alarak ödüyorum. Bu günah olur mu?
Aslında borç babanındır. Nafaka kadar alınabilir.
5- Şafii mezhebinde nikah akdi yapılırken erkek de vekil tayin edebilir mi?
Hanefi gibidir. Erkek de vekil tayin edebiliyor.
6- Evimiz kira borcumuz var, fakat arsamız da var. Arsayı kurban nisabına dahil ediyor muyuz?
İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadına göre dâhil ediyoruz. İmam-ı Muhammed Şeybani hazretlerine göre kendisini değil, geliri dâhil edilir. Bunun ikisi de hak ve doğrudur. Bir müslüman bu ikisinden birine bakar, hangisi kendi şartlarına uygunsa ona göre amel eder ve günâhdan kurtulur.
7- Çalıştığım yerin sahibini bilmiyorum. İş yerindeki eşyaları kendi şahsım için kullanırken, başımızdaki müdürden izin almam yeterli olur mu?
İzin verdi ise mesele yok.
8-Annem babamın verdiği parayı biriktiriyor. Bunun zekatını kim verecek?
Babanıza hediye etti ise, annenizin olur. Zekâtını o verir, kurbanını o keser. Emânet olarak verdi ve kullanmasına izin verdi ise, o zaman babanız verir.
Hazret-i Ali “radıyallahü teâlâ anh” buyuruyorlar ki, “İleride öyle zamanlar gelecek ki, kıtâl ve zulümsüz hükümdarlık etmeğe yol bulunmayacak; çılkınlık ve cimrilik etmeden zengin olmak mümkün olmayacak; kişilerin arzularına uymadıkça da insanlarla sohbet etmek mümkün olmayacak. Bu zamana kim yetişecek olur da sohbet ve metânet gösterir ve kendisini korursa, Allahü teâlâ ona elli sıddîk sevâbı verir.”