1- Annem, babamın mezârına çardak yaptırdı. Uygun oldu mu?
Yatana, o çardağın bir faydası olmaz. Yağmur yağıyor veyâhud da, güneşten muzdarib olunuyorsa, ziyâret eden rahatlıkla yağmur yağarken veyâ güneşin altına geldiği zamân, rahat etsin diye yaptırdıysa mahzûru yok. Zaten türbelerin de, oradaki yatana bir faydası yok. Ama kabirdeki yatana gölgelik olsun, yağmurdan ıslanmasın düşüncesinde veyâ gösteriş için yapılıyorsa, ona bir faydası yok. Onun için de uygun olmaz.
2- Beyimin anahtarcı dükkânı var. Dükkânındaki malların zekâtını nasıl hesâp edecek?
Dükkânındaki, elindeki ham malzemenin, kendisine mal oluş fiyâtı, yani toptancıdan kaça aldıysa, zekât verme günü oturacak, bunu ve kasasındaki parayı, alacakları varsa onları koyar, borçlarını çıkartır, elindekiler dâhil olmak üzere hepsini altına çevirir. Veyâhud altını da paraya çevirir. Kırkda birini sonra altın olarak düşünür. İki türlü de olur.
3- Dünyâya gelmemiş olan çocuğun fıtrası verilir mi?
Verilmez. Ama Ramazân-ı şerîfin son günü, bayram namâzından önce dünyâya gelmiş olsa, yine fıtrası verilir. Ramazân-ı şerîfden önce dünyâya gelse zaten verilecek. Ama dünyâya gelmedi ise verilmez.
4- Oniki yaşımdan beri orucumu tuttum. Bu sene bir sebepten dolayı tutamadım. Bunun fidyesini nasıl veririm?
Oruç tutamayacak derecede ömür boyu hasta veyâ yaşlı ise, oruç tutmasa bile dînen zenginse fıtrasını verir. Tutamayan da fidyesini verir. Fidye de verecek durumu yoksa, duâ eder.
5- Üçyüziki gram altınım vardı. Zekât olarak her sene [üç sene] dört çeyrek altın vermiştim. Acabâ eksiği kalmış mı?
Kalmış. 7,5 gram tutuyor. Siz 7,2 gram vermişsiniz. Yani her sene için 0,3 gram kalmış. 0,3×3=0,9 Yani 1 gram daha vermeniz gerekiyor.