1- Akika nedir?
Cenâb-ı Hakkın verdiği çocuk ni'metine şükür olarak, Allah için kesilen bir hayvandır. Erkek çocukları için iki tane, kız çocukları için bir tane kesilir. Hemen kesmek iyi olur. Daha sonra da kesilebilir. Sünnetdir, müstehabdır diye geçiyor. Bir hafta içerisinde eğer saçı çoksa traş edilir, onun ağırlığınca gümüş sadaka verilir. O bir hafta içinde ismi konur. Sağ kulağına ezân okunur, ismi söylenir. Sol kulağına kâmet okunur ismi söylenir. Kendisinin de sâlih veyâ sâliha olması için de duâ edilir.
2- İslâmiyyete uymamak zulmet midir, insanlara zararları nedir?
İslâmiyyetin emrleri yerine getirilmediğinde bir zulmet meydana gelir. Küfrün bir zulmeti var, bid'atlerin ve fıskın da zulmeti var. Bunlar kalblere sirâyet eder ve insanların ibâdet yapmasına mâni olur.
3- İstibrâ nedir?
İstibrâ, erkekler için küçük abdest yapıldıktan sonra bir müddet beklemektir. Çünkü erkeklerde idrar yolu bir miktar uzundur. Bu mesâfenin uzun olması sebebi ile idrardan sonra orada kalıntı olabilir ve beklemek gerekir. Helâda öksürerek, helâdan çıktıktan sonra onbeş yirmi adım yürümek sûretiyle kalan damlalar varsa, bunlar tamamen çıkar. Eğer bu damlalar, zamânla iç çamaşırda avuç ayasından daha fazla bir yüzeye de yayılmış olursa, namâza da mâni olur. Buna da dikkat etmek gerekir. Bunun pratik yolu, (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)de anlatılıyor. İdrardan sonra, arpa büyüklüğünde bir pamuk, idrar yolu ağzından içeriye koyulursa, gelen damla o pamuk tarafından emilerek dışarı çıkmaz. Böylece istibrâ da yerine gelmiş olur.
4- Kulak deliği delindikten sonra kapanıyor. Açmak gerekir mi, gusle bir zararı var mıdır?
Hayır. Gusle de bir zararı yoktur. Açık iken, baş parmak ile şehâdet parmağın arasına o delik olan kısım alınarak, hafifce uvalanır.
5- Şirk nedir?
Şirk, şirket kelimesinden türemiştir. Allahü teâlâya ortak koşmak demektir. Mekkeli müşriklerin yaptığı gibi put yaparak, ortak koşulur. Şimdi Hindistanda, Afrikada bir sürü putperetler var. Meselâ, Mekkeli müşrikler Allahın varlığını inkâr etmiyorlardı. Putlar bize, Allahü teâlâ ile aramızda şefâatcı diye bakıyorlardı. Yanî, tam müşrik oluyorlardı. Müslümân olduktan sonra da şirke düşme tehlikesi vardır. Ölünceye kadar bu tehlike hep vardır. Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm”, (Gizli şirkden sakınınız!) diye bir talimatı vardır. Eshâb-ı Kirâm, (Yâ Resûlallah! Bu gizli şirk nedir?) diye soruyor. (Riyâdır) buyuruyor. İbâdet yaparken, insanların medh-u senâları hoşa giderse, bu ibâdet Allah için değil, insanlar için yapılmış oldu. İnsanlar, Allahü teâlâya ortak koşulmuş oldu. Gizli şirk, buyuruluyor. Onun için çok uyanık ve dikkatli olmak lâzımdır. Bu sebepten dolayı, riyânın ne olduğunu da iyi okumak, iyi anlamak gerekir. Meselâ, Hakîkat Kitâbevinin yayınladığı (İslâm Ahlâkı) kitâbında, riyâ konusu Muhammed Hâdimî hazretlerinin (Berîka) kitâbından alınarak, konmuştur. Çok dikkatli bir şekilde okumamız gerekir.
Bişr-i Hâfî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Dünyâya tâlib olan insanlardan dünyâlık istemeye utanmıyor musun? Siz dünyâlığı, dünyâyı yed-i kudretinde tutan Allahü teâlâdan isteyiniz.