1- Akîkanın süresi var mı? Çocukların yaşı ilerleyince de kesilebilir mi?
Çocuk dünyâya geldiği zamân, ilk bir hafta içinde, eğer saçı çok fazla ise kesip [müsâidse], onun ağırlığınca gümüş sadaka vermek, akîka kesmek müstehabdır, sünnetdir. Yaşı ilerleyince de kesilebilir. [Kız çocukları için bir tane, erkek çocukları için iki tane]. Hemen kesmek lâzım değil. Meselâ erkek çocukları için birisi doğunca, birisi de sünnet olurken kesilir. Zengin-fakîr herkese ikrâm edilebilir. Âile kurban nisânına mâlik değildir, ama ellerinde para vardır, kurban bayramında [meselâ bir kızları vardı] onun niyyetine akîka kestirebilirler. Sonraki kurban bayramlarında da nisâba mâlik olmazsanız, kendinizin akîkaları kesilmediyse, kendiniz için de kesebilirsiniz.
2- Kızımın yüzelli gram altını vardı. Kocası asgarî ücretle çalışıyor. Hem kızım hem dâmâdım kurban adamışlar, ama ikisi de yerine getirememişler. Şimdi ne olacak?
Kızınızın yüzelli gram altını vardı. Dolayısıyla bu adakda bulunduğu zamân [adak şartı da yerine gelince] adağı sahîhdir. İlk kurban bayramında onu kesmesi lâzım. Kesemezse, bedelini altın olarak vermesi lâzım. Dâmâdınızın bir şeyi olmadığı için zaten adak sahîh olmaz. Bir tek hanımının o adağı sahîh olur.
3- Kızımın yüzelli gram altını vardı. Kocası asgarî ücretle çalışıyor. Kurban kesmeleri, zekât vermeleri çok zordu. Biz bunu nisâbın altına düşürdük. Oldu mu?
Zor durumlarda buna başvurulur. Zekât vermemek için bu yola başvurmak yanlış olur. Hîle-i bâtıla olur. Meselâ Eshâb- kirâm “aleyhimürrıdvan” efendilerimiz zekât vermek için gayret sarf ederlermiş. Zekât verme sevâbına da, ni'metine de kavuşalım diye, para biriktirirlermiş. Onlar öyle idi. Kitâplarda bu ruhsat yazılmış. Ama bu ruhsatı da, zekât vermemek için dağıtıverelim... olmaz o. Gerçekten kıt kanâat geçiniyorsalar, tamam. Bu yola başvurulabilir. Durumu müsâid olanın buna tevessül etmesi, bunu yapması uygun olmaz.
4- Kullandığımız şeyleri (yüzük, küpe) zekât olarak verebilir miyiz?
Fakîrin lehinde olmak için ayârı yüksek olanlardan vermek iyi olur. Ama ondört ayârdan da verilse bir mahzuru söz konusu değildir. Diyelim ki, kullandığınız yüzüğü [gramı fazla olsa da, fazlasıyla] zekât olarak verebilirsiniz. Küpe, bileklik, bilezik... verseniz de olur.
5- Şevvâl ayında altı gün oruç tutarken, (Önce kazalarını tut, sonra altı gün oruç tut) diyorlar. Bu doğru mudur?
Bu ayda, yani Şevvâl ayında hadîs-i şerîflerde tavsiye edilmiş. Cenâb-ı Hak bire on verir. Bir ay oruç tutuyoruz, üçyüz güne tekâbül ediyor. Altı gün de buradan tutunca üçyüzaltmış oluyor. [Kamerî takvîmde aylar otuzbir çekmez, genelde yirmidokuz çeker, bazan otuz çeker]. Bu ayda, borç yoksa Allah rızâsı için, adak borcu varsa onu, yemîn keffâreti varsa onu veyâ kaza borcu varsa onlar, [altı gün de kazaya] niyyet edilmiş olsa hem kaza borcu ödenmiş olur, hem de Şevvâl ayında tutulup da verilecek olan oruç sevâbına kavuşulmuş olur. Ama durumu müsâid olan, kaza oruçlarını tutup, arkasına da altı gün ayrıca tutmanın mahzuru söz konusu değildir.