1- Akşam namâzının sünnetine, ilk kazaya kalan akşam namâzının farzına diye niyet edince altı rek'at oluyor. Bu olur mu?
Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” akşam namâzını sünnetini iki, dört, altı rek'ate kadar kılmışlar. Meselâ öğlenin son sünnetini dört rek'at kıldıkları olmuş. Yatsının son sünnetini dört rek'at kıldıkları olmuş. Biz orada ilk kazaya kalan akşam namâzının farzına dediğimiz zamân herhangi bir problem söz konusu değildir. O vaktin de rek'atlerini değiştirmiş değiliz.
2- Altınım var. Bunların, o günkü parasının kırkta birini zekât olarak versem olur mu?
Eğer onun altınla devrini yaparak verirseniz kurtarır. Bedelini altın olarak veyâ devrini yaparak vermelidir.
3- Babam yoğun bakımdaydı. Acâba orada salevât, kelime-i şehâdet getirdi mi?
Bu, ona bağlıdır. Ömrü boyunca salevât-i şerîfe, kelime-i şehâdet, kelime-i tevhîd getirmişse, kelime-i tenzîh okumuşsa, istigfâr okumuşsa, orada hâtırına gelir. Çünkü yoğun bakımda akıl örtülür, kalbdeki olanlar meydana çıkar. Ama bunları hiç söylememişse nasıl getirecek ki, olmayan şey nasıl söylenecek ki? Bunlar kalbe inmeyince, bunlar hâtırına gelmez.
Diyelim ki, bunları çok söylemedi. Hayır yaptı, insanları sevindirdi, Allahü teâlânın kullarına yardım etmiş ise, o zamân Allahü teâlâ ona yardım eder. Çünkü bir hadîs-i şerîfde, (Kim ki bir mü'min kardeşinin ihtiyâcını temîn ederse, mahşer günü ameller tartılırken terâzinin başında duracağım. Benden imdâd isteyince, o zâta mutlaka şefâat edeceğim) buyruluyor. Yine Ebû Hüreyre “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin naklettiği bir hadîs-i şerîf var: (Kim ki bir müslümân kardeşinin ihtiyâcını temîn ederse, Allahü teâlânın yakın dostu ve velî kulu olur. Bir kimse mü'min kardeşinin sıkıntısını gidererek sevindirirse, Allahü teâlâ o mü'mine mahşerde, sırâtı geçerken iki tâne nûrdan ışık verir. Bu iki nûrun ziyâsının kudretini yalnız Allahü teâlâ verir). Buna benzer hadîs-i şerîfler var.
4- Bir arkadaşım hâmile. Bu, üçüncü çocukları olacak. Zaten iki çocukları da özürlü oldu. Dînini öğretememek sebebiyle kordon bağlatması câiz olur mu?
İnsanları kısırlaştırmak câiz değildir. Bunun için de kordon bağlatmak câiz değildir. Başka tedbirler almak gerekir.
5- Mâlikî mezhebini taklîd ediyorum. Namâzda da bunu söyleyecek miyiz?
Ağzımızda dolgumuz veyâ kaplamamız varsa, her gusül abdesti alışımızda, (Niyet ettim gusül abdesti almaya, mâlikî mezhebine uymaya) her abdest alışımızda (Niyet ettim abdest almaya, mâlikî mezhebine uymaya) ve her namâzda, (Niyet ettim ... namâzını kılmaya ve mâlikî mezhebine uymaya) diye söyleyeceğiz