1- Abim namaza yeni başladı. Namazda neler okuması neler yapması lazım, bilgi verir misiniz?
Bu konuda Hakîkat Kitâbevinin yayınlamış olduğu (Namâz Kitâbı) var, mutlaka okunmalıdır. Anlaşılmayan şeyleri de bilene danışmalı ve ona göre yapmalıdır. Yanlış anlayabilir ve hatâ da edebiliriz. Meselâ sabah namazının sünnetinin kılınışı tarif edilmiş. Namazların asgarisi iki rek'atdir. En fazla dört rek'atdir. Üç rek'at olan da vardır. Bütün namazların ilk iki rek'atlerinin kılınışları aynıdır. Dört rek'atli farz namazların da üçüncü ve dördünü rek'atlerinin kılınışları aynır, değişiklik olmaz. Sünnetlerin de üçüncü ve dördüncü rek'atlerinin kılınışları aynıdır. Vitir namazının üçüncü rek'atinin kılınışı farklıdır. Onun dışındakiler hemen hemen birbirine benziyor. Onun için de meselâ, (Niyet ettim sabah namazının sünnetini kılmaya) denir. Eller kulaklara kaldırılır, baş parmaklar da kulak yumuşağına değer. Kadınların omuz hizâsında, avuç içleri kıbleye bakacak şekilde olur. Kadınlar omuz hizâsından, erkekler de kulaktan kaldırırken (Allahü ekber) denir. Kadınlar göğüs üerine, erkekler göbek üzerine ellerini bağlarlar. Önce, (Sübhânekellahümme ve bihamdike..) okunur. Arkasına, (E’ûzü billâhi mineşşeytânirracîm, Bismillahirrahmânirrahîm) denir, Fâtiha-i şerîfe okunur, Besmele çekilir, zamm-ı sûre olarak da (İnna a'tayna) okunur. (Allahü ekber) diyerek rükü'a varılır, üç defa, (Sübhâne rabbiyel-azîm) denir. Kalkarken (Semi’allahü limen hamideh) denir, (Rabbenâ lekel-hamd) dedikten sonra (Allahü ekber) diyerek secdeye gidilir. Üç defa (Sübhâne rabbiyel-a’lâ) denir, (Allahü ekber) diyerek oturulur, tekrar (Allahü ekber) diyerek secdeye gidilir, üç defa (Sübhâne rabbiyel-a’lâ) denilir sonra (Allahü ekber) diyerek ayağa kalkılır. Besmele, Fâtiha, (Kulhüvallahü) okunur ve rükü ve secdeleri birinci rek'atde olduğu gibi yaparız, otururuz. (Ettehıyyatü), (Allahümme salli), (Allahümme bârik)ve (Rabbenâ âtina) duâlarını okuduktan sonra önce sağa (Esselâmü aleyküm ve rahmetullah), sonra sola (Esselâmü aleyküm ve rahmetullah) diye selâm verilir. Selâm verdikten sonra (Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârekte yâ zel-celâli ve’l-ikrâm) denir ve hiç konuşmadan sabah namazının farzını kılmağa kalkılır.
2- Bidat sahibi olan birisinin arkasında namaz kılma hususu hakkında bilgi verir misiniz?
Bid'at sâhibi olduğunu kesin bileceğiz, yoksa her önüne gelen bid'at sâhibi denmez. Câmide görevli olan hoca efendilerin içerisinde bid'at sâhibi olan, mezhebsiz olan vardır, ama Ehl-i sünnet itikâdında olan, din gayreti olan da vardır. İşi dükkân gibi açıp kapayan da vardır, Allah rızası için hem kendini, hem de arkasındaki müslümanlara cemaatle namaz kıldırmak niyeti ile olan da vardır. Sû-i zan etmek uygun değildir. Yekînen bilmek gerekir. O zaman namazımızı teslim etmeyiz. Evde çoluk çocukla da namaz kılınabilir.
3- İslam Ahlakı kitabında, hanımlar misvak yerine sakız çiğner buyuruluyor. Bunu açıklar mısınız?
Sakız çiğnerken misvağa niyet ederler. Misvak da kullanabilirler.
4- Peygamber efendimizin ism-i şerifi geçince tazim bildiren kelime kullanmalıyız. Peki diğer peygamberlerin ismi geçince de tazim bildiren kelime kullanacak mıyız?
Tabii. (Hazret) kelimesini, (Aleyhisselâtü vesselâm)ı söyleyeceğiz. Edebdir. Bi-edeb olanın Allahü teâlâya kavuşması mümkün olmaz.
5- Birisiyle görüştüğümüzde, hakkını helal et dediğimiz zaman yüzümüze bakıyorlar, ama memnun oldukları belli oluyor, olur mu?
İşaretler itibâri ile helâl ettiğini belli etti ise, helâl etmiştir.
6- Annem hoparlörle okunan ezan arkasından da dua ederek, ben bidat üzere okunmayan ezan için dua ediyorum, diyor. Bu yaptığı doğru mu?
Öyle değildir. Yorum olmaz. Duymadığına göre yaptığı câiz değidir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâpları okunmayınca, böyle kıyas yapılır. Duyulan ezâna okunur.
7- Gözlerim görmüyor. Mükellef olmayan küçük kardeşlerime imam olup namaz kılma şekillerini gösteriyorum. Bu yaptığım uygun mu?
Uygun. Hareketlerin neler olduğunu, okunacakları öğretebilirsiniz. Bütün anne baba böyle olmalıdır.
Evde baba namaz kılmazsa, çocukların eğitiminde anne zorlanır. Çünkü yaptıklarını kopye eder, alışır.
8- Üzümü kaynatıyoruz, suyunu da alıyoruz. Bu sonradan alkole dönüşür mü?
Bunu kimyacılar iyi bilir. Gerçi (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)de, üzümün, üzüm suyunun alkole dönüşme meselesi safhalar hâlinde anlatılıyor. Fakat bizim kimya bilgimiz yetmiyor. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)yi hazırlayan zât, Hüseyin Hilmi efendinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” kimyada otorite bir zâtdır. Dolayısıyla o meseleyi de çok iyi biliyor. İslâm âlimi olabilmek için de din bilgilerinin yanında, fen bilgilerinin de bilinmesi gerekiyor. Onun için kendilerini din adamı zannedenler, Hüseyin Hilmi efendi hazretlerinin kitâplarına düşmandırlar. Hüseyin Hilmi efendi âlimdir, hem din bilgilerinde, hem fen bilgilerinde. Dolayısıyla kendilerinde o bilgi olmadığı için bazıları hasedliğinden, bazıları da [yarasa güneşten ahatsız olduğu gibi] bu zât Ehl-i sünneti anlattığı için rahatsız oluyorlar. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye) kitâbı başta olmak üzere, Hüseyin Hilmi efendinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazırlayıp sunduğu kitâplara muhâlefet ediyorlar. Allahü teâlâ da onlara hidâyet nasib etsin. İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır. 9- Zamm-ı sure okunurken besmele çekilir mi?
www.hakikatkitabevi.com adresine girildiği zaman, (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye) dâhil, Hakîkat Kitâbevinin yayınladığı kitâpların hepsi sesli olarak var. Bunlar, www.osman-unlu.com 'a, www.huzurpinari.com 'a da kondu. Bu adreslerden birisine girilmek sûretiyle de indirilebilir.
(İslâm Ahlakı) kitâbının orjinalinde zamm-ı sûreden sonra Besmele okunmaz yazıyor. Ancak köşeli parantezle, [İmâm-ı Rabbâni hazretleri müstehabdır buyuruyor] okunur yazıyor. Fâtiha-i şerîfeden önce Besmele okumak zaten sünnetdir, şâfii mezhebinde ise farzdır.
10- Eşimin pantolon giymesini istiyorum. Çünkü etek giyince merdivenleri çıkarken bacakları gözüküyor. Uygun olur mu?
Uygun değildir. Ona göre eteğini uzatırsa gözükmez.
11- Ev için kesilen hayvanın etinden kesen de yiyebilir mi?
Araba, ev aldıktan sonra [şükür için] hayvan kesilince, adak hükmünde olur. Kesen kendisi yiyemez, evlatlarına yediremez. Fakire vermesi gerekir. Bu fakirler, kesene ikram edebilir. Akikayı kesen de, zengin-fakir herkes yiyebilir.
Celâleddîn-i Devânî “rahmetullahi teala aleyh” buyuruyorlar ki; Kendisine bir şey söylendiği zaman, söyliyenin sözü bitmeden, cevap vermeye başlamamalıdır. Yanında olan mubâhase, konuşma ve tartışmalarda kendisi yoksa, yâni onu ilgilendirmiyor veya onun karışması istenmiyorsa, karışmamalıdır. Ondan gizli konuşuyorlarsa, kulak vermemelidir.