Ülkemizin en büyük sorunlarından biri “Barışık” olmamaktır. Gelin barışalım. Önce kendimizle barışalım. Kendisiyle barışık olmayandan başkasıyla barışık olmasını bekleyemeyiz.
Cumhurbaşkanlığından, Başbakanlığa, Meclis Başkanlığından Genel Kurmaya, YÖK Başkanlığından Anayasa Mahkemesi Başkanlığına, Yargıtay’dan Danıştay’a gelin barışalım….Aynı Bayrağın altında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurlu birer vatandaşları ve kurumları olarak gelin barışalım….Kalbimiz aynı tempoda çarpsın, müziğimizi aynı nota ile söyleyelim.Ülkümüz bir olsun. Ülkümüzle Türkiye Cumhuriyeti Devleti 21. Yüzyıla damgasını vursun.
Hiç birimizin kişisel zevkleri, sübjektif yaklaşımları, bireysel fikirleri veya ideolojik düşünceleri ortak paydamız olamaz. Ortak payda ortak ülkülerimiz ve evrensel hukuk kuralları olmalı. Ülkülerimizi ve hukuku üstün tutalım. Kanunlar yanlış bile olsa hukuktan ayrılmayalım.
Aynı ülkenin vatandaşları ve aynı devletin kurumları kavga edemez….kavga ediyormuş gibi görüntü de veremez.
Hiç kimse bu güzel ülkenin vatandaşı olmaktan daha yüce bir makam peşinde koşmamalı. Sen benim kim olduğumu biliyor musun diye sormamalı….
Hiç birimizin kişisel zevkleri, sübjektif yaklaşımları, bireysel fikirleri veya ideolojik düşünceleri ortak paydamız olamaz. Ortak payda ortak ülkülerimiz ve evrensel hukuk kuralları olmalı. Ülkülerimizi ve hukuku üstün tutalım. Kanunlar yanlış bile olsa hukuktan ayrılmayalım.
Aynı ülkenin vatandaşları ve aynı devletin kurumları kavga edemez….kavga ediyormuş gibi görüntü de veremez.
Gelin paylaşalım. Mutluluklarımızı, sevinçlerimizi, duygularımızı, ülkülerimizi paylaşalım. Mutluluklarımızı paylaşarak arttıralım. Sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltalım. Duygularımızı paylaşarak coşturalım. Ülkülerimizi paylaşarak büyütelim. Gelin ekmeğimizi, aşımızı., katığımızı, azığımızı, kederlerimizi, dertlerimizi bölüşelim. Bölüşelim ki devlet ve millet, devletin tüm organları ve milletin her ferdi barışık olsun.
Gelin barışalım ve bizim Yunus gibi haykıralım:
“ Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz”