TRAFİK KAZASI
Yayınlanma :
11.07.2016 16:47
Güncelleme
: 11.07.2016 16:47
Maalesef bu mübarek ramazan bayramında meydana gelen kazalar yine yüreklerimizi sızlattı. Bunlara trafik kazası denmez düpedüz katliam, facia,intihar denir. Ne yazık ki trafik kazaları yurdumuzda terörden sonra en fazla can alan,en çok can kaybına yol açan memleketimizin, içimizi yakan, yıllardır hiç dinmeyen ,kanayan bir yarası. Bu mübarek ramazan günü yine üzüldük içimiz sızladı. Yine kazalar başladı yüreklerimizi yaktı. Bu yıl ki bayram kazalarında 120 kişi ölmuş . Bu mübarek bayram günlerimiz ve ramazan bayramlarız zehir oldu. Ateş düştüğü yeri yakar diyorlar ama ülke olarak hepimiz üzüldük ağladık. Öncelikle ölenlere Allahtan rahmet,kalanlara ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Her şeyden önce trafik kazaları yukarıda da değindiğim gibi özellikle yurdumuzun kanayan bir yarası ve belki de en önemli problemlerinden biri. Hangi kanun çıksa,hangi tedbir alınsa,hangi şey söylense yine de önüne geçilemiyor.Ne yazık ki yıllardan beri bu böyle. Her trafik kazası sonrası herkes üzülür,birkaç şey söylenir, sözdebirkaç tedbir alınır gibi olur sonra da her şey yine unutulur gider. Her şeyden önce trafik kazalarında önleyici, caydırıcı ve hepsinden önemlisi ağır bir ceza yok. Adam çıkmış trafiğe nerden almışsa almış bir ehliyet sanki dünyaları ben yarattım havasında,hele biraz da arabası iyiyse, yeniyse ne kural dinliyor ne kaza düşünüyor basıyor gaza. Büyük şehirlerde bilhassa gençler hele bir de baba parasıyla alınmış son model arabasıyla varsa,sarhoş, uykusuz alkollü, müziğin sesini de sonuna kadar açarak trafik terörü yaratmak, hız denemesi, yarış yapmak hava atmak hepsi bizde. Emniyet kemeri bağlamamak zaten en eksik adetlerimizden.Bazı kişilere emniyet kemeri bağlamak ölüm gibi geliyor, halbuki defalarca görüyor kabul ediyoruz ki emniyet kemeri bağlamak can güvenliği bakımından en sağlam tedbirlerden birisi. Bazı şehirlerarası yollarda veya bazı çevre yollarında bilhassa radarın ve polis kontrolünün olmadığı yerlerde bilhassa tır şoförlerinin yarattığı trafik terörüde ayrı bir dert ve kaza sebebi. Benim bildiğim kadarıyla tırların ister boş olsun ister yüklü olsun azami hız limiti 80 km.dir. Ama adam buna hiç uymuyor, benim arabam nasıl olsa büyük bana bir şey olmaz diyerek aç susuz,uykusuz, yorgun basıyor gaza.Ben senede birkaç defa Balıkesir’den Bursa İzmit İstanbul’a gider gelirim, hemenhemen Türkiye’nin her tarafında hatta bizim Artvin’in yüksek dağları aşan dar ve virajlı yollarında bile araba kullandım, hiç sıkıntı yaşamadım ama İzmit İstanbul arası sırf bu tırların yarattığı trafik terörü yüzünden korkarak gider gelirim ve elim ayağım birbirine dolaşır. Bu durum sadece trafikte değil her şeyde,kurallara uymak içimizden gelen bir şey olmalı, yoksa her yolun başına polis dikmek, her yere radar koymak, her yerde uyarı ve ışık lamba koymak zaten mümkün değil. Elin gavuru dağ başında olsa bile tedbirini ona göre alıyor kurallara harfiyen uyuyor. Ben kırk yıllık şoförüm Allah şükür pek önemli bir kaza yapmadım ama hasbelkader edindiğim tecrübelere göre yurdumuzda kitrafik kazalarının en büyük üç sebebi vardır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi aşırı hız, adamın arabası iyi ve yeni basıyor gaza ne hız sınırına uyuyor nede hız limitine ondan sonra da ya kontrolü kaybediyor kaza yapıyor veya önünde ki bir aracın altına giriyor.Eğer hızı yavaş olsa en azından kaza yapsa bile ölümler olmayabilir. İkinci sebep önündeki aracı yakından takip etmek, bu da bilhassa büyük şehirlerde ve kalabalık trafik olan yerlerde kazalara yol açıyor. Üçüncü ve bir diğer önemli sebepte özellikle şehirlerarası yollarda hızı tam olarak ayarlamadan hatalı sollamak. Adam nasıl olsa önümdeki aracı sollarım diyerek gaza basıyor sonrada tam hızını ayarlayamıyor veya tam önünün açıldığını göremiyor karşıdan gelen araçlarla kafa kafaya vuruşuyor. Bu kurallara uyulursa kazalar yine olabilir ama hiç olmazsa bu kadar ölümler olmaz, hem de kazalar azalır. Tabii kazaların başka sebepleri de vardır, yeterli denetimlerin olmayışı, yoların yapım çalışmaları, yol işaretlerinin levhaların yeterli olmayışı, açlık, susuzluk, alkol, uykusuzluk ve diğer başka sebeplerde sayılabilir. Bir de yukarıda da değindiğim gibi caydırıcı önleyici kanunların olmayışı. Adam kaza yapıyor üç beş kişiyi eziyor öldürüyor çeşitli hafifletici sebeplerden kısa bir süre hapis yatıyor çıkıyor. Böyle olduğu içinde trafik kazaları önlenemiyor.Buna örnek olması bakımından burada bir hatıramı anlatmadan geçemeyeceğim, daha doğrusu olay bir başkasının başından geçmiş, bize o anlatmıştı. Bir hemşerimiz burada yani Edremit’te trafik komiseri olarak görev yaparken biz,yine böyle bayram yakınken ziyaretine gitmiştik, bize olayı aynen şöyle aktarmıştı. Bir ramazan gecesi yolda trafik kontrolü yapıyorduk, gece epey geç vakitti, bir Almancı aileyi durdurduk kalabalık bir aile ve belliki çok aceleleri vardı, bayram yakın olduğu için bir an evvel bir Ege kasabasına yani evlerine gitmek istiyorlardı. Ben gerekli evrakları incelerken şoförün çok yorgun ve uykusuz ve halsiz hali dikkatimi çekti, bu halde onu eğer yola bırakırsam bir kaza yapacağından korktum ve ona aynen şöyle bir teklifte bulundum -Hemşerim tamam evraklarınızı kontrol ettik her şey tamam ama bakıyorum sen halsiz yorgun ve uykusuz görünüyorsun sizi zorlamak ve alıkoymak istemem ama bana kalırsa gel ne olursun bu halinle bu çoluk çocuğunu tehlikeye atma bu gece burada kalın gerekirse biz sizi misafir edelimiyi bir dinlenin uyuyun ,yorgunluğunuzu atın sabahleyin rahat rahat evinize varın deyince adam şaşkın bir şekilde bir bana birde yan tarafında oturan eşine baktı sonra da kararsız bir şekilde -çok teşekkür ederiz komiserim bilmem ki gidersek sanırım daha iyi olur diye cevap verdi. Ben tabii fazla ısrarcı olmak istemedim ama o ana kadar hiç konuşmayan eşi söze girdi -Komiserim sabah bayağı erken saatte yola çıktık ve bir yerde yemek verme molası dışında hiçbir yerde durmadık, beyim hem çok yorgun hem uykusuz açık söylemek gerekirse bende bu şekilde yola devam edersek bir kaza yapmasından endişeliyim. Allah sizden razı olsun böyle bir teklif yaptınız ve eşimi trafiğe çıkarmadan alıkoyduğunuz için size teşekkür ediyorum. Eşide böylesöyleyince biz onları bir otelde misafir ettik ve ertesi gün yollarına ve evlerine sağ salim vardılar. Şimdi her bayram beni arar tebrik ve teşekkürlerini gönderirler. Evet şimdi yine bir bayram da ve tatildeyiz ve gazetelerden okuduğuma göre bu bayram 7 milyon yerli turist memleketimizde bayram için bilhassa turistik yerlere akın edecek ve hareket hainde olacaklarmış. Her bayram olduğu gibi bu bayramında trafik kazaları ve ölüm bilançoları çıkarılmaya başlanmış bile. Ne kadar yazık, ne günlere kaldık, halbuki bayramlar sevinme eşi dostu büyükleri ziyaret ve sevinme zamanlarıdır. Eğlenme eşten dosttan kaçma zamanları değildir. Herkese kazasız belasız, sağlıklı esenlikdolu bayramlar Allahtan diliyoruz. (AKÇAY-Temmuz 2016)