Aşının yararlı olması için salgın başlamadan önce yapılması gerektiğini, uygun başlangıç zamanının ise Eylül-Ekim ayları olduğunu belirtiliyor. Ayrıca aşıyla kişilerin yıl boyunca korunmuş olacağını ancak gribe neden olan virüsler her yıl değiştiği için her yıl yeniden aşı yaptırmak gerektiği açıklandı.
Toplumdaki her yaştan bireyin aşılanabileceğini, ancak risk grubundaki kişilerin, sağlık çalışanlarınının, risk grubu bakıcılarının ve aile yakınlarının aşılanmaları gerektiğine dikkat çeken uzmanlar buna karşın yumurta alerjisi olanlara grip aşısı yapılamayacağı konusunda uyardı.
Aşılama gribe bağlı ölümlerde azalmayı sağlamanın yanısıra işe ve okula devam sürelerindeki kayıpları ve ilaç harcamalarını belirgin şekilde azaltıyor. Son yıllarda grip aşısı yaptıranların sayısında hızlı bir artış gözleniyor.
Grip Nedir?
Grip, Influenza denilen virüsün, solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara neden olduğu bir infeksiyon hastalığıdır.
Grip enfeksiyonu toplumun yüzde 1'ini etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Toplumun yüzde 10'undan fazlasını etkilemesi ise bir grip salgını anlamına geliyor. Grip, tüm dünyada, işe devamsızlığın yüzde 10'undan sorumlu enfeksiyondur.
Grip, daha önceden de bilinmesine rağmen aslında 1918 yılında yol açtığı büyük salgınla gündeme oturmuş bir hastalıktır. İspanyol gribi nedeniyle 1918 yılında yaklaşık 20 milyon kişi öldü. Daha sonra da daha ufak çapta salgınlar görüldü. Örneğin, 1957 yılında Asya gribi diye bilinen, 1968 yılında Hong Kong gribi diye bilinen grip salgınları oldukça büyük sayıda insan topluluklarını etkiledi.
1957-1985 yılları arasında ortaya çıkan 16 salgının her birinde ABD'de 10 bin-40 bin arasında ölüm vakası kaydedilmiştir.
Nasıl bulaşır?
Grip de nezle gibi, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas (örn.tokalaşma) sonrasında kolaylıkla bulaşır.
Enfekte olanlar enfeksiyon başlamadan 2 gün öncesinden başlayarak semptomlar başladıktan 7 gün sonrasında kadar virüs yayarlar. Bu süre içinde duyarlı kişiler için enfekte olma riski yüksektir. Dünya nüfusunun tahmini olarak yüzde 10'u ila yüzde 20'si her yıl gribe yakalanmaktadır.
Risk Grupları
Küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük olan kişiler en önemli risk grubunu oluşturmaktadır.
Bunların dışında uzmanlar özellikle;
o Şeker hastaları
o Astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar
o Transplantasyonlu organ nakli yapılmış hastalar
o Böbrek hastaları
o Bakımevlerinde ve huzurevlerinde kalanlar
o Bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi gören kişiler
o Anne adayları (gebeliğin 3. ayından sonra)
o 6 aylık veya daha büyük bebeklere de grip aşısı yaptırılması gerektiğini kaydediyorlar.
Yapılan analizler sonucunda Türkiye'de bu gruptaki hasta sayısının 10 milyon olduğu belirlenmiştir.
Grip hastalığının belirtileri nelerdir?
o Ateş
o Titreme
o Baş, sırt, kol ve bacaklarda ağrı
o Boğaz ağrısı ve kuru öksürük
o Halsizlik
o İştah kaybı
o Kas ve eklem ağrısı
o Bulantı
o Gözlerde yanma
o Burun akıntısı
Grip, solunum hastalığı veya diğer kronik rahatsızlığı olanlarda çok ciddi durumlara yol açabilir.
Bütün üst solunum yollarında infeksiyonlara neden olan virüsler gibi, influenza, yani grip etkeni olan virüsler, sadece gribal infeksiyon tablosuyla sınırlı kalmaz;
o Farenjit
o Larenjit
o Sinüzit
o Orta kulak iltihabı da yapabilir.
Sağlıklı insanlarda grip, 1 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı kişilerde, örneğin kronik hasatalık nedeniyle vücut direnci zayıf durumda olanlarda, kalp-akciğer hastalığı olanlarda, yaşlılarda, şeker hastalarında, pnömoni (zatürre),
Gribin Ekonomik ve Soyal Sonuçları
o Üretkenliğin kaybedilmesi ile ortaya çıkan işgücü kaybı
o Küçük çocukların anne ve babalarından çocuklara geçebilecek enfeksiyon riski
o Çalışanların işlerine gidememelerinden kaynaklanan ekonomik maliyetler
o Yalnız yaşayan çocuklu kadınların hem işlerinden kalmaları, hem de çocuklarının karşı karşıya kaldıkları riskler
Korunma Yolları
Gripten korunmanın en başta gelen yöntemi grip aşılarıdır. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan Yüksek Risk Grubu dediğimiz kişilere faydalıdır.