Geçenlerde Havran Esnaf oda başkanı Erdal Önder Bey, boy resmini aynada yansıtarak Bakkalları destekliyorum açıklamasını okurken birden zaman tünelinden çocukluk yıllarıma döndüm.(Şeçim zamanları yaklaşıyor diye benzer beyanlar çoğaldı..
1955 yılları ,2.dünya savaşının sonuc sıkıntıları olduğu vesikalık Gaz yağı günleri..Büyük musluklu bidonlardan hortumla emerek gaz çekme yarışlarımız,ödül olarak ta gazoz veya iki bisküvi arasına konulan lokumlarımız,Evlerden tabak götürerek darısı alınarak yoğurt isteklerimiz,soğuk gazoz içmek için buz kalıpları ve erimesin diye odun talaşları ile örtmemiz,samanlar içerisinde ki köy yumurtalarımız,Terazinin yanındaki renkli akide,kızamık,halka şekerlerimiz…..
Bakkala giderken elimizde taşıdığımız bakkal defterlerimiz,bunlardan daha önemliside bakkal amcayı bir aile ferdi gibi benimsememiz.Evimizin anahtarını bırakmak,okula gelip giderken harçlık için ziyaret edebilmek,dertlerimizi dinleyebilen,bezende aile büyüklerimizle aramızda tampon bir elçi kişiliği vardı. .Bizler için değerli bir dostu.
Nasıl ki evde pişen bir tavuğun kokusu evimizin önünden geçen kişilerce duyulması,,Yok olan sebze ve meyve kokularımız,köylümüzün kaybettiği tohumlarımız,İsrail in bir kullanımlık genleri değiştirilmiş tohumları,AB ye giriş için efor sarf ederken atalarımızın verdiği cevaplar unutulması,Türkiye’mizdeki Meşe ormanlarımızın yok edilişi,saymakla bitiremeyeceğimiz bir çok şeyin değişimi ve özel nedenleri ne seyirci kalıp veya siyasiler gibi laf ürettiğimiz ciddi konulardan bir konumuz…..Bakkal amca……..
Destekliyoruz derken ne yapıyoruz,ne gibi güncel bir yardımlarımızı önerebiliyoruz..
Hiper marketlerin (bölgemizde Kipa.Carfur.Tansas,Bim.v.s.v.s)Otoparkalarına bir bakarsak oto galerileri gibi,insanlar sel gibi akıyor sanki ücretsiz mal dağıtımı varmış gibi,İnsan seli,kasaların başında kuyruklar ve arabaların içine bakarsanız sanki tatile çıkıyoruz.kıtlıktan çıkmış gibiyiz.Kasadaki bayanların tebessümleri hoşumuza gidiyor.aldığımız fişleri kontrol bile etmeden plastik para visa kartlarıyla ödüyoruz.Bakkal amcaya gidince de fiat ve kullanım zamanları veya borç yazdırma konuları gündeme geliyor.
Market rafların çeşitliliği,markalar hoşumuza gidiyor.alışverişten sonrada kafede çay içmek,arkadaşlarla sohbet etmek veya cep sinemasına gitmek,çocuğumuzu oyun bahçesinde meşgul etmek hoşumuza gidiyor.Bakkal amcam bu yarışta visa kartı kabulüne başladı,ya diğer özendiğimiz imkanlar,ÖZELLİKLE İNDİRİMLİ ÜRÜN VE GÜNLER …
İndirimli malların fiyatı kadar son kullanma tarihini kaç kişi inceliyor acaba,İade etmeyi düşündüğümüz bir üründe,hipermarketse kuralları aş ,aşabilirsen daha ilk müracaatta baraja takılabilirsin,katı kurallar vardı.Garantiden bahsedilen elektronik markaların bir çoğunda referans verilen temsilci firmalarda ayrı bir sıkıntı,hele kasadan ayrılırken firmanın yapıştırdığı yuvarlak firma etiketini evde eşinize göstermek için açtıysanız yandınız,orijinalliği gitmiş kullanılmış ürün muamelesi görüyorsunuz.istediğiniz kadar ilğili ürün imalatçı firmanın orijinal ambalajında olsun.Elektronik eşya alırken çok dikkat……
Aslında en büyük sorun Napolyanın dediği gibi”Para,Para,Para”………………..
Visa kartı kullanmayan,banka borcu olmayan kaç kişi kaldı acaba bu günkü yaşamımızda….Sonuç marketlerde her şey var ama Bakkal amcanın tebessümü ve dostluğu yok……Bu nedenle koltuğunuzun karşılığında verilen beyanatlarda lütfen yenilik ve bakkal amca ile tüketici bizler arasında köprüler oluşturunuz.Bakkal amca kooperatifleri kurunuz,bireylikten kurtarıp bakkal ordusu yaratınız,diğer kurumlar gibi ucuz ve kredili imkanlar yaratarak bakkal amcaya destek çıkınız.Günlük ekmek ve sigara satarak borç defterinin muhasebecisi olmaktan kurtaracak formüller yaratın,bankalarda özel konumları olsunlar,kredi borçlarına yardım lütfen yoksa yeni ufuklar açılamayan bakkal amcam kepenk indirerek gündelikli bir işe giden konumda olmasın yoksa Fotoğraf çekmek için bile BAKKAL tabelası göremeyeceğiz.Halide Edip Adıvarın “Sinekli Bakkal”romanından bir anı olarak çocuklarımıza okuyacağız.Bakkallarda çocukluğumuzda görmeye alıştığımız Atatürk fotoğrafı yanında resim olarak çizilmiş,”Peşin satan,Veresiye veren” bir insanın portresini anlatan fotoğrafı antikacılarda bile göremez olduk.Bakkal amcayı koruma laf devri geçmiştir artık.lütfen görev alanlar yeni güncel projeler türetsinler.Bir siyasi büyüğümüz gibi bakkal devri kapandı deyip kestirmeden gitmesinler.TV de halkımız bakkalın kendileri için ne kadar önemli oluşunu defalarca anlatıyor,tabii anlayana.sözün kısacası bakkallar kooperatifini devlet veya halkımız yönetsin çünkü bakkal amca yaşantımızın olmazsa ,olmazlarındandır.tıpkı bir müzeye itina ile kaldırılıp korunan nadide bir örnektir.sonsuza kadar yaşatmak tüm yöneticilerin vicdani borcudur.kısacası laf üretmek veya yaşama diretip kişisel ayakta durma mücadelelerine alkış yerine destek gereklidir bakkal amcalarımıza iyiki varlar…TÜM BAKKAL AMCALARA SAYĞI VE SEVĞİLERİMLE.
Haşmet DEMİRBİL