Boşnaklara Yapılan Bu Haksızlığı Bir Boşnak Olarak Kabul Etmiyorum
Geçtiğimiz günlerde, gazeteci Ali Çağatay’ın Rus yayın organı SPUTNIK’te yaptığı açıklamaları dinlerken hem şaşkınlık hem de derin bir üzüntü yaşadım. 27 Mart 2025 tarihli programında, Ali Çağatay, tüm Boşnakları "Nazi, faşist ve SS” mensubu olmakla suçladı ve koca bir milleti hiçbir ayrım gözetmeksizin karaladı. Bir Boşnak olarak, bu söylemi kabul etmem mümkün değil. Tüm Boşnakları Nazi sempatizanı ve faşist olmakla itham ederek ağır bir ayrımcılığa imza attığını düşünüyorum.
Ali Çağatay yayında şöyle diyor; ''Boşnaklardan Kurulu SS birlikleri vardı. Bu arada Yugoslavya'da da SS birlikleri ile dayanışma halinde olan Boşnaklar var. Boşnak kardeşlerimiz Naziler’le işbirliği halindeler Yugoslavya'yı parçalamak için. Müslümandır bizdendir falandır kötü şeyler yapmazlar diye düşünüyorsanız Merak etmeyin faşizmin dik alası oradan çıktı.''
Ali Çağatay, Yugoslavya göçmeni milliyetçi Murat Bayrak’ı örnek göstererek, buradan hareketle tüm Boşnakları Nazi sempatizanı gibi göstermekten çekinmemiştir. Oysaki tarih bilinci olan herkes çok iyi bilir ki, Boşnaklar 20. yüzyılda Sırplar ve Hırvatlar tarafından defalarca soykırıma uğramış, varlıklarını sürdürebilmek için çok zor koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermiştir.
Naziler, 1942 yılında Boşnaklara güvenlik vaad ederek 648 kişilik bir birlik kurmuştur. Bu birlik, çoğunlukla hayatta kalmak için bir seçenek arayan Boşnak gençlerinden oluşmuştur. Nazi ideolojisiyle bir ilgileri olmamıştır. Hatta Himmler'in, Boşnak halkını etkilemek amacıyla Kudüs Müftüsü HajAmin al Husseini’yi devreye sokması bu durumun en açık göstergesidir.
Batı Bosna'da az sayıdaki Boşnakların Bağımsız Hırvat Devleti (NHD) üzerinden Nazi birlikleri ile zorunlu işbirliğine gitmeleri ve askeri eğitimleri için Nazilere geçici olarak katılma nedenleri, kendilerinin hayatta kalabilmesi ve ailelerini, köylerini, kasabalarını faşist Sırp Çetnik Ordusu saldırılarına karşı savunabilmek içindir. Hırvat Devleti Boşnaklara kendilerini savunmaları için çeşitli silahlar yanında askeri üniformalar ve diğer ihtiyaçlar vaat etmiş, bunları da müttefikleri oldukları Nazilerden alarak bu çağrıya uyan Boşnaklara vermişti. Askeri ve savaş eğitimlerinin de Naziler tarafından yapılacağı söylenmiş ve Hançer adı altında bir birlik kurulmuştur. Bu birlik daha sonra yine eğitim ve tatbikat bahane edilerek Fransa'ya gönderilmişti. Fransa'da onlardan Nazi Ordusu’na katılmaları istenmiş, aldatıldıklarını anlayan Boşnaklar Nazi Ordusu’nda ilk isyanını Fransa'da gerçekleştirmişlerdi. Dolayısı ile tarihinde milliyetçilik dahil aşırı hiçbir ideolojileri ve partileri olmamış olan Boşnaklar, Faşist oldukları için değil o dönemde Alman Naziler ve İtalyan Faşistler tarafından işgal edilen Yugoslavya topraklarında kendilerini savunan bir silahlı gücün (ordunun) olmaması nedeniyle denize düşen yılana sarılır misali kendilerine yardım eden silahlı güçlere katılmak zorunda kalmışlardı. Sancak Bölgesi'nde faşist Sırp Çetnik saldırısına karşı Sjenica şehri Boşnak Milisler tarafından, Novi Pazar (Yenipazar) şehri de Alman Nazilerden alınan yardımlar ile savunulmuş, büyük katliamlar ve Boşnak Soykırımı önlenmiştir.
Çaresiz, savunmasız Boşnakların çok büyük bir bölümü Komünist Tito'nun ordusu Partizanlara katılmış ve Yugoslavya topraklarındaki faşist Naziler, faşist Musolli'nin İtalyan Ordusu, Sırp Çetnikler ve Hırvat Ustaşalara karşı savaşmış, binlerce ölü vermişlerdi. Saraybosna'ya ilk girenler Partizan Müslüman (Boşnak) birliği olmuştur. Unutulmamalıdır ki İkinci Dünya Savaşı’nda en büyük kaybı, katliamlara ve soykırıma uğramış, nüfusunun %10 ile 108.000 insanını kaybeden Boşnaklar vermiştir. Faşist Hırvat Ustaşa ve Faşist Sırp Çetnik birliklerinin karıştığı katliamlar, ikisi arasındaki korkunç soykırım (750.000 insan öldürülmüştür) ve Doğu Bosna ile Sancak'taki Boşnak soykırımı tarihi belgelerle sabitken, bir Boşnak birliği üzerinden Boşnaklar hakkında bu tür bir iddia ortaya atmak, faşist olduklarını söylemek tarihi gerçeklerle uyuşmamaktadır.Bu da Ali Çağatay’ın sözlerinin bilgisizlikten ya da kasıtlı bir çarpıtmadan ibaret olduğunu düşündürmektedir.
Ali Çağatay’ın bu ifadeleri, Bosna Hersek’te Boşnaklara yönelik ayrımcı politikalarıyla bilinen Milorad Dodik’in söylemleriyle örtüşmektedir. Milorad Dodik, Rusya’nın desteğiyle Boşnaklara baskı uygularken, Ali Çağatay’ın da Rus yayın organı SPUTNIK’te aynı dili kullanması düşündürücüdür. Bu tür söylemler, sadece tarihsel gerçekleri çarpıtmakla kalmaz, aynı zamanda Boşnaklara yönelik nefretin de körüklenmesine neden olur.
Bugün Türkiye’de adında "Boşnak", "Bosna", "Sancak" gibi kelimeler geçen onlarca dernek ve federasyon bulunmaktadır. Ancak ne yazık ki bu ağır ithamlar karşısında seslerini duyamadık. Bu suskunluk, yapılan haksızlığı görünmez kılmamalıdır.
Ben bir Boşnak olarak, Ali Çağatay’ın tüm bir milleti hedef alan bu çirkin ifadelerini kınıyorum. Bu tür ötekileştirici ve gerçek dışı söylemleri, Tarihi çarpıtarak insanları karalamak gazetecilik değil, kara propagandadır. Ali Çağatay’ın bu açıklamaları sadece Boşnaklara değil, ortak tarih bilincine ve toplumsal dayanışmaya da bir saldırıdır. Biz Boşnaklar geçmişimizi de bugünümüzü de biliyoruz. Soykırıma, Faşizme ve sömürgeciliğe karşı her zaman özgürlüğün ve barışın yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz.
Bu link de gerekli doğru bilgilere ulaşabilirsiniz;
13 A SsDivizijaHandarZijaSulejmanpai PDF | PDF
Sağlıcakla Kalın
Yorumlar
Kalan Karakter: