Ülkemizdeki işsizlik rakamları her geçen gün artıyor.. Neredeyse duyumsadığımızda artık bize hiç de ilginç gelmeyen bu cümle beni rahatsız etmeye başladı. İşsizliğin ne denli can acıtıcı bir durum olduğunu çok iyi tahmin ediyorum. Çünkü iş demek, üretmek demek, emek demek. Kendi varlığını kanıtlamak, hayata tutunmak, alınterini sildiğinde duyduğun o büyük onuru yaşamak demek. Çalışmayı sadece para kazanma aracı olarak görenler, bazen işin kurnazlık boyutlarına da kaçarak, kolay yoldan para elde etmenin çarelerini aramaya başlıyorlar. Ne kadar az işle ne kadar çok para kazanırım hedefine odaklananlar, bazen de çevresindekilerin üzerinden geçinmeye, onların emeğinden, zamanından, işinden çalmaya çalışırlar. Kendilerini “uyanık” statüsüne koyup, diğerlerini kendilerince “aptal” sayanlar bir gün gelip gerçek yüzleri ortaya çıktığında savunacakları tek şey ise “bu paraya bu kadar çalışılır” oluyor…
Çalışmakta kolay yolu seçenler ve onun bunun sırtına dayanarak bir yerlere gelmeye çalışanlar toplumun her gün bir adım geriye gitmesine sebep olurlar. Sinsi bir hastalık gibi içten içe toplumu kemirip, koskoca bir ağacın gövdesini içten içe kemiren kurtlar gibi gün gelir sistemin de çökmesine sebep olurlar. Eğer bir ülkede işsizlik çoksa, işin hakkını vererek çalışan, işi bulduğunda daha kolay yoldan nasıl para kazanırım yollarını aramayan insanların da olduğu gerçeğini bilmek sanırım bu sendromu hafifletecektir. Yaptığımız işi eğer tam hakkını vererek yapıyorsak yapalım, yoksa bırakalım gerçekten işe ihtiyacı olanlar bu işe sahip çıksın.
Gerçekten iş yapacak ELEMANLAR ARANIYOR…