Meslek kuruluşları yöneticileri lafa gelince kendilerini “Sivil Toplum Kuruluşu” olarak niteleseler de aslında Meslek Odaları düpedüz “Kamu Kuruluşu”durlar.
Yine lafa gelince Odamıza siyaset sokmayız diye ortalıkta gezinseler de hem şahısları hem de Odaları düpedüz siyasetin baş aktörleridirler. Siyasi partiler bir sivil toplum kuruluşu olmaları karşısında Meslek Odaları ve Oda yöneticilerinin bir Kamu Kurumu olarak kendi alanlarına müdahale etmeleri sebebiyle “haksız rekabet”in mağdurudurlar.
Anayasamızın 135. maddesinin başlığı “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” olup maddeyi birlikte okuyalım:”Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.”
Balıkesir Ticaret Odası web sayfasında üye yükümlülükleri başlıklı açıklamasını okuyunca aidat konusu daha iyi anlaşılıyor:Üyeler bir önceki yıla ait ticari kazanç beyanının binde beşi oranındaki aidatı her yıl bir veya iki taksitte yatırmak zorundaymışlar. Yatırmazlarsa aidat Kamu Alacakları statüsünde olduğundan faiziyle birlikte tahsil edilirmiş. 2012 yılında munzam aidat tavanı 7.600 tl.miş.Kayıt ücreti 380 ile 110 arasında değişirmiş.(Bkz: http://www.bato.org.tr/bto-2-Uye_Yukumlulukleri.html)
Ben bir avukat olarak Baro’ya kayıt olmak zorundayım.Aidatımı ödemek zorundayım.Ticaret yapan Ticaret Odasına üye olmak zorunda.Aidat yanında her aldığı belgeye ücret ödemek zorunda. İnşaat Mühendisleri gibi proje çizen mesleklerin durumu daha vahim.Çizdiği projeden müşteriden kaç tl alırsa alsın Odanın belirlediği tarifeden çizdiği projenin metrekaresi üzerinden para ödemek zorunda çünkü projesi Belediye’ye onayından önce Oda onayı gerekiyor ve Oda proje m2 hesabı üzerinden tahsilat yapıyor.(Bnz: http://www.imoizmir.org.tr/UserContent/Document/mevzuatodauyg/2012-proje-ve-fenni-mesuliyet-hizmet-bedelleri.pdf )
Bu kuruluşlar Anayasal güvence altındaki bir kamu kurumu olarak çalışıyorlar ama hepsi kendini sivil toplum kuruluşu olarak tanımlayıp siyasetin içinde yer alıyorlar.
Peki bu Odalar nedir ne yapar?
Meslek Odaları evimizdeki misafir odasına benzer..Misafir Odasında ne yapıyoruz; geleni ağırlıyoruz, pastalar börekler, yemekler, çaylar kahveler, muhabbet ediyoruz.Misafir odasının diğer odalardan farkı ağırlama, muhabbet işlevi yanında daha lüks döşeli olması.Meslek Odaları da aynı; tek farkı ailemizin üyeleri misafir odası var diye aidat ödemez.
Meslek Odaları’nın binalarına makam odalarına makam araçlarına dikkatlice bir bakın.Oda Başkanının makam odası Belediye Başkanı, Vali’nin Odasından daha lükstür.Keza araçları da öyle.Maaşları dolgundur.Personel sekreterler..Temsil ağırlama giderleri, yurtdışı gezileri, gezi maceralarının fotoğraflarıyla süslü bültenlerinden üye paraları gene de kalı ve Bankada kabarık hesap oluşur.
Bir de Trafik Komisyonu, Mera Komisyonu, Teşvik Komisyonu, OSB yönetimi vesair komisyon üyelikleri vardır ve komisyonlar paralıdır, sık sık toplanırlar ve toplantı parası hemen hesaba yatar.
Şehrimizi temsil eden, yasaları yapan TBMM üyesi bir milletvekilinden her şeyi bekleriz ama ona sağlanan imkan ile bir Oda Başkanı’nın emrindeki para, makamı, personeli, maaşını, araçları havası karşılaştırmak bile imkansızdır.
Oda Başkanının kariyeri nedir ki ortalama yüz bin seçmenin oyunu alan bir milletvekilinin hayal bile edemeyeceği saltanatın sahibidir?
Meslek Odasına başkan olmak için koca koca adamlar birbirini ve kendini neden bu kadar hırpaladıklarını anlıyor musunuz?
Meslek Odalarının başkan ve yöneticisine faydası çoktur.Buna karşılık üyesine üç kuruşluk bir faydası bile yoktur.
Hangi Odanın varlığı veya bir faaliyeti üyesinin cebine giren paranın artışını sağlar?
Mesela Meslek Odaları yarın kapatılsa ne kaybederiz?Kazancımızda bir azalma mı olur?Fabrikalar mı kapanır?Ticaret mi durur?Avukatlar duruşmaya mı giremez?Mühendis proje mi çizemez olur?
Üyeler için değişen tek şey aidatlar cebimizde kalır?
Meslek Odalarının Başkan ve yöneticileri saltanatlarını, makamı, parayı, havalarını kaybeder ki çoğu için büyük yıkım olur..
Meslek Odaları mevcut yapısıyla üyenin sırtında bir kamburdur ve üyesine fayda sağlamamaktadır.
Bu nedenle Meslek Odaları özelleştirilmeli, Kamu Kurumu özelliği kaldırılarak tam anmalıyla sivil bir kuruluş haline gelmelidir.
Yeni bir Anayasa yazımı yapıldığı bu günlerde Anayasa’nın 135. maddesi mutlaka kaldırılarak sivil toplum, demokrasi ve çalışma hayatımızın bir kamburu durumuna gelen Meslek Odaları asli görevi ve yapısına kavuşturulmalıdır.