Var Yılında Yokluk Yaşayan Zeytin Üreticisinin
Hal-İ Pür Melaline İlişkin Bir Kaç Söz
Zeytin üreticisi geçen yaz döneminden sonbahara evrilen dönemde umutluydu.Çünkü zeytin ağaçları yüklü görünüyordu.Geçen yıl zeytin yağı fiyatı da yüz güldürücü idi.Kısaca geçen yıl belki de ilk kez zeytin üreticinin yüzü biraz gülmüştü.Bu yılki var döneminde yüzünün daha güleceğini umuyordu.
Ama umutları,beklentileri sezonun başında yerini umutsuzluğa ve hayal kırıklığına bıraktı.Çünkü beklenen sonbahar yağmurları yağmadı.Zeytin taneleri büyümedi,hatta ağacın dalında kurudu.Bu nedenle rekolte tahminleri en az üçte bir oranında azalma şeklinde yeniden revize edildi.İkinci olarak emek girdi (işçi ücretleri) ve diğer girdi fiyatları (mazot,ilaç,gübre,ulaşım,tasiriye…) sürekli yükselme eğilimini korudu.
Üretici sezona umutsuz başladı.
Sezonun ortasına geldiğimiz bu günlerde özellikle küçük ölçekli aile üretimi yapan zeytin üreticisi adeta yokluk yaşıyor.Ürettiği zeytin ve zeytin yağını borçlarını ödeyebilmek,işçi ve diğer girdi maiyetlerini karşılayabilmek için mutlaka satmak zorunda.Ancak en büyük zeytinyağı birliği olan Tariş henüz alım fiyatlarını açıklamadı.Alım piyasasında var olan belirsizlik ortamında ulusal büyük alıcı firmalar 180-220 arasında fiyatla alıma başladılar.Bu firmaların market raflarındaki ürünlerinin fiyatı 400-450 liradan başlıyor.Geçen yıl 250-300 lira arasında yağını satan küçük üretici bu yıl ortalama %40 oranında daha düşük fiyatla satmak zorunda kaldı ve kalıyor.
İlgili kuruluşların maliyet hesaplarına göre bu yıl da geçen yıl da olduğu gibi 1 kg zeytin yağının maliyeti 300 lira civarında.Üreticinin zararınının ne kadar büyük olduğunu rakamlar gösteriyor.
Burada en dikkat çekici TARİŞ’in yağ alım fiyatlarını halen açıklamamış olması.Oysa zeytin üreticisin çatı birliği olan TARİŞ’ten üretici lehine piyasa oluşturması beklenir.Basındaki haberlere göre Tariş yetkilileri fiyat açıklamasını “piyasa fiyatı” oluştuktan sonra yapacaklarmış.Kendilerine yağ satan üreticilerine avans fiyat üzerinden işlem yapıyorlarmış.Bana göre bunun anlamı,piyasada büyük firmalar alabildiklerince zor durumdaki üreticinin malını düşük fiyatla toplasınlar,ben sonra fiyat açıklarım.Üretici olarak ben sizin yanınızda değil,büyük firmaların yanındayım.TARİŞ’in tavrını ben bu şekilde okuyorum.Yanılmış olmayı çok isterim.Oysa TARİŞ’TEN KURULUŞ AMACI DOĞRULTUSUNDA ÜRETİCİ LEHİNE PİYASA FİYATI OLUŞTURULMASINDA BAŞAT (ilk,önce,öncelikli) AKTÖRLERDEN BİRİSİ OLMASI BEKLENİR.Tüccarın piyasa fiyatı belirlenmesinde Tariş’in aktörlük görevini terkedip faktör konumuna düşmesi çok üzücü.
Vahşi kapitalizme evrilen neo liberal ekonomik yaklaşımlarda üretici her daim ezilmiştir.Ülkemiz ölçeğinde baktığımızda da bunun tersini göremeyiz.Bu ekonomik düzende piyasa aktörü ulusal/uluslararası piyasa özel firmaları maksimum kar elde etmek için her yolu mübah görür.(Burada yerel,daha çok ürününü daha iyi konumlarda değerlendirmek ve marka oluşturmak isteyen,aslında kendisi de üretici olan küçük ölçekli firmaları ayrı tutmak gerekir).Üreticinin,özellikle küçük üreticinin ezilmesi,nihai yok olmasının hiç bir kıymeti Harbiyesi yoktur. Gidiş,uluslararası büyük tarımsal firmaların üretim etkinliğini ve sürecini tümüyle ele alması,küçük üreticinin üretim sürecinden dışlanması doğrultusundadır.Dünyanın en zengin kişi ya da uluslararası büyük şirketlerin dünyanın her yerinden milyonlarca metrekare tarım arazisini satın almaları bu yüzdendir.Yanılmayı çok isterim,ancak bizim çocuklarımız/ torunlarımız bunu görecek.
Neo liberal düzenin ekseninde hareket eden tüm ülkelerin bireyleri kaçınılmaz olarak bunları yaşayacaktır.