Edremit’i merkez kabul ederek Körfez bölgesinde geçmişten günümüze (çok uzağa gitmeye gerek yok,1900’lü yılların ilk çeyreğinden bu yana) kültür sanat alanında çalışmalar yapan,emek verip üreten değerlerimizi tanıma ve onlara sahip çıkma ( takdir etme, destekleme, yüreklendirme, kolaylaştırma….) konusunda yazı başlığındaki soruya “evet tanıyor,sahip çıktık ve çıkıyoruz…” diyebilmek biraz güç.Şunu da teslim etmek gerekir ki başta ilçe belediyeleri olmak üzere sivil toplum kuruluşları son yıllarda bu konuda başarılı çalışmalar yapıyor. Belediyeler kültürel değerlerimizi,kültür adamlarımızı ve çalışmalarını, eserlerini, folklorik değerlerimizi tanıtmak, yaşatmak, halkla buluşturmak,yeni ürünler ortaya koymak için başarılı çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Dernekler,vakıflar vb. sivil toplum kuruluşları da gönüllülerden oluşan üyeleriyle başarılı çalışmalar yapıyor,etkinlikler gerçekleştiriyorlar.Evet bunların hepsi yapılması gerekli güzel çalışmalar,ancak bölge halkı bu çalışmalardan ne derece haberdar,ya da ne kadar bu çalışmaları destekliyor,sahip çıkıyor? Belediyeler,ilgili kurum ve kuruluşlar,sivil toplum örgütleri gerçekleştirdikleri anma günleri,sanatçıları ve eserlerini tanıtma,paneller,söyleşiler,müzik,tiyatro,folklor çalışmalarına dinleyici,izleyici,katılımcı…düzeyinde katılanlar genelde aynı kişiler,aynı gruplar.Özellikle panel,söyleşi,anma etkinlikleri,tanıtım günleri,bir sanatçının eserini edinme,okuyup geri dönüt bildirme,yüreklendirme,en önemlisi de bu çalışmalara katılma düzeyine toplam nüfusu 165 bin’i aşkın Edremit üzerinden baktığınızda sorunun cevabı kendiliğinden ortaya çıkıyor.Diğer Körfez ilçelerinde de durum farklı değil elbette.Tıpkı ülkemiz genelinde olduğu gibi.
Biraz daha eski tarihli olduğu için Tahir Harimi,Gıyas Yetkin,Lamia Onat,Mustafa S.Sutüven,Ruhu Naci Sağdıç,Şükrü Tunar…bir yana ,günümüze değin gelirsek Ozan Sağdıç (Devlet sanatçısı ünvanlı fotoğraf sanatçısı,yazar),gazeteciler Saadettin Öcal,Mehmet Çelik,Hayati Çelik,Emrah Sağdıç ve diğerleri,Dr Cemal Atamer,Hıfzı Aksoy,Alibey Kudar,İskender Azatoğlu,Erol Özkan,Remzi Gücü…ve günümüzde Edremit’te yaşayarak eserler üreten vb çalışmalar yapan çok sayıda sanatçı ruhuyla eserler üreten vb çalışmalar yapan arkadaşları,müziğimizi halka sevdirmeye uğraşan müzik topluluklarını ve şeflerini…sivil toplum kuruluşlarının gönüllülerini,adını sayamadığımız ve unuttuğumuz
sayıda gönül ve kültür adamını…
Havram ile adı özdeşleşmiş şair Halil Soyuer’i
Burhaniye’de Körfez aşığı Eczacı Mustafa Çakıroğlu,Turan Savaş,Arif Lim,Ahmet Aydınlıgil ve Adil Sydınlıgil,Rasim Yedikardeşler, Mustafa Yüksel,Yücel Aras,Necati Ender,görselleriyle kent belleğini oluşturma misyonu doğrultusunda uğraş veren Hasan Ender ve ismini sayamadıklarımızı...
Ayvalık’lı Ahmet Yorulmaz,Ceyhun Karagöz ve Kemal Girgin’i…
İsimlerini saydıklarımızdan çok daha fazla sayamadığımız bu kültür ve gönül insanlarını kent nüfuslarının en az yarısının tanıması,bilmesi,haberdar olması beklenir.Ancak böyle değil.Bilmiyor,tanımıyor,haberdar değiliz ve merak ta etmiyoruz.Ekonomik kaygılardan tutunda yüzlerce sebebi var bu durumda olmamızın.
Bu durumu ters yüz etmek için ne yapmalı?
Bu soruya cevap verebilmek için önce durum tespiti yapılmalı.
Cumhuriyetinin kuruluşuyla başlatılan kültür sanat çalışmaları dahil her alandaki ilerici çalışmalar Atatürk’ün ölümüyle planlı bir şekilde sekteye uğratıldı.Tarihi olayları,gelişmeleri sıralamaya gerek yok.Ekonomi,sanayi,tarım,askeri… gibi kültür alanında da emperyalizmin hegemonyasına teslim olduk,daha doğrusu teslim edildik.Eğitimimiz kültürümüze yabancılaştırma biçimiyle dizayn edildi.Kendi değerlerimize yabancılaştırıldık.Kültür sanat konularına “ boş,karın doyurmaz “uğraş olarak bakıldı,küçümsendi,görmemezlikten gelindi.Halen bu değer yargısı kırılamadı.
Kültür sanat çalışmalarına ve insanına değer veren güçlü,modern bir ülke olabilmemiz için öncelikle siyasi iktidarlara göre değişmeyen sağlam ve tutarlı bir kültür ve sanat politikamız olmalı.Bu politika/politikalar doğrultusunda eğitim politikamız ülkemizin ihtiyaçları ve gerçekleri çerçevesinde yeniden dizayn edilerek çağdaş hale getirilmeli.İlgili kurum ve kuruluşlar ile belediyeler bu politika doğrultusunda çalışmalar yapmalı.Tarihimizden gelen değerlerimizle evrensel değerleri harmanlayarak geçmişten geleceğe sağlam köprüler kurabilen,bilimi rehber edinen,kendini tanıyan özgüvenli gençler
yetiştirebilmeliyiz.Her çocuğun okul çağında mutlaka bir sanat dalıyla buluşması sağlanmalı.Kısacası kültür sanat alanındaki devlet politikası güncellenerek başta çocuk ve gençler olmak üzere tüm halkın kültür ve sanat çalışmalarıyla iç içe olması mümkün hale getirilmeli.
Dile getirdiğimiz sağlam ve tutarlı,esen rüzgara göre değişmeyen ve değiştirilmeyecek politikaları belirleyecek ve hayata geçirecek İYİ SİYASETÇİ/POLİTİKACILARI işbaşına getirebilmemiz gerekli.Başka da çıkar yol görünmüyor.
Bu özlem bir ütopya olarak kalmamalı…Zaman da alsa istenirse gerçekleştirilebilir.
Yeterki istensin…
Yorumlar
Kalan Karakter: