Son yıllarda yazar,akademisyen,yayıncı,gazeteci ….ünvanlı bazıları bilinçli olarak “Türk” kavramının içini boşaltıp/değersizleştirme sevdası ile Türk Edebiyatı yerine “Türkiye Edebiyatı” ,Türk/Türk vatandaşı yerine “Türkiyeli”kavramlarını kullanıyorlar.Almanya,Fransa,İngiltere Edebiyatı;ya da Alman,Fransız,İngiliz vatandaşları için “Almanyalı,Fransalı,İngiltereli “kavramları nasıl kullanılmıyorsa Türk Edebiyatı yerine Türkiye Edebiyatı,Türk Vatandaşı yerine Türkiyeli kavramı da kullanılamaz.Bu tahrifatı yapanlar Atatürk milliyetçiliği temelindeki birleştirici TürkVatandaşlığı/üst kimliği ret ediyor,T.C Devleti ile arasına mesafe koyuyor.Bu tür reddiye ifade özgürlüğü içinde değerlendirilebilir.Ancak Kürt,Arap,Boşnak,Çerkez…gibi alt kimliklerin birleştirici harcı/çimentosu üst kimliğini değersizleştirmeye/parçalamaya yönelik eylemleri bağımsız ulus devlet refleksi ret eder ve önlemlerini alır.Çünkü alt kimlikleri birleştirici üst kimliği parçalamaya yönelik doğrudan saldırı söz konusudur.Kurtuluş Savaşından buyana emperyalist devletler Türkiye’yi parçalama,bölüp/yönetme amacını hep gündemde tutmuşlar,bu amaç doğrultusunda 1950/60’lardan,özellikle 1980’den buyana merkezi İstanbul olmak üzere “Ortadoğu Birleşik Devletleri”(büyük İsrail projesi) projesini yandaş siyasal iktidar/muhalefet cepheleriyle gerçekleştirmeye çalışmışlardır.1970/1980 arası toplumu derinden sarsan çatışmalar,darbeler,Kurumların itibarsızlaştırılması,ergekondan 15 Temmuza,cemaat,tarikatların laikliğe,Cumhuriyetimize saldırılarına kadar bin bir uğursuz olaylar bu projenin gerçekleştirilmesine yönelik uygulamadır.Amaç ulus devletimizi parçalamaktır.Bunun için laikliği ve ulus devleti sindirememiş ikinci cumhuriyetçilere de üst kimlik harcını parçalama,kültürel erezyona gerçekleştirme görevi verilmiş,onlar da beslenmeleri karşılığında bu görevleri seve seve yapmaya çalışmaktadır.
Amaç budur,efendilerinin buyruklarını yerine getirmeye çalışıyorlar.