İzmirli 16 yaşındaki milli sporcu Setenay Sefil, "Ben kız çocuğuyum" diyerek ilk başta yanaşmadığı karatede bugün 200’ü aşkın madalyayı topladı. Sefil’in en büyük destekçisi ise aynı zamanda antrenörü olan annesi Emine Çam. Genç sporcu, "Annemin desteği olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım. O evde annem, salonda ise hocam" derken, anne Çam ise, "Kızımın her zaman arkasındayım. Setenay benim sporcum benim kızım" şeklinde konuştu.
İzmir’de yaşayan 16 yaşındaki milli sporcu Setenay Sefil, 6 yaşından bu yana karate sporu ile ilgileniyor. İzmir Sınav Anadolu Lisesi 11. sınıfta okuyan Sefil, başarısını hem derslerinde hem de tatamide gösteriyor. Çeşitli müsabakalardan 200’ü aşkın madalyası bulunan Sefil, 12 yıldır karate antrenörlüğü yapan annesi Emine Çam ile birlikte çalışıyor. Annesinin aynı zamanda antrenörü olmasından mutluluk duyduğunu ifade eden Sefil’in hedefi ise Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları.
Setenay Sefil: "Kız çocuğu yapamaz diye bir şey yok"
Karateye annesinin teşviki ile başladığını belirten genç sporcu, "5 yaşında karateye başladım. Bu sporu annem yapıyordu. İlk başlarda pek yanaşmadım, annemin ısrarı üzerine devam ettim. Ama başarı elde ettikçe sporu sevmeye başladım. Ağabeyim de karate antrenörü ve hakemi. Ağabeyim ve annemle birlikte çalıştık ve bugüne dek yaşımdan çok daha fazla sayıda madalya aldım. Biraz çekingen bir kız çocuğuydum. Bu yüzden karate yapmaya ilk başlarda yanaşmadım ama herkes bu düşünceyi yenebilirmiş, bunu anladım. ’Bu sporu kız çocuğu yapamaz’ diye bir şey yokmuş" dedi.
Evde anne, salonda hoca
Annesinin aynı zamanda antrenörü olması hakkında konuşan Setenay Sefil, "Annem yeri geliyor hocam oluyor, yeri geliyor annem oluyor. Bu iki rolü gerektiği zaman takınmak kolay değil. Evdeki anne ile salondaki hoca aynı değil ve biz dengeyi sağlayabiliyoruz. Annem küçüklüğümden beri ‘salona girdiğinden itibaren diğer sporcularla aynısın’ derdi. Salonda hiçbir şekilde ona ‘anne’ diyemiyordum. İlk başlarda buna alışamadım ama her defasında beni uyardı ve ‘hocam’ demeyi öğrendim. Annemin desteği olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım. Annem her zaman ‘kendin gibi dövüşürsen başarırsın’ diye beni motive eder. Maç sırasında annemle göz teması kurarak bile anlaşabiliyorum. Aramızda özel bir bağ oluştu" diye konuştu.
Emine Çam: "İki kardeşin birbirinden kopmamasını istedim"
İzmir Sınav Koleji’nde karate dersleri veren anne Emine Çam da şunları söyledi:
"Oğlum ve ben karate yapıyorduk. İki kardeşin birbirinden kopmaması için Setenay’ı da karateye yönlendirdim. İleride ortak bir paydaları olsun istedim. Ağabeyi hakem ve antrenör, şimdi ikisi aynı salonda beraber antrenman yapıyorlar. Ben de onların her zaman yanındayım. Birlikte spor yapıyoruz. Setenay, 6 yıldır milli sporcu. Hem okulunda, hem de karatede çok başarılı. Şimdi Türkiye Şampiyonası ve Avrupa seçmesine hazırlanıyor. Hedefimiz ise 2020 Tokyo Olimpiyatları."
"Benim sporcum benim kızım"
Setenay Sefil’in zarif ve kırılgan bir yapısı olduğunu ancak tatamiye çıktığında değiştiğini belirten anne Çam, "Onu maç yaparken görmeden kimse karateci olduğuna inanmıyor. Onun bir şeyi istemesi yeterli. Zeki, yetenekli ve yormayan bir sporcu. Onunla çok uyumlu çalışıyoruz. Ancak çalışırken anne kimliğimden çıkmam gerekiyor. Çünkü benim başka öğrencilerim de var. Anne olarak davranırsam işin içine duygusallık girer. Spor ise bir disiplindir. Eğer bu dengeyi iyi koruyamasaydık Setenay bu kadar başarılı olmazdı. Ben onun tabii ki annesiyim ama salonda hocasıyım. Kızım karatede gitmek istediği yere kadar gitsin, ben onun arkasındayım. Setenay benim sporcum benim kızım" dedi.
Güncelleme Tarihi: 15 Kasım 2018, 14:25