Bu yıl kadınlar 8 Mart’a savaş ortamında giriyor. Ülkemizin hemen yanı başında, başta kadınların ve
çocukların zarar gördüğü ancak erkek egemen kapitalist sistemin şirketlerinin ve işbirlikçisi iktidarlarının
kazandığı savaş sürüyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, ABD ve NATO’nun sürekli genişleme hedefi, ayrılıkçı faşist politikalar, nükleer
tehditler, savaş ekonomileri için ayrılan dev bütçeler hepimizi endişelendiriyor. Ancak kadınlar daha da
endişeli…Savaşın ve şiddetin gölgesinde yaşamak istemiyorlar.
Kadınlar hem ülkemizde hem de dünyada barış için daha fazla çaba harcıyorlar.
Türkiye’nin en geniş kadın örgütleri ağı olan EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu 8 Mart basın açıklamasında
şöyle diyor:
“Her savaşın silah sanayicileri ve destekleyicilerinden oluşan bir avuç kazananı ve başta yoksullar, kadınlar
ve çocuklar olmak üzere milyonlarca kaybedeni olduğunu biliyoruz. Dünyanın en büyük silah ihracatçısı olan
ülkelerinin daimi üyesi olduğu BM Güvenlik Konseyi üyeleri başta olmak üzere, çatışma bölgelerine asker ve
silah gönderen, saldırı ve işgalleri destekleyen hükümetlerin tüm savaş kayıplarından ve insani krizlerden
sorumlu olduğunu hatırlatıyoruz. Ukrayna, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Yemen ve daha sayamadığımız
pek çok yerdeki savaşları çıkaran hükümetlerin; bu savaşlardan nemalanmaya çalışan hükümet ve
şirketlerin; doğayı, toplumu, kadınları, LGBTİ+ları ve tüm “öteki” gördüklerini zapturapt altına almaya
çalışan erkek egemen kurumların dünyada barış istemediğini görüyoruz.
Biz kadınlar BARIŞ istiyoruz. Kalıcı, sürdürülebilir bir barışı elbirliğiyle kurmak istiyoruz.”
Ekoloji mücadelesinde kadınlar her zaman en önde. Bergama’dan Cerattepe’ye, Akbelen’den İkizdere’ye,
İkizköy’den Kızılcaköy’e, Kazdağları’ndan Madra’ya, Loç Vadisi’nden Kirazlıyayla’ya, Gerze’den Kamilet
Vadisi’ne, Munzur’dan İnay’a, Peri Suyu’na, kadınlar her yerde mücadelede…
Ülkemizin doğal varlıklarına el koyan ve doğayı meta olarak gören ataerkil kapitalist sistemin yarattığı
ekolojik yıkımlar da en çok kadını ve çocukları vuruyor. Her gün üç kadının öldürüldüğü ülkemizde kadınlar
canlarının derdine düşmüşken bir yandan da yaşam alanlarını, ormanlarını, tarım alanlarını, zeytinlikleri
korumak için yollara düşüyor.
Ekoloji mücadelesinde yer alan kadınlar arasında dayanışmayı ören ve ekoloji alanında toplumsal cinsiyet
eşitsizliğine karşı mücadele eden Ekoloji Birliği Kadın Meclisimiz de 8 Mart nedeniyle yaptığı açıklamasında;
“Kalkınmacı, sömürücü, baskıcı kapitalist sistemin istilacı olduğunun, bu düzenin doğayla insan, kadınla
erkek arasında savaşlara neden olduğun da farkındayız. Sınırsız büyüme üzerine kurulu bu düzende, ekolojik
kırımlara yol açan ve kadın ve çocuklara daha fazla zarar veren savaşa ve savaş ekonomisine karşı,
yeryüzüyle bir olacak ve kadınlar olarak barışı egemen kılmak için öncü olacağız.
Tüm kız kardeşlerimizle birlikte, emeğimizin, bedenimiz, yaşamımız ve tüm canlıların hakları için mücadele
etmeye devam edeceğiz.”
Ekoloji Birliği olarak kadın ve lgbti+’ların her alanda eşit temsil ve şiddetsiz bir hayat için verdikleri
mücadelelerinin yanındayız.
YAŞASIN 8 MART, KADINLARIN ULUSLARARASI BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ!