ŞİİR OKUMAK ve ŞAİRİ ANLAMAYA ÇALIŞMAK, DÖNEMİ ANLAMAK, YAŞAMIN ÖZETİNİ ALGILAMAYI BAŞARMAK ile İLGİLİDİR.
ŞİİR, hayata tutunma ile tutunamama arasında yaşadığım şokların, kuvvetli olarak imkansızlığı hissettirdiği zamanlarımda kapımı çaldı. Son gayreti bırakmadığım, yaşadığım şokların belgelendiği dönemlerimde kendimdeki ŞİİR ile karşılaştım. ŞİİR, tam da o ince çizgide yazılma isteği olarak geldi bana. Bununla beraber kendime özgü ifade ve anlatım tarzım, birikimler, demek ki yeteneğimle de birleşerek bendeki ŞİİRLERİ ortaya çıkardı. Bunu da yaşayarak öğrenmiş oldum. Ve yaşadıklarım ise aşağıdaki ŞİİR tanımlarımı oluşturdu. ŞİİR, dibe düşmüşken, kurtulmak için tırmanıştaki can havlinin son HAMLESİDİR. Son hamlenin çok önemli olduğunu farkettim. Yani çok canınız yanıyor, bir yandan da zor da olsa nefes alabiliyorsunuz. O anlarda kimsenin faydası olamayabiliyor. Fazlaca duyarsızlık var. Görmezden, duymazdan gelmeler var. Bunu suçlayıcı olarak söyleyemem ama gerçek. Yaşamın insanlar üzerindeki kendi telaşesinden olsa gerek. Son çırpınışlarda kendi çabanızın yanında bir de şansınız olursa ancak kurtulabilirsiniz. İyi görünme gayretleriniz karşı tarafın sizi iyiymiş gibi algılamasına sebep oluyor. En kritik nokta bu işte. Oysa ki içten içe gücün tükenmesiyle de tekrar dibe düşülebilir, çıkılmamak üzere. Böyle olmamasını dilerim elbette. ŞİİRİN içinde bulunduğum 2015 'den beri en derin yaraları aldım. Kendimi iyileştirmek için çabaladığım dip kuytudan çıktı şiirlerim. Şiirin en fazla mutluluğu HÜZÜNDÜR. ŞİİR, yalnızlığın boşluğa itilmişliğidir. Sadece birkaç kişinin, hani bir tablo için final olabilecek son fırça darbeleri gibi hayatıma kısa ama önemli dokunuşları ile az da olsa can suyu verilmişti bana. İlk olarak bu şekilde kendime tutunmaya çalışmıştım. YABANCI ya da TÜRK ŞAİRLERİN hayatlarını okumaya başladığımdan beri ne acı ki genelde genç öldüklerini farkettim. Derin acılar ve anlaşılmazlık içinde. ŞAİRLERİN en önemli ortak özelliği, onların herkesten farklı olarak, olacakları ve geleceğin endişeli kısımlarını çok erken hissettikleridir. Şairlerin, anlaşılamadıkları noktada çaresizliklerin sesini kalemden sayfalara dökerek, bu şekilde çırpınışlarıyla dipten çıkmaya çalışarak topluma ulaşabilme gayretlerini görüyorum. Bu son derece etkileyici olmakla beraber çok yorucu maalesef. Havada çakan şimşeklere eştir şiirin sesi. Ve bulutlardan yıldırım yıldırım düşmektir ŞİİR.
"Elinka" Emel Güneş 10 Eylül 2022