ANKARA 2011 yazında,
Bally isabet etmişti balkon camıma.
Alıp da incelerken, ansızın belirdi gölge yanımda. Tırmanmış kolondan genç bir cüsse.
Bense usulca kalkarken ayağa,
bütün ifadelerim yitmişti.
Yüz yüze gelirken, kısılıp açılan öfkeli gözlerinde,
gevşeyen parmaklarımdan
kayıp düşmüştü Bally yere.
Yapıştırılmıştım bir anda, balkon duvarıma,
Ballyli kuvvetince.
Beşinci kuşaktım vatanımda.
Böyle mi olacaktım savaşlar çıkmasa!?
Sadece bildiğim, çalışmaktı ekmek parasına
ve kızımı okutmaktı.
Umudumdan eksilmek, ansızın karşılaştığımca öğrendiklerimdi.
Ben duvarda, dört tarafta, balkonlarda komşular,
dehşet gözlerle ve mırıltıdan sözlerle izliyorlardı.
Duvara tam yapışmış mıydım acaba!.
Şaşkınlık, kaç, kaç fısıltılarında.
Balkon yüksekte, üçüncü katta.
Uğultudan gelen sözler kulağımda.
Herkes şokta.
Ellerinden de bir şey gelmezdi.
Bir kıpırtı demek yanlış hareketti.
Son hamlem olacaktı bu biliyorum.
Takılı kalmıştım yenilerce mahallelerde
içim gömülü çığlıkta,
dışıma tıkanmıştım.
Homurtusunu duyuyordum, o da kimdi?
Yazıktı bize, çok yazık.
Ve neydi başıma gelen?
Kiracısı olduğum evlerde,
yanlış adresli faturalarında
kaybolmuştum zaten.
Şükür, merkezden bulunmuştum.
Güvenli miydi Adalar'dan siten?
Güneşin, çiçeğin varken.
İçten DUALARIMLA ve bir anlık ATILIMLA
ya kurtulacaktım ya da yoktum.
Ah uyuyanlar, o zamanlardan.
Ben ise şoklarda uyanmıştım.
Çığlıklarım hapsoldu yalnızlığımda.
Tek bir hamlem belirlemişti çizginin tarafını.
Ve içimdeki bana ses olan, inancımdı o anda,
ne yapmam gerektiğini hissettiren.
Bir adımlık boşluğundan yararlanmıştım.
Girince içeriye,
kapıyı kapatırken acele,
itiyordum, neyin kuvvetiydi ellerimi delirten.
Balkondan zorluyordu kapıyı, ben ise içeriden.
Kanıyordu parmağım kiliti çevirirken.
"Elinka" Emel Güneş Anısal Şiir