Sağlık kobay fareler ile gelecek

Balıkesir Üniversitesi bünyesinde açılan Deney Hayvanları Üretim Bakım ve Araştırma Merkezi’nde yapılacak deney ve çalışmalarla tıpta yeni buluşlara imza atılacak. Kobay olarak kullanacakları sıçanlarla yakından ilgilenen ve onlara...

Sağlık kobay fareler ile gelecek

Balıkesir Üniversitesi bünyesinde açılan Deney Hayvanları Üretim Bakım ve Araştırma Merkezi’nde yapılacak deney ve çalışmalarla tıpta yeni buluşlara imza atılacak. Kobay olarak kullanacakları sıçanlarla yakından ilgilenen ve onlara gözü gibi bakan Deney Hayvanları Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Elif Aksöz, "Biz emek veriyoruz, onlar ise canını. Onlar bizim için çok önemli" dedi.

Balıkesir Üniversitesi Deney Hayvanları Üretim Bakım ve Araştırma Merkezi hizmet vermeye başladı. Yaz dönemi olması nedeniyle az sayıda deney hayvanının olduğu merkezde, hayvanlar için özel odalar, üretim ve barındırma bölümleri, steril laboratuvarlar ve özel havalandırma sistemleri bulunuyor. Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana bilim Dalı öğretim üyesi ve Deney Hayvanları Üretim Bakım ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Elif Aksöz, Balıkesir’de de artık deney hayvanları üzerinde çalışmaların başlamasıyla önemli bir adımın atıldığını söyledi. Aksöz, "Deney Hayvanları Merkezi tüm insanlarımız ve Türkiye için çok önemli. Türkiye’nin bir çok yerinde deney hayvanları merkezi açılmıştı ama Balıkesir’de maalesef yoktu. Bu nedenle buranın öğretim üyeleri olarak bilimsel çalışmalarımızda başka illere gitmek zorunda kalıyorduk. Vatana millete daha da faydalı olmak istiyoruz ve çalışamamak bizleri çok yoruyordu. Şimdi deney hayvanları merkezimiz olduğu için bizler de çalışabileceğiz" dedi.

Deney hayvanlarının önemine değinen Aksöz, dünyada medikal alanda yapılan gelişmelerin çoğunun son 100 yılda yapılmış olduğunu belirterek, "Bu medikal alandaki gelişmelerin bir çoğunda özellikte tıpta mutlaka deney hayvanları işin içine giriyor. Onlar olmadan hiç bir şeyi direkt olarak insanlarda yapamayız. Onlar bizim çok önemli. Biz doktorlar gerçekten insanlar için çalışıyoruz ama sadece emek veriyoruz. Deney hayvanları ise hayatlarını veriyorlar. Onlar da birer can. Bunu düşünerek deney hayvanları merkezini kurduk. Deney Hayvanları Merkezi’nin bir görevi de deney hayvanlarının etik, ahlaki ve insani değerler çerçevesinde çalışmalarda kullanılmasıdır. Tamam biz dünyaya yararlı olmak istiyoruz, bilimsel çalışma yapmak istiyoruz ama bilimsel olmanın en önemli kurallarından biri de standardizasyon. Şimdi bizim besleyeceğimiz ve üreteceğimiz hayvanlar dünya standardında hayvanlar olacak. Sokaktan bulduğunuz herhangi bir hayvanı deneyde kullanamazsınız" şeklinde konuştu.

Deney Hayvanları Üretim Bakım ve Araştırma Merkezi’nde fare, sıçan, kobay ve tavşanların olacağını açıklayan Aksöz, "Biz sıçanlarla ufak ufak çalışmaya başladık. Şu an çok fazla hayvanımız yok. Çünkü yaz mevsimindeyiz ve önümüzde de bayram var. O nedenle fazla deney hayvanı bulundurmuyoruz şu an. En çok fare ve sıçanla çalışmalarımız olacak. Hayvan sayımızı yaklaşık 500 hayvana kadar çıkartacağız" dedi.

Hayvanlar üzerinde yaptığı deneylerden dolayı kızından tepki gördüğünü söyleyen Elif Aksöz, "Bu meslekten dolayı kendi kızımdan tepki aldım, ’Anne nasıl bunlara kıyıyorsunuz’ diye. Ama şöyle bir şey var. İnsanlık için, bir şeyler yapabilmek adına bu gibi işleri de hayvanları seven insanların yapması lazım. İşin içine girip baktığınız zaman görüyorsunuz ki Rabbim onları sadece bunun için yaratmış sanki. Hem muhafazası çok kolay, hem çok rahat ürüyorlar, hem de çok dayanaklı hayvanlar. Onların hayatlarına, canlarına saygı göstererek davranıyoruz. Eğer yaptığımız işi onlara saygı göstererek, gereğinden fazla hayvan öldürmeden ve acı vermeden yaparsak en güzelini yapmış oluyoruz. Tıpta son 100 yılda çok büyük aşama kaydedildi. Bakıldığı zaman aşı olmayan var mıdır aramızda, aşılar nasıl bulundu hayvanlarla çalışılarak. Ya da ameliyat olmayan var mıdır, anestezi olmadan ameliyat olmayı düşünüyor musunuz? Ya da bir kalp cerrahisi. Bunlar için bir çok köpek canını verdi. Ya da insülin. O ilaçlar olmasa bu insanlar ne olacaktı. Tıp ve fizyoloji alanında Nobel ödülleri alan çalışmaların yüzde 75’inde deney hayvanları kullanılmış. İnsandan önceki basamak deney hayvanıdır. İnsan da çalışma yapamayacağımıza göre biraz da mecbur kalıyoruz" şeklinde konuştu.

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Turan Aslan ise Tıp Fakültesi olan bir şehirde tıbbi deneylerin de gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizdi. Tıbbi deneylerin hem öğrencilerin eğitimi için, hem de bilim adamı durumundaki Akademisyen ve Doktorların dünya standardında bilimsel çalışmalar yapması için gerekli olduğunu söyleyen Aslan, "Böyle bir noktada Balıkesir Üniversitesi olarak eksikliğimiz vardı. Ve bu eksikliğimizi 2017 yılında hayata geçirdik. Şu andan itibaren biz de artık diğer üniversitelerde bulunan, TÜBİTAK’ta bulunan herhangi bir deneysel araştırma laboratuvarından farkımız olmayacak kadar imkanları yakalamış olacağız. Bu Balıkesir’imiz için büyük bir imkan. Gelişmek için, bilimsel çalışma ve keşif yapmak için bir imkan. Ve burayı 24 saat çalıştırmak istiyoruz. Çalışmak isteyen arkadaşlara mesai dışında da hizmet vermek istiyoruz" dedi.

Tıp Fakültesinde çalışan personellerin daha önce deneysel çalışmalar için çevre illere gittiklerini belirten Aslan, "Böyle bir şey tabi onların yeni çalışma yapmaları için iştahlarını kırıyordu. Ve yeni bir çalışmayı planlamaktan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorlardı. Şimdi biz yeni aldığımız arkadaşlara şartlar da getiriyoruz. Her bir Yardımcı Doçentin belirli bir oranda çalışma yapması, yayınlaması lazım diye kararlar aldık. Bu kararları uygulamaya geçireceğiz. Bunu yapmak için de imkan tanıdık" dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner144
SIRADAKİ HABER