Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akif Çuhadar, topuk ağrısının en sık görülen ayak sorunlarından biri olduğunu söyledi.
Yürürken ağırlığımız kadar, koşarken ise ağırlığımızın iki katı kadar topuklara ağırlık bindiğini belirten Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akif Çuhadar, "Her gün ayakta durduğumuzu ve yürüdüğümüzü düşünürsek topuk ağrısının ne kadar rahatsız edici olduğunu anlayabiliriz. Topuk ağrısı olan çoğu hasta genellikle topuk dikeni şüphesi ile müracaat etse de topuk dikeni topuk ağrılarının sadece 10’da 1’inden sorumludur. Normal ağırlıktaki kişilerde ileri yaşta kilolu kişilerde daha erken olmak üzere röntgen ile de gösterilebilen topuk dikenini görebiliriz ve bunların birçoğu ağrıya sebebiyet vermez" dedi.
Topuk ağrısını ortaya koymanın en doğru yeri öncelikle ağrının hissedildiği bölgenin değerlendirilmesiyle başlayacağını belirten Çuhadar, "Genel olarak topuk ağrısına sebep olan durumlar, iki ana kategoride toplanırlar. Topuğun alt bölümündeki ağrı ve topuğun arka bölümündeki ağrıdır. Topuğun alt kısmında olan ağrılar, başlıca plantar fasiit, topuk dikeni, topuk yağ yastıkçığının esnekliğini kaybetmesi, ayak tabanına giden sinir sıkışması kökenli olabilir. Plantar fasiit, plantar fasya, ayak tabanında yer alan kasların altında yer alan topuk kemiğinden ayak uç kısmına uzanan fibröz bant şeklinde bir yapıdır. Tekrarlayan travmalar, normalde yapılanın üzerinde uzun süreli yapılan yürüyüşler, sportif aktiviteler, farklı uygun olmayan ayakkabılar kullanımı plantar fasyada, plantar fasciit dediğimiz imflamasyona yol açar. Plantar fasciit ağrısı genelde sabah ilk kalkışta, uzun süreli oturma sonrası ilk ayağa kalkma sırasında ve gün içerisinde yorulmayla belirgin olarak hissedilir" diye konuştu.
Topuk dikeni, plantar fasiitis uzun süre devam ederse fasya doku bantlarının topuğa bağlandığı yerde, bir topuk dikeni (kalsiyum tortusu) şekilleneceğini belirten Çuhadar, "Bu kolaylıkla çekilen bir röntgende görülebilir. Topuk alt kısmında diken şeklinde kemik çıkıntı oluşumu ile karakterize olup, topukta diken batması gibi ağrı ile karakterizedir. Topuk yağ yastıkçığının esnekliğini kaybetmesi; topuk yağ yastıkçığı, topuk kemiği ile topuk derisi altında yer alan esnek bir yağ dokusudur. Herhangi bir travma, darbe gelmesi sonrasında topukta yağ yastığı bölgesinde hassasiyet ve şişlik ile karekterizedir. Ayrıca, yaş ilerledikçe topukta yağ yastığında incelme olur ki bu da ağrıların ileri yaşlarda hissedilmesinin bir diğer sebebidir. Topuk siniri sıkışması, ayak bileği, iç kısmından iki ana dala ayrılarak ilerleyen sinirin bir dalı da ayak iç kısmından dolanarak ayak tabanında en dıştaki adeleyi kontrol eder. Bu sinirdeki sıkışmada ayakta topuğun iç kısmında daha belirgin hissedilir. Topuğun arka kısmındaki ağrılar, aşil tendiniti ve kalkaneal kemik çıkıntıları oluşumu ile Haglund hastalığı dediğimiz topuk kemiği (kalkaneus) arka kısmının uzaması olması durumlarında görülür. Sıklıkla sebep olarak, uzun süreli koşu, tenis, basketbol gibi sporların belli bir düzen ve antrenman dışında aşırı yüklenerek yapılması, uygunsuz ayakkabı kullanımı ve yapısal farklılıklar sayılabilir" dedi.
Çuhadar, topuk ağrısı tedavisinin egzersiz, şok dalga tedavisi (ESWT), fizik tedavi, ağrı kontrol edici ilaçlar, lokal enjeksiyonlar (steroid, prp) ve cerrahi tedavi ile yapılabileceğini söyledi.