''Miras''

Yani en yakınından kalan mal, mülk. Kalan mal mülk helalinden gelip yeni sahibine ulaştıysa, yeni sahibi de hayrını görür. Yok, haramdan gelmişse, çoluğu çocuğu da faydasını görmez. Mantıken de böyle olması gerekir, değil mi? Shakespeare ne güzel söylemiş: "Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir."

Konu nereden aklıma düştü? Yayın hayatına Perşembe günü başlayan Nefes gazetesindeki bir haber, bu haram-helal miras konusunun dürtüsü oldu. Neydi bu haber? Yazayım:

Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu, bugün milletvekili olan Osman Gökçek, 600 milyon değerinde devasa bir evde oturuyormuş ve 14 dönümlük bir arazisi varmış. Osman Gökçek, 1983 doğumlu. 20 yılını tahsil hayatına çekip atsak, 21 yılda 600 milyonu hangi işleri yaparak bu servete ulaşmış olabilir?

AKP'nin var olduğunu kabul etmemiz gereken ideolojisi helal ve haramı ayırt edebilen bir ideoloji değil midir? Babası varlıklı bir aileye mensup değil, 25 yıl belediye başkanlığı yapan sıradan bir siyasetçi. Oğlu Osman 21 yılda bu serveti nasıl yaptı? Konu bu... Binali Yıldırım var mesela, onun da oğlu 7-8 şilebi olan, para içinde yüzen bir vatandaş...

Gibi gibi… Sayın Erdoğan, bu tür girdilere sahip olanları kulaklarından tutup adalete teslim etseydi, bugün ülkemizde başka siyasi partilere bile gerek kalmadan her köşe başında heykeli dikilirdi. Melih Gökçek’in dillere destan Ankaparkı konusunda hiçbir AKP'li siyasetçi ağızlarına alamadılar. AKP'nin en büyük hatta tek hatası diyelim. Melih ve oğlu, bunlar yaşanmamış gibi halkla alay edercesine siyaset yapmaya devam ediyorlar. Bir hadisle bitireyim konuyu:

“Öyle bir zaman gelecek ki kişi malını helalden mi haramdan mı elde ettiğine bakmayacak.” (Buhari, Büyü, 23)

Bataklık

Kurutulması imkânsız bir çamur deryası... Haberlere bakınca, sanki Suriye kendisini işgalcilerden kurtarmış, yepyeni bir ülke olma yolunda zafer çığlıkları atan bir dizi senaryosu... Oysa bu çamur deryasına su tankerleriyle su pompalayan ABD ve çırağı İsrail’i görmemezlikten gelip, bir teröristin yeni bir devlet kurmuşçasına kabine kurup “Ben devlet oldum” demesine inanmamız isteniyor. Kimse Suriye topraklarında sayısı belli olmayan teröristleri yok sayıyorlar. Peki bu kıçı kırık teröristlere trilyonlarca değerindeki silah ve mühimmat nereden geliyor diye sormuyorlar. Bizi de bu çirkef deryasına çekmek için sırtımızı okşayıp “Sen aslansın” diyorlar... Azmettirici kovboy ve Yahudi uşakları... Aklımızı başımıza toplamalıyız.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.