YAKINDA GİDENLER

ANSIZIN GİDENLER VE GELENLER
Hayatta çoğu şey ansızın olur. Bunlardan en kaçınılmazı tabi ki ölümdür. Televizyonlarda izlerken, kendimizden hep bir parça bulduğumuz, içimizdeki kahraman 
Ramiz Dayımız Tuncel Kurtiz de ansızın çekip gitti sonsuzluğa… Belki bize yaşatacağı, hayallerimize bile gelmeyen duygularımızı da yarım bırakarak… 
RAMİZ DAYIMIZI YOLCU ETTİK
Sıradan bir Pazar gibi görünse de, aslında koskoca bir sanatçının omuzlarda son yolculuğuna uğurlanarak, toprağa verildiği gündü 29 eylül... Herkesin Ramiz Dayısı, Tuncel Kurtiz’in son yolculuğunda, güneş son kez gülümsedi insanlara. Kazdağları’nın ortasında, Edremit’e bağlı Güre beldesinin güzel köylerinden Çamlıbel köyü, belki de tarihinde görmediği yoğun bir insan kalabalığına tanıklık etti. Ne kadar çok insan varsa, bir o kadar büyüdü ve sevgiyle kucakladı tüm insanları. Özellikle İstanbul’dan gelen ünlü sanatçı camiası nedeniyle, uzun araç konvoyları oluşurken, çoğu araç ise rampalarda gidemeyerek yol kenarına park etmek zorunda kaldı. Yürüyerek mezarlığa kadar olan yolda atılan her bir adım, zor gelmedi kimseye. Herkesin yüzünde acı bir hüznü görüyordum. Yolların uzunluğu, güneşin yakıcılığı ve ayakkabımıza dolan toz toprak bile umurumuzda değildi. Ortak paydası Tuncel Kurtiz olan büyük bir bütünün, küçük birer parçası olmanın bilinci ile sadece cenazeye yetişebilmek dışında bir kaygımız da yoktu. Saatler sonra köy mezarlığına geldiğimizde bizim gibi onbinlerce kişinin olduğunu farketmiştim. Çoğu insan oraya katılacak olan ünlü sanatçıları acaba yakından görebilir miyim diye konuşuyordu. Az sonra yoğun kalabalık arasından gelmeye çalışan omuzlardaki cenazeyi gördüm. Kurtiz bu defa binlerce kişinin omuzlarındaydı. Son kez çıkmıştı insanların karşısına ve insanlardan alkış da beklemiyordu… Ünlüleri daha yakından görebilmek isteyen çoğu insan nedeniyle cenaze kabristana taşınırken zorlandı ama Ramiz dayımızı sonunda toprağa verdik. Şimdi o, vasiyet ettiği gibi muhteşem Kazdağlarının ortasında, Körfez’in muhteşem deniz manzarasında sonsuzluğa uzandı. O artık yok ama biliyorum ki, arkasında bıraktığı o anlamlı sözleri, karakterli ve sağlam duruşu ile çoğu insana altın değerinde emanet bıraktı. 
KİRALIK KAYIK ARANIYOR
Bazı olaylar ise haber vererek gelir… Yaşanmışlığını önüne katarak ‘geliyorum’ der ama kimse bu acı tecrübeden ters almamışçasına buyur eder… İşte Edremit’te geçen yıl yaşadığı acı sel felaketinin yaraları yeni yeni sarılmışken, yine kapıya dayanan kışla birlikte kendini göstermeye başlayan yoğun yağışları ölüm uykusuyla beklemeye devam etmesi gibi… 
Yine kış mevsimi yüzünü göstermeye başladı… Her zaman ki gözü yaşlı, ıslak ve soğuk yüzüyle. Ve görmeye alışık olduğumuz manzara yine karşımıza çıktı. Yeryüzüne her düşüşünde güzel duygulara kapıldığım yağmur damlaları bile artık bendeki güzelliğini yavaş yavaş yitirmeye başladı. Çünkü biliyorum ki, Edremit’e yağan her yağmur caddelerin sel sularıyla kaplanması, yolların çukurlaşması ve araçların içine düşerek maddi hasarların meydana gelmesi demek. Yağmurun o insana huzur veren duygularını dahi artık yaşamayı unutmaya başladım. Özellikle yoğun yağışlar sonrasında Edremit ile Zeytinli ve Akçay bölgelerinde bazı apartmanların ikinci katına kadar yükselen sel nedeniyle şimdiden kiralık kayık bulmamızın faydalı olacağını dahi düşünmeye başladım. Yaklaşan kış mevsimi, yine ilk yağmurlarıyla bize göz kırptı. Ve biliyorum ki bunun daha devamı gelecek. Eğer yetkililer hala daha önlem almazlarsa, Edremit’i Viyana’ya dönüştürmek isteyen bazı Belediye Başkanı aday adaylarının bu hayalinin gerçekleşmesi hiç de zor olmayacak.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.