SELAMİ

SELAMİ 

(ANA SINIFINDAN LİSE SONLARA)

İSTANBUL'da, Resim-İş Eğitimi Branş Öğretmeni olarak çalıştığım okullardan birinde, ana sınıfı, liseler dahil tüm okulun resim derslerine giriyordum. Ana sınıfına ikinci girişimde, sınıfın kapısını daha açar açmaz, alkış sesleriyle hoplayıp zıplayan ve "Sen mi geldin yine? Resim mi yapcaz?" diye soran çocuklara "Evet canlarım, resim yapacağız. Resim Öğretmeniniz yine geldi kuzucuklar. Tatlılarıımm..!" diye onlara yanıt verince, onların da "Oleeey..! Öğretmeniim ! Yaşasııınn ! Aaaayy.. ! Ne güzeel.! Seni çook seviyoruum." gibi sözleriyle, doğal hareket ve davranışlarıyla, içtenlikli olan ana sınıfı öğrencilerinin dersinden çıktıktan sonra, bu sefer de lise sınıflarından birinin resim dersine girecektim. Lise sınıflarının bulunduğu, okulun üst katındaki koridorda ilerleyip, ders yapacağım sınıfın kapısına doğru adımlarken, sınıfların aralanmış kapılarından "Ders hocaları geldi mi?"nin kontrolünü yapan bazı öğrenciler, hocalarının adımlama sesleriyle ve geldiklerini görünce, genelde hemen kapıyı içeriden kapatırlar. Kapı kapansa da içerideki manzaranın tam da "HAREKET HALİNDEKİ FİGÜRLER" konulu resim çalışmasına uygun olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildir. Sınıfın kapısıyla yüz yüze geldiğimde, yüzümün ifade şeklini ana sınıfından çıkarıp liseye hitap ayarlı yaparak kapıyı açtıktan sonra, "TÜNAYDIN ARKADAŞLAR" dediğimde sınıf, teneffüsün bitişi ile derse giriş arasında ahengi bulmaya çalışıyordu. Bense öylece durduğum açık kapının önünde, " bir iki dakika içinde çeki düzen oluşturun bakışlı' tavrımla beklerken, o anda hareketleriyle gözlerimi kendisinin üzerine çeken, KİNETİK ENERJİDEN gerektiğinde bir türlü POTANSİYEL'e geçemeyen en son öğrenciyi gözlerimle yakalayıp "SELAMİ..! GEL YANIMA OĞLUM.!" diyerek kişisel seslenişimin ardından, sınıfın ortamına uygun olarak kendi doğallığınca gevrekleşmiş olduğunu seslenirken fark ettiğim bir ses tonumla "TÜNAYDIN GENÇLER" diye böylece tekrar seslenmiş oldum. Sınıftan da "TÜNAYDIN HOCAM" korosunun ardından, yanıma gelmiş olan öğrencim SELAMİ'den, yüzünü sınıf yazı tahtasının yanındaki duvara doğru dönecek şekilde durmasını, duvardaki yüzeyin dokusunu beş dakika kadar incelemesini ve daha sonra aklında ne kaldıysa resim defterine çizmesini, sınıftaki diğer öğrencilerimden de, dersin konusu olarak planımda yer verdiğim, kendilerine ileride kullanabilecekleri "İMZA" araştırma çizimine başlamalarını istedim. Bu arada SELAMİ, kendisiyle baş başa kalarak, beş dakika gözlemlediği yüzeyden, yaptığı resim çalışması ile ilk defa, adeta harika bir eser ortaya çıkarmıştı.

"Elinka" Emel Güneş       08 Mayıs 2022

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.