Eğitimci & Yazar Emine Supçin:
“Kültürsüz Erkek Şiddet Uyguluyor”
Romanlarında kadına şiddet, çocuk tacizi gibi konuları işleyen Eğitimci & Yazar Emine
Supçin, 8 Mart Dünya kadınlar günü nedeniyle Türkiye’de kadına şiddet konusunda önemli
açıklamalar yaptı. Kitap okumayan, kendini geliştirememiş kültürsüz erkeklerin şiddet
uyguladığına dikkat çeken Supçin, genç kızlara maço erkeklerden uzak durmaları uyarısında
bulundu.
“Dokunulmamış Kadınlar” ve “Kış” romanlarının yazarı Emine Supçin, Türkiye’de kadına şiddetin nedenleri
konusunda önemli tespitlerde bulundu.
Kadına şiddetin önlenebilmesi için kadınların çalışma hayatına katılması, böylelikle ekonomik bağımsızlığını
kazanarak; toplumda ve ailede söz sahibi olması gerektiğini savunan Emine Supçin, diğer yandan okullarda
çocuklara ve gençlere “insani değerler eğitimi” verilmesini önerdi.
Genç kızlar Maalesef Maço Erkek Seviyor
Şiddet uygulayan erkeklerin genellikle kültürsüz, kitap okumayan, kendini geliştirmemiş maço tipler olduğunu
kaydeden Emine Supçin şunları söyledi:
“Eskiden yakası bağrı açık, altın zincir takan maço erkekler vardı. Günümüzün maço erkekleri ise kirli sakallı, kısa
pantolonlu, babet çoraplı, topukları görünen tipler. Tabii benim kastettiğim; astığım astık kestiğim kestik,
gücünü göstermeyi seven, masaya yumruğunu vurup sözünün üstüne söz söyletmeyen, hödü höt konuşan
tipler. Kızlarımız da maalesef bu tipleri seviyor. Güçlü bir figür olarak görüp kendilerini koruyup kollayacaklarını
zannediyorlar. Beni kıskanmalı, kıskandığı için bağırıp çağırmalı diye düşünüyorlar. Bunun bir sonraki adımının
kendilerine yönelecek şiddet olduğunu, cinayet olduğunu göremiyorlar.”
Son yıllarda erkek arkadaşı tarafından öldürülen üniversiteli genç kız cinayetlerindeki artışa dikkat çeken Supçin,
“Eğer şiddete uğrayan bir sonraki kişi siz olmak istemiyorsanız; insanı, hayvanı, doğayı sevmeyen,
çevresindekilere kaba saba davranan, yolda kollarını horoz gibi iki yana açıp yürüyen bu tiplerden uzak durun.
Erkeğin maço karakterli olması onun aslında boş olduğunun bir göstergesidir” dedi.
Emine Supçin, kadına şiddetin normal görülmesinde ve bu tiplerin sevilmesinde; dizilerde karısına, kızına,
sevgilisine bağıran çağıran, tokat atan maço karakterlerin de etkisi olduğunu belirterek, senarist ve yapımcıları
bu konuda duyarlı olmaya davet etti.
Siyasilere de çağrıda bulunan Supçin, kadın cinayetleri, kadına ve çocuğa şiddet gibi suçlarda cezaların
artırılmasını istedi.
Kadınlar Çalışma Hayatına Katılmalı
Toplumda en çok şiddete uğrayan ve şiddete maruz kaldığında da en çok sessiz kalan kadınların ev kadınları
olduğunu ifade eden Yazar Emine Supçin, bir mesleği olmayan, para kazanmayan kadınların çoğunlukla ailede
ve toplumda söz sahibi olamadıklarını söyledi. Supçin şöyle devam etti:
“Son yıllarda ülkemizde ‘kadın çalışmasın, evde otursun, çocuklarına baksın’ gibi bir anlayış yerleşti. Fakat hal
böyle olunca evin geçimini sağlayan erkek kadının üzerinde üstünde baskı kuruyor. Gerektiğinde ona şiddet
uygulamayı da kendisinde bir hak olarak görüyor. Kadınlarımız çoğunluğu yetiştirilme tarzından ve toplumsal
algıdan dolayı erkeğin üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalıyor. ‘Kocamdır sever de döver de’ anlayışı buradan
geliyor. Kendi kararlarında özgür olamıyor. Bu durumdan kurtulmak için kadınlarımızı çalışma hayatına katılması
lazım. Para kazanan kadın söz sahibi olur. Kadınlarımızın evden çıkması lazım. Kızlarımızı meslek sahibi
yapmalıyız.”
Okullarda İnsani Değerler Eğitimi Verilmeli
Hayatı sadece lise ve üniversite sınavlarına odaklanan çocukların deli gibi test çözdüklerini belirten Eğitimci
Yazar Emine Supçin, gerek ailede gerekse okullarda çocuklara ve gençlere insani ve ahlaki değerlerin, sevgi-
saygının yeterince öğretilmediğini dile getirdi.
Bu açıdan bakıldığında şiddetin bir diğer sebebinin eğitimsizlik olduğunu vurgulayan Supçin, “Bir yaşantı kısırlığı
var. Çocuklar yeterince doğada zaman geçirmiyor. Hayatı yaşayamıyor. Sınav kaygısının içinde insani yönleri
yeterince gelişmeyebiliyor. Eğitim sistemi revize edilerek okullar açık laboratuarlar haline getirilmeli. Diğer
yandan aileler çocuklarıyla daha fazla nitelikli zaman geçirmeli. Onlarla sohbet edin. Onlarla sevgiyi, saygıyı
paylaşımı konuşun. Birlikte çiçek dikin. Hikayeler anlatın. Akşam yemeklerinde sohbetlerinizi bu hikayeler
süslesin. Çocuklarınıza yalnız insana değil hiçbir canlıya, hiçbir varlığa şiddet eğilimi göstermemesi gerektiğini
öğretin. Aksi taktirde yarın kedinin kuyruğuna teneke bağlar. Öbür gün ağaca, çiçeğe zarar verir. Sonra da ona
buna şiddet uygulayan bir insan olur. Unutmayın ki şiddet uygulayan bu çocukları biz yetiştiriyoruz” şeklinde
konuştu.