İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği “Yeni Dünya Düzeninde Kadim Güç Türkiye” konulu söyleşide konuşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Bu milleti ezmek, yok etmek, inancını sarsmak kolay değil. 100 senedir oynanan bu oyunlar başka milletin üzerinde oynansa inanın tozu toprağı kalmazdı” dedi.
İnegöl Belediyesi tarafından tertiplenen 3. Kitap Günleri’nin ilk konuğu Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ve Dr. Ramazan Kurtoğlu oldu. Gündüz Kitap Fuarı açılışında bulunan Şimşirgil ve Kurtoğlu, akşam ise Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezi’nde (BMKSM) düzenlenen “Yeni Dünya Düzeninde Kadim Güç Türkiye” konulu söyleşide ilçe halkıyla buluştu.
Dr. Yüksek Okşak’ın yönettiği sohbet 20.00’da başladı. Belediye Başkanı Alper Taban ve Başkanvekili Turgay Yel’in de katıldığı konferansta Türk milletinin tarihine yolculuk yapıldı. Programda konuşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Araplar 200 sene İslam’a hizmet ettiler. Hele Peygamber efendimiz ve 4 halife devri... Böyle bir devir dünya üzerinde gösterilemez. Sonra Emevi, Abbasi; 200 sene hizmet oldu. Cenabı Hak kılıcı bu milletin eline verdi. Öncesine bakıyoruz, öncesi de boş değil. Davut aleyhisselama bağlı Türklerdir diyor, biraz okuyorsun Süleyman aleyhisselama bağlı temiz Müslümanlardı diyor. Yani boş değil, geride de peygamberlere bağlı. Belki uygun olmayan, zalim devirleri de var, ama genelde yine o tek din, tek Allah inancı devam etmiş. Yani bu milleti ezmek, yok etmek, inancını sarsmak kolay değil. 100 senedir oynanan bu oyunlar başka milletin üzerinde oynansa inanın tozu toprağı kalmazdı. Çok oyunlar oynadılar. Cenabı Allah verdi kılıcı eline; 1000 sene. Yok böyle bir devir. Bize bunları okutmadılar. Onu bize göstermediler. Bu millet ecdadını tanımasın, bilmesin istediler” dedi.
Osmanlı’nın kendisine tehdit olmayan hiçbir yere savaş açmadığını, toprak ve mal peşinde koşan bir insanlar olmadıklarını vurgulayan Şimşirgil, “Osmanlı’ya bakıyoruz Söğüt ve Domaniç. Bugün bile vilayet değil. Köy mesafesinde iki yer. Oysa Konya’ya sahip Karamanoğulları, Kastamonu’ya sahip Candaroğulları, Manisa’ya sahip Saruhanoğulları, Aydın’a sahip Aydınoğulları, Kütahya’ya sahip Germiyanoğulları. Neden Osmanlı’ya nasip oldu. ‘İstanbul muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden ne güzel komutan, onu fetheden ne güzel asker.’ Neden Fatih’e nasip oldu. Bazen düşünüyorum ne özelliği vardı. İşte bu önemli! İnsana her nimet Cenabı Hak’tan gelir. Bir defa bunu bilmek lazım. Onların inancına, yaşayışına baktığımız zaman görüyoruz ki bunlar bir başka. Bizim çok örnek alınacak noktamız var. Osmanlı Devleti, cihat edeceğim, bana bir yer göster dedi Selçuklu sultanına. Ve onu bu tarafa doğru gönderdi. Onlar Söğüt ve Domaniç’i kendileri aldılar ve orada yerleştiler. 5 bin kilometre yer, 22 milyona çıktı. Hiç kimsenin topraklarında gözü olmadı. Şu İnegöl’de bir tekfur vardı. Bunlar kışın Söğüt’e iniyorlardı, yazın Domaniç’e çıkıyorlardı. Mallarını yağmalıyorlardı. Kendilerine vurduğu için vurdular. Osmanlı, kendisine tehdit olmadan hiçbir yere savaş açmamıştır. Ben gidip şunun toprağını alayım dememiştir. Osmanlı’yı biz lisede kitaplarda okurken; toprak peşinde, mal peşinde, ün peşinde insanlar diye anlattılar. Ne kadar ters değil mi? Oysa Osmangazi’nin vasiyetini bize okutsalardı, öğretselerdi bu sözü bize nasıl söyleyeceklerdi” diye konuştu.
Şimşirgil, konuşmasında son dönemlerdeki Avrupa özentisine de dikkat çekerek, “Biz artık kendi değerlerimizi bıraktık da Avrupa bunu yapıyormuş diye bakıyoruz. Hepsi bende olan değerlerdi onlar. Bende olan hususları Avrupa bulacak, araştıracak, sonra ben Avrupa’dan alacağım” açıklamalarında bulundu.
Dr. Ramazan Kurtoğlu ise eski dönemlerden günümüze batıda oluşan Türk algısından söz etti. Kurtoğlu, “Atilla döneminde batıda bir Türk algısı oluşuyor. Papa Atilla ile görüşmek istiyor. Atilla’nın verdiği cevap şu: ’Papa benim dengim değil, Dış İşleri Bakanımızla görüşsün’ diyor. Tarihin kaydettiği ilk dış işleri bakanı Türk bir kadın. Onun için papa geliyor, Türk kadını önünde diz kırıp yere çöküyor. Bunu bir türlü hazmedemiyorlar. Bunu biz çok çabuk unutuyoruz, ama bu adamlar unutmuyorlar. İşte bu hareketin sonunda Batı Roma gitti. Batı’da bir Türk algısı doğdu. 1071’de Malazgirt’te kendisinden 3 kat büyük orduya, Diyojen ordusuna Alparslan beyaz kefenini giyerek, Allahu Ekber nidalarıyla yürüdüğünde, artık hoş geldin Müslümanlık, Türk algısı var. Sonra 1453’te Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında, Müslüman Türk padişahı kükrüyor. Bu da yenilmez Müslüman Türk algısı. İşte bu yapı içinde bizim 1400 yıl Batı’ya psikolojik olarak, askeri olarak, iktisadi olarak mutlak üstünlüğümüz var” şeklinde konuştu.
Söyleşinin sonunda Belediye Başkanı Alper Taban da sahneye davet edildi. Burada kısa bir selamlama konuşması yapan Taban, “Değerli hocalarıma ve salonu dolduran vatandaşlarımıza katıldığınız için teşekkür ediyorum. Tarihi bilincimizin açılması adına çok önemli ve anlamlı bir program oldu” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ve Dr. Ramazan Kurtoğlu, İnegöllüler için kitaplarını imzaladı.