Diyanet-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Kemal Göleç, Uygur Türklerine uygulanan zulme karşı Çin mallarının alınmasını, satılmasını, ülkelere sokulmasını yasaklamaya, siyasi ve diplomatik ilişkileri kesmeye ya da yavaşlatarak dikkat çekmeye davet etti.
Çin yönetiminin, özellikle 11 Eylül 2001 yılından sonra dünya çapında başlatılan ’terörizme karşı güç oluşturma’ furyasını Müslüman Uygur Türkleri üzerindeki zulüm ve işkenceyi arttırmak için büyük bir fırsat olarak kullandığını belirten Diyanet-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Kemal Göleç, "Bu öldürme ve işkenceler geçmişte yapılan ve şimdi terk edilen hadiseler değildir. Halen insanlığın hissiz bakışları, insan haklarını korumakla mükellef olan uluslararası kuruluşların sorumsuz davranışları önünde giderek ivme kazanan insanlık dışı bir vakıadır. Maalesef Çin Halk Cumhuriyetinin eline soykırım yapmak ya da Doğu Türkistan Müslümanlarını ortadan kaldırmak kendilerinin icat ettiği korona virüs salgınıyla bir fırsat daha geçtiğini üzülerek ifade etmek istiyorum. Bin 200 civarındaki kamplarda 3 milyon Uygur Türk’ünün tutulduğu bilinmekte ve durumları da içler acısı. Toplama kamplarının hijyenik şartları son derece kötü olduğu, virüs için uygun ortam olduğu bilinmektedir. Ayrıca hastalanan ve tedaviye muhtaç olanların hastanelere ulaşımı yapılmamaktadır. Hastaların ötesinde toplama merkezlerinde gıdaların kalitesizliği, yetersizliği ve insani hiçbir uygulamanın kalmadığı haberleri gelmektedir" diye konuştu.
Uluslararası toplumun, BM ve Dünya Sağlık Örgütünün adeta işbirliği yapmışcasına sessiz kaldığına dikkat çeken Göleç, "Toplama kamplarına adeta ölüme götürülen Müslümanların problemleri ile ilgili BM, insan hakları örgütleri ve Dünya Sağlık Örgütü dünya kamuoyuna hiçbir rapor ya da bir açıklama sunmamaktadır. Çin hükumeti, devlet sırrı diye hiçbir bilgi de paylaşmamaktadır. Üzücüdür ki, ülkemizde adım başı açıklama yapan birtakım kuruluşlar Doğu Türkistan için adeta sağır ve dilsiz kalmışlardır. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin devlet ve hükumet yetkililerini, BM, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası mekanizmaları, Doğu Türkistanlı kardeşlerimize sahip çıkmaya, yaptığı zulüm karşısında Çin Hükümetini sert bir şekilde uyarmaya, Çin mallarının alınmasını, satılmasını, ülkelerine sokulmasını yasaklamaya siyasi ve diplomatik ilişkileri kesmeye ya da yavaşlatarak dikkat çekmeye davet ediyorum" dedi.