Bakan Pekcan, Türkiye-Çin İş Forumu’nda konuştu

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Dış Ticaret Açığımızı En Fazla Çin İle Verdiğimizi Ve 3 Milyar Dolar İhracata Karşılık İthalat 20 Milyar Dolar Yaptığımızı Belirtti.

Bakan Pekcan, Türkiye-Çin İş Forumu’nda konuştu

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 88. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) Uluslararası İzmir İş Günleri kapsamında düzenlenen Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti İş Forumu’nda yaptığı konuşmada,

“Türk firmalara sesleniyorum; Çin, satın almak için uzak değilse satmak için de uzak değil. Çin pazarı biraz zor olabilir ama sabırlı olmanızı bekliyorum” dedi.

88. İEF Uluslararası İzmir İş Günleri kapsamında düzenlenen “Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti İş Forumu”; Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir iş dünyası temsilcileri ve Çin Delegasyonu’nun katılımıyla Swissotel Büyük Efes’te gerçekleşti. Çin’in İEF’e 9 eyaletten 61 firmasıyla 150 kişiyle katılım gösterdiğini, Türkiye’nin de Kasım ayında Çin İthalat Fuarı’na 55 firma ile katılacağını kaydeden Bakan Pekcan, dış ticaret açığımızı en fazla Çin ile verdiğimizi belirterek, “3 milyar dolar ihracatımıza karşılık ithalat 20 milyar dolar. Dış ticaret açığımızın büyük kısmını Çin ile veriyoruz. Bu ticaret açığını, ticaret hacmini düşürmeden, hatta artırarak nasıl dengeli hale getiririz bunun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.

Konuşmasında Türk firmalara da seslenen Bakan Pekcan, “Çin, satın almak için uzak değilse satmak için de uzak değil. Çin pazarı biraz zor olabilir ama sabırlı olmanızı bekliyorum. Yapacak çok işimiz var, bunun için niyetimiz var. Çinli firmalara da ‘gelin Afrika’ya, Orta Doğu’ya açılalım’ diyorum. Türkiye’de yapılacak yatırımlara Çin devlet firmaları öncü olabilir. İş dünyamıza vize süreçlerinin kolaylaştırılması lazım” ifadelerine yer verdi.

“Birlikte gidilecek çok adım var”

2001 yılında Çin ve Türkiye arasındaki 1.1 milyar dolar olan ticaret hacminin 2018 23.6 milyon dolara ulaştığını belirten Bakan Pekcan, “Çin bizim Almanya ve Rusya’dan sonra ticaret partneri olduğumuz 3. ülke. Çin ile ticaret artışımız dengesizliği de beraber getiriyor. 3 milyar dolar ihracatımıza karşılık ithalat 20 milyar dolar. Dış ticaret açığımızın büyük kısmını Çin ile veriyoruz. Bu ticaret açığını, ticaret hacmini düşürmeden, hatta artırarak nasıl dengeli hale getiririz bunun üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca Türkiye’de 61 de Çinli yatırımcı firma var. Çin’in sadece 2018’de dünyaya yaptığı doğrudan yabancı yatırım 129 milyar dolar. Çinli yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapmakta geç kaldıklarını görüyorum. Türkiye, Avrupa’nın en büyük nüfusuna sahip. En dinamik nüfusuna sahip. En rekabetçi ,en verimli, en çalışkan iş gücüne sahip. Yatırımlar açısından çok avantajlı konumda. Teknolojik yatırımlarda Türkiye olarak stratejilerimizi teknoloji odaklı projelere yönlendiriyoruz. Birlikte gidilecek çok adım var” dedi.

“Yeni yol haritalarına ihtiyacımız var”

Çin ile Türkiye arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yaptıklarını kaydeden Bakan Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel ekonomide çok yönlü dönüşümler dikkatimizi çekiyor. Korumacılık önlemeleri, ticaret savaşları, küresel ekonomiye etkisini hissettiriyor. Küresel ekonomi teknolojik dönüşümden geçiyor. Yapay zeka, dijitalleşme gibi dünya ekonomisini yeniden şekillendiren teknolojik dönüşümden geçiyoruz. Buna uygun yeni stratejilere, yeni yol haritalarına ihtiyacımız var. Gelişen Türkiye, 21. yüzyılda ikili düzeyde tüm alanlarda işbirliği ile ve teknolojik alanında ortak iş kültürü yapmakla daha yüksek gelirli ülkeler seviyesine ulaşacaktır.”

“Potansiyelin gerisinde”

Çin ve Türkiye’nin, ortak iş kültürünü geliştirdikleri ölçüde başarılarına başarı katacağını ifade eden Bakan Pekcan, “İlişkilerimizin potansiyelin gerisinde kaldığına inanıyoruz. Çin’le olan ekonomik, ticari ilişkilere çok önem veriyorum. Avrupa’nın en dinamik ekonomisi olan Türkiye ve küresel güç Çin’in işbirliği ile Orta Doğu, Balkanlar ve Avrupa’ya yeni bir nefes sunacağımıza inanıyorum. Türk ve Çin iş dünyasının bu sinerjiyi gecikmeksizin yakalamalarını ümit ediyoruz. Çin hükümeti de bu destekleri vermeye hazır. Ülkemiz ve Çin arasında ticari ve kültürel bağların 5 bin yıllık geçmişi var. Bu bağları 21. yüzyılda da karşılıklı yatırım, ticaret ve işbirliğine taşımamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Antep fıstığı ve süt ürünleri yola çıkacak

Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakan Yardımcısı Li Chenggang de, Çin’in, Türkiye’nin 3. büyük ticaret ortağı haline geldiğini, bu senenin temmuz ayında Türkiye’nin kirazlarının Çin vatandaşların sofralarına sunulduğunu söyledi. Antep fıstığı ve süt ürünlerinin de Çin pazarına gireceğini kaydeden Li Chenggang, “Türkiye ile daha dengeli ticaret ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi konusunda mutabakatta bulunduk. Altyapı tesisleri konusunda işbirliğimiz mevcut. Çinli şirketlerin Türkiye’deki altyapı tesisleri 15 milyar dolara ulaştı. Yatırım konusundaki işbirliği çok önemli ivme kazandı. Çinli şirketler Türkiye’de 2.78 milyar dolar yatırım yaptı. Turizm işbirliğinin ciddi potansiyeli var. 2018, Çin’de Türkiye yılıydı. 400 bin turist Türkiye’ye geldi” diye konuştu.

“Hak etmiyoruz”

Dış Ekonomik İlişler Kurumu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da, iş dünyası olarak cesur olmaları gerektiğini ancak devletlerin de kendilerine daha fazla destek olması gerektiğini belirtti. Çin’in tüm dünyaya yaptığı ithalatın 2 trilyon iken, Türkiye’nin bu rakamdan aldığı payın binde 1,5 olduğunu söyleyen Olpak, “Bunu hak etmiyoruz. Turizmde biz işbirliğini artmasını istiyoruz ama bunu sadece turizm gelirleri ile sınırlandırmayalım. Turizm gelişmeleri daha fazla tanımanın önünü açıyor. Bunu sağlamak için gastronomiden rehberlik hizmetlerine kadar altyapının gelişmesi gerekiyor. Direkt uçuşlar hem İzmir, hem ülkemize katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

"Türkiye 5. sırada"

Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Deng Li ise şöyle konuştu:

“Şu an dünya ekonomisi risk ve sınamalarla karşı karşıya. Korumacılık, dünya ekonomisinde belirsizlikleri çoğaltacaktır. Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi. Çin’in çok büyük dayanıklılığı, potansiyeli ve esnekliği var. Çin’in dışa açılan kapısı her geçen gün daha da açılacak. Türklerin Çin’e gelip yatırım yapması daha da kolaylaştırılacak. Bilim ve teknolojik gelişmeler, Çin ve Türkiye gibi ülkelerin, gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı kapatmasını sağlıyor. Yaz mevsiminde Türk kirazları Çin’e gitti. Antep fıstığının Çin’e gitmesi için protokol imzalandı. Süt ürünleri de bu senenin ikinci yarısında Çin’e girebilir. Türkiye, Çin’de internette en çok aranılan turizm destinasyonlarda 5. sırada.”

“Bugün milat olsun”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak 85 üyeyle, ticareti bakanlarımızın çizdiği kurallar bazında ticaret hacmini geliştirerek olan bizleriz. Biz Çin’le ticareti geliştirmek konusunda gayret gösteriyoruz. Vize konusunda sorunların çözülmesini rica ediyoruz. Biz ‘kazan-kazan’ anlayışı ile her iki tarafın da kazanacağı oyunu oynamak istiyoruz” derken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de, “Bugünün, Türk-Çin ilişkilerin bir milat olsun istiyoruz. Türkiye’de bir ‘China town’ kurulması konusunda İzmir olarak hazırız. Ben bugünden itibaren Çin-Türkiye ilişkilerinin İzmir üzerinden yepyeni bir mecraya taşınabileceğini ümit ediyorum. Bunun heyecanını ve coşkusunu yaşıyoruz. İki uzak gibi görünen bu ülkeleri birbirine bağlayan ortak konu ticaret. Ortak geçmişimize yeniden can vermek istiyoruz” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner144
SIRADAKİ HABER