Türkler, bir deniz gibi Balkanlar'dan çekilmiş, ancak tuzunu bırakmış; bütün o topraklar, Türklük kokuyor.
Yahya Kemal Beyatlı
Edremit Türk Ocakları Başkanı Mehmet Özkeleş, Edremit Körfezi'nde çok önemli bir güncel konuya ışık tuttu.
Gecenin misafiri, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Ahmet Günşen hocamız, sade ve harika bir anlatım diliyle Balkanları, mübadele konularını kalplerimize nakşetti. Gönlüm öyle arzu ediyor ki, bu söyleşi en kısa zamanda çok daha geniş bir kitleye hitap edecek şekilde gerçekleştirilsin.
Sarı Saltuk'la Asya'dan başlayan, Sakarya’dan Tuna’ya kadar uzanan Türklük destanımızın örnekleri, göç ve mübadele, sadece Midilli konusu olmadığını; Orhun kitabelerinden, Sümerler'den bu yana Avrupa kıtasında Türklük ve dilimizin kelimeleriyle karşıtı olmadan kök salışımızın, yaşam ve din konularının öz Türkçemiz ile daha anlaşılır hale gelmesinin; kuşattığımız topraklardaki sağladığımız huzurun yüzyıllarca devam eden inceliğini çok güzel örneklerle dile getirdi.
Muhacir diye küçümsenen kimliklerin, Kurtuluş Savaşı'nda son ana kadar cephede kalıp vatan toprağı için mücadele etmeleri ve şehit olmaları, kaybolmuş medeniyetimizin kahramanları olarak asla unutulmamalıdır. Balkanlardan Azerbaycan'a kadar Öz Türkçülük anılarını çok iyi incelememiz gerektiğini, tarihin altın sayfalarından silinemeyeceğini vurguladı.
Kültür, bir milletin içinde yaşadığı coğrafyanın kaderini belirlerken, kimliklerinin damgasını da vurmuş olur.
Edremit Körfezi'nde göç evi veya müzesi çalışmalarında sadece Midilli örnekleri değil, "Türk'ün gönlünde dağ varsa, Balkanlar'dır; nehir varsa, Tuna'dır; insanlık varsa, 600 yıl yönettiği topraklardaki adalet öyküleri vardır." Türkiye'de, bayrağımız altında yaşamak, bir ayrıcalık ve gurur meselesi olarak kalplerimizde her an yer etmeli ve silinmemelidir.
(Haşmet Demirbil)
Güncelleme Tarihi: 28 Aralık 2024, 17:37