PENCEREMDEN
Gitme ÇINARIM benden.
Yüzüme değmiş esintinle,
derin iç çekişime umut olmuşken,
kuşları ağırlıyordun,
ve ben mevsimleri yakalıyordum
senden.
Yaprakların düştüğünde,
boş kalmak istemez gibiydi dalların.
Karları misafir ediyordun üzerinde.
Güz tonlarına dokunan,
yağmurlu gündü, en son hatırımda kalan.
Sabahına uyanmışken, nefesimde tutuldum.
Sen yoktun!.
Penceremdeki boşluğunda kayboldum.
Bir ÇINAR devrilmişti.
Bütün anılarım gölgesine serilmişti.
Sabahlarına açılan gözlerimin önünde,
boş çerçeve olmuştu PENCEREM.
Kuşlar, renkler ve mevsimlerim gitti
BERABERİNDE.
Tek sen vardın, göz göze gelen,
hiç karşılık beklemeden.
Ay geçmişti,
kırılmışlığını hüznümle seyrederken.
Birden, bırakma dedim kendime,
al kalan parçalarını yerden.
YAKACIK'tan ADALAR'a,
Aydos' tan Ayazma' ya dönerdi çehren.
Yanımdasın artık,
nereye gidersem.
Ne ben yalnızım gene ne sen!.
Sabahlarımı karşılardım seninle,
esiri olduğum PENCEREMDEN.
Bir insan mı gelse NEYE YARAR!.
Her yer bana dört duvar.
Hep kal yanımda, canım İSTANBUL'umdan,
YAKACIKLI ÇINAR,
kahvemi yudumladığım yar.
Bakıyoruz birlikte, gittiğimiz yerden,
OLUKLU PENCEREMDE,
yapraklarında güneşi tutan,
ALTIN'dan bir başka ÇINAR var.