İzmir’de, FETÖ’nün üst düzey yöneticileriyle telefonda irtibat kurduğu suçlamasıyla tutuklanıp, Urla Belediye Başkanlığı görevinden alınan CHP’li Burak Oğuz’un yargılandığı davada, savcı esas hakkında verdiği mütalaada sanık Oğuz’un “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.
İzmir’de Urla Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde FETÖ soruşturması kapsamında, “mahrem imamlar” ile telefonda görüştüğü iddiasıyla 16 Aralık 2019’da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanıp görevden alınan Burak Oğuz’un tutuklu yargılandığı davaya devam edildi.
İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Burak Oğuz cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Tanık olarak dinlenen M.Ç., kendisinin de sohbete katıldığı yaklaşık 2 yıllık dönemde Burak Oğuz’un hocalık yaptığını söyleyerek, “Kemeraltı’nda çalışırken, oradaki esnafla tanıştım ve beni sohbete çağırdılar. Ben de sohbetlere katılmaya başladım. Buca’da bir eve sohbete gittim ve konuşmacı da Burak Oğuz’du. Hem Said Nursi kitaplarından hem de Fetullah Gülen kitaplarından alıntılar yapardı. Sohbetler her Perşembe başka bir esnafın evinde yapılırdı ve hafta içi telefonla haber verilirdi. Bir süre sonra Oğuz ayrıldı, yerine Yamanlar Koleji’nde öğretmenlik yapan başka bir konuşmacı geldi” dedi.
“Gülen’in odasını da bize gösterdiler”
Oğuz ile beraber Yamanlar Koleji’ni gezip, elebaşı Fetullah Gülen’in odasını ziyaret ettiklerini belirten M.Ç., “Hep beraber Yamanlar Koleji’ni gezmeye gittik. Orada Gülen’in odasını da bize gösterdiler. Odada seccade, koltuk, yatak vardı. ‘Burada namaz kılardı, burada uyurdu’ diye tanıttılar. Oğuz da bu ziyarette vardı” diye konuştu.
Duruşmada dinlenen diğer tanık Y.S. ise örgütte ‘abi’ görevinde bulunan kişilerin, örgüt içindekilere AK Parti dışındaki partilerde siyaset yapmaları talimatı verildiğini söyleyerek, “Mali Müşavirlik Odası seçimlerinde bir grup kurmuştuk ve genellikle sağ görüşlü müşavirlerle görüşüyorduk. Burak Oğuz’un adını da arkadaşlarım verdi. Cemaatten ama aynı zamanda da CHP’ye üye olduğunu söylediler. Bunun nasıl olduğunu sorduğumda, ‘Abilerimiz, farklı partilerde siyaset yapmamız gerekiyor talimatını verdiler’ cevabını aldım. Yine aynı dönemde televizyon programı yapan Oğuz’un bu durumu nasıl yaptığı sorusuna ise, ‘Abilerimiz ayarlıyor’ dediler. 2013 yılında Oğuz ile sadece bir kez oda seçim öncesinde görüştüm” dedi.
Yerel seçimler öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayarak, “Benim oğlum FETÖ’cü” dediği öne sürülen Oğuz’un babası Ahmet Oğuz da bu celsede tanık olarak dinlendi. Yaşananları dedikodu olarak ifade eden Ahmet Oğuz, “Oğlumun adaylığında etkim olmadı. Seçim kampanyalarında hem çalışıp hem onu şikayet etmem mümkün olamaz. Oğlumun FETÖ ile herhangi bir bağlantısı yoktur, olamaz. Kimseye bu konuyla ilgili hiçbir beyan da vermedim. Bana ait olduğu söylenen beyanlar dedikodudan ibarettir” diye konuştu.
“Buna artık bir son verin”
SEGBİS ile duruşmaya katılan Burak Oğuz, haksızlığa uğradığını savunarak, “Her şey M.T.’nin yazdığı yazıyla başladı. İlk ifademde ne dediysem bugün de aynı şeyleri söylüyorum. 187 gündür cezaevindeyim ve bunun telafisi yok. Sadece dedikodular üzerine ailemden ayrıyım. 15-20 yıl önceki ticari ilişkilerin önüme suç olarak çıkarılmasını kabul etmiyorum. Ben buralara alnım ak bir şekilde dişimle, tırnağımla geldim. İthamları kabul etmiyorum. Ben ve ailem; saygın ve tanınan insanlarız. Haksızlığa maruz kaldım. Her şeyi belgelerle ispatladım. Buna artık bir son verin” dedi.
Esas hakkında mütalaasını mahkeme heyetine sunan duruşma savcısı, sanık Oğuz’un “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, yeni tanıkların dinlemesine karar vererek Oğuz’un tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.