Her insan hayatında bir kez de olsa asla yapmayacağı bir şey için, “dünya dursa da…” diye başlayan cümle kurmuştur.
Bunu fazla iddialı bularak sonradan pişmanlık duyacağı söz ve fiillerden kaçınması için uyarıcı başka bir kalıp cümlemiz daha vardır; Büyük lokma ye, büyük laf etme…
Şimdi dünya durdu.
Dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden söz etmiyoruz elbette...
Herkesin hayatı bir dünyadır.
Normal hayat akışının kesilmesi, dünyanın durması değil midir?
İşte söz ettiğimiz bu…
Bu yazıyı 22 Nisan’da yazmayı düşünmüştüm.
O gün, San Francisco’da 1969’da düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansında John McConnel’in önerisiyle “Dünya Günü” olarak kutlanılmasına karar verildi.
1970 yılında ilki kutlanan Dünya Günü, 50. yılına girdik 22 Nisan’da…
Dünya Günü’nün amacı, dünyanın karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmekti.
Varın siz hesap edin, geçen 50 yılda ne olduğuna…
Bugün dünyayı yönetenlerin yaş ortalaması 50’yi aşmıştır.
Gezegenimizi maruz kaldığı çevresel tehditlere karşı koruyacak kararları alacak olan bu kişiler, sadece şunu hatırlamalı: Çocukken yaşadığınız kent, kasaba, köy daha temiz değil miydi? Gökyüzünün daha mavi olduğu, geceleri yıldızları saydığınızı hatırlayın…
Çocukluk yıllarınızı bir düşünün, unutmayın!
EKONOMİYE İNAT, DÜNYA GELİŞİYOR
Yazımın başlığında “Dünya beklemeye alındı” derken, aynı zamanda salgın sonrası bazı konularda normal hayata dönülmemesi dileğimi de ifade ediyorum. Yaklaşık iki ay içinde salgın nedeniyle hayatın durmasının yarattığı bazı sonuçları paylaşalım.
Los Angeles son 40 yılın en temiz havasını soluyor.
New York’ta karbon monoksit emisyonları yüzde 50 düştü.
Venedik kanalları temizlendi, denizanası bile görüldü.
Normalde kalın duman, endüstriyel egzozla yutulmuş şehir olan Delhi’de gökyüzü gündüz mavi, gece yıldızlar ışıl ışıl görülüyor.
Nairobi’deki Kenya Dağı aniden 85 mil ötede havlu gibi görülmeye başladı.
Küresel kapanış, gezegenimiz için daha temiz bir gelecek vaat etti.
Normal hayata döndüğümüzde hava kalitesi büyük olasılıkla düşecek.
Herkes görüyor, dünya ekonomisi çöküyor. Ancak, varlığı sadece para ve değerli değişim materyalleriyle ilişkilendirirseniz; gezegende sadece mutasyon geçirmiş olanlar hayatta kalacaktır.
Değişime sadece ekonomi bağlamında bakılırsa dünyanın diğer alanlarındaki gelişmeler görülemez.
Bu değişiklikler, uzun vadede daha temiz hava için çevre düzenlemeleri ve politikaları teşvik edecektir.
Salgın sırasında endüstriyel üretimin de durmasının yarattığı olumlu çevresel değişiklikler bazı ülkelerde şimdiden Avrupa’nın bazı ülkelerinde ilham verici yatırımlara dönüştü.
Milan hava kirliliği ve tıkanıklığı kesmek için yollarının 35 kilometresini değiştiriyor.
Paris salgın sonrası yaşam için tasarlanmış 650 kilometre bisiklet yollarına 300 milyon Euro harcıyor.
Şehirleri yeniden hayal etmeliyiz.
Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz?
Bu yaşananlardan ders alınarak kaliteli yaşamın kurulabileceği şehirler her canlının hayalidir.
Gerçek olması yegane temennimizdir.