Siyasetçinin konuşmayla imtihanı asla bitmez…
Siyasetçi, bazen bir sözüyle seçim kazanır bazen de bir sözü yüzünden siyaset hayatını bitirir. İnsanlık tarihi boyunca söz sanatı, retorik, ikna yöntemi, mantıklı konuşma hep üstün değer kabul edilmiştir.
Bilgi donanımlarına sahip olsanız da retorik / konuşma beceriniz yoksa siyasette uzun yol almanız olanaksızdır.
Tarihi gerçeklik, bu iddiamı kanıtlıyor.
Siyasal iletişimin kendine özgü farklılıkları vardır. Siyasal aktörden yani adaydan sonuç bekler; hedef kitleden tutum ve davranış değişikliği istenir.
Siyasal iletişimin amacı, seçmenin desteğini kazanmak, oyunu almaktır.
Başarılı bir sonuç alabilmek, siyasetçinin başarılı söylemde bulunması, etkili konuşma yapabilmesiyle mümkündür.
Konuşmayla ilgili bilinen ama uygulamada sınırlı olan bazı bilgiler vereceğim.
İşlek zekâ, estetik anlayışı, bilgi, tecrübe, mizah kültürü ve bu yetenekleri aktaracak iyi bir diliniz yoksa yola çıkmadan bir kez daha düşünün.
SEÇİM KAZANMANIN YOLLARI
Basit gibi görünen seçim kazanma stratejilerini veriyorum.
Çok insanî ama bir o kadar da çaba isteyen davranışlar: İlgi, dikkat, sabır, bilgi ve uygulama.
Biraz ayrıntı verelim.
Güvenilirlik: Seçmen, siyasetçiye güven duyarsa mesajına / sözüne ilgi gösterecektir.
İkna yeteneği: Siyasal aktörün, vaatlerini yerine getireceği inancını aşılayan mesaj dilinin iyi hazırlanması gerekir. Sözlü mesaj veriyorsa, ikna etmesi retoriğinin güçlü olmasına bağlıdır. Retorik / güzel konuşma sanatı: Siyasetçinin en güçlü silahıdır retorik. Sesin rengi, tonu, tınısı gibi özellikler kişinin doğasından gelebilir. Ancak önemli bir kısmı sonradan eğitim ve toplumsallaşmayla kazanılabilir.
Retoriğin unsurlarına bakınca sözün kudretini daha iyi anlayabilirsiniz.
Nedir bunlar? İyi bir eğitim ve kültüre sahip olmak. Mantıklı konuşmak. Dili iyi kullanmak. Konuşma konularını iyi bilmek. Sesin tonu, rengi ve şivesi… Diksiyonun / telaffuzun etkileyici olması. Empati duygusuna sahip olmak. Dinlemesini bilmek. Öfke kontrolünü yapmak…
Beden dili: Siyasetçinin güvenilirliğini artıran, sözlerini tamamlayan beden dilidir. O kadar önemlidir ki; siyasetçi konuşmaya başlamadan önce beden dili iletişime geçer. Zaman ilerledikçe, sözlerine eşlik edip etmemesine göre etkisini gösterir. Sahnede, küçük gruplar karşısında, sokakta, meydanlarda hepsi ayrı bir beden dili kullanmayı gerektirir. Tabii ki konu bu kadar basit ve uygulaması da kolay değil…
MİZAH ZAKANIN ESTETİK SEVİYESİDİR
Yıllardır, bu konuda çalışmalarım olduğu için ne kadar basit, ne kadar zor olduğunu iyi bilirim. Konuşma koçluğu, iletişim danışmanlığını yaptığım siyasetçilerle çalışmalarımdan çok kıymetli tecrübeler edindim.
Ancak bir siyasetçinin, bir olay karşısında yaşadığı sorunu bir başka siyasetçi yaşamayabilir. Bu durum sadece temsil ettiği siyasi oluşumlu ilgili değildir. Çoğunlukla kişisel tavır ve davranışlarından kaynaklanır.
Siyasetçiler yine meydanlara çıkmaya başladı.
Pekiyi şu sorularla bir değerlendiriniz. Hem aday hem de seçmen açısından önemlidir.
Kaçı topluluk karşısında konuşma sorumluluğunu üstlenecek hazırlığı yaptı?
Mesajı hazırlarken, hedef kitlenin seviyesini dikkate almayı akıl ettiler mi?
Hitap ettiklerinin söz dağarcıklarında olmayan sözlerle konuşuyorlar mı?
Konuşma konularını kim seçiyor?
Doğru hedefe ilerlemek için ortak değerler, sosyal kabul koşullarını öğrendiler mi?
Mizah yeteneği ve kültürleri var mı?
Şaka yapmak isterken, kendileri gülünç duruma düşüren siyasetçi az değil. İtibar kaybı çoğunlukla buradan başlıyor. Mizah sevmeyen insan yoktur. Mizah yap(a)mayan politikacı vardır. Mizah, aynı zamanda zekânın estetik seviyesini gösterir. Her zaman da hayranlık kazandırır.
Hazır cevap mısınız? Her konuya makul, mantıklı, yerinde bir cevabınız yoksa gözden düşersiniz.
BİR SÖZLE DÜNYA KURULUR…
Siyasal iletişimin buraya sığmayacak kadar incelikleri var.
Sadece ama sadece başta yazdıklarımızı duygu, düşünce, söylem ve davranışlarına geçirenler iddia ediyorum kazanır.
Gönül mimarı Mevlana’nın dediği gibi; Bir sözle dünya kurulur, bir sözle dünya yıkılır. İnsanların gönlüne girmeyi, huzurlu bir dünya kurmayı hedef seçenler için rehber ortada. Kazanmak tamamen siyasi aktörün bu rehbere uyup uymama kararıyla ilgili bir tutum… Gerisi seçmene kalmış. Konuşmayı markası haline getirenler hep kazandı.