''Konum at''

Ülkemiz fuhuş batağında… Hamburger siparişi verir gibi konum at, gelsin kapına yani. Ölçülerine göre siparişin bir telefon kadar yakın. Büyük bir sektör haline gelirken, dizi seyreder gibi seyreden ilgili ve yetkililer, bir zamanlar poşet içinde gazete bayilerinde satılan porno dergilerini, masa çekmecelerinde muhafaza eden ilgili ve yetkililer misali… Şimdi teknoloji devri, cep telefonundan konum at, adrese teslim… Yaş önemli değil. Küçük bebelere tecavüz edenler bunlara örnek oldular… Ahlak sükut eyledi… Saçının teli gözüküyor diye dışlananları unutan zihniyet, bir konumla şimdi yaş, maş dinlemeden sipariş verebiliyorlar.
İmdi bunun bir de ticari bir yamukluğu var… Genelev işletenler dava açsalar, kazanırlar mı, kazanmazlar mı? Haksız rekabet girmiyor mu?
Bir muhterem çıkmış meydana, “Konum paylaşan tüm ticari işletmeleri kapsıyor,” demiş. Güldüm. Minareyi çalan kılıfını hazırlar… Telefonla kadın kız siparişi alanlar, kadın göbeyi siparişi verir gibi işlerini yürütürler… Konum at, gerisini merak etme sen. Bunların hakkından rahmetli Lüks Nermin gelirdi ama…

YERLİ MALI
Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı. Biz bu sözü 70 yıl önce çok duyduk. Bu hafta bu sözün doğduğu yıl dönümü. Beykoz ayakkabısı mesela… Ben liseye gittiğim yıllarda Eminönü'ndeki Sümerbank mağazasını tıka basa taksitle alışveriş yapanlara şahit olmuştuk. O tarihlerde Beykoz ayakkabı fabrikasının ürettiği ayakkabı giyenler, bugün adını telaffuz edemedikler Avrupa pabuç giyiyorlar. Ben Erzurum'da ilkokulda okurken Gislat lastik ayakkabı giyerdik. Ama bugün o günleri unutmayan bir nesiliz. Neydim, ne oldum, ne olacağım diye akıl yürütemeyenler, komik duruma düştüklerinin bile farkında değiller. Hem de tefe konularak… Hele birisini tanırım ki, bugün öyle komik duruma düşüyorlar. İstanbul'da Unkapanı'nda, Saraçhane yolu üzerinde Bizans'tan kalma mahzenler vardı. Burası buz gibi olduğu için buzhane olarak kullanılmaktaydı. İşte oradan ucuz diye limon ve sebze alırken görmüşlüğüm var… Hadi neyse…!!!

68 KUŞAĞI
Ayaklı kütüphane olarak tanımlanan bir kuşaktır. Bu kesimin yaşadıklarını defter kitaplardan yırtıp atabilirler ama yaşayan 68 kuşağının kuşağını yırtıp atamazsınız…

OKUL VE DİN
Okullarda ders versinler diye vaiz ve imamlar ders vermeye başlamışlar. Bunlara, (Pİ) sayısı ne diye soracak olursanız, pire'nin baş harfi derler. Biz 68 kuşağı olarak din dersi de okuduk ama yoz olmayan, insanlık, dostluk, Allah korkusu konularını işledik. Bölücülük yoktu. Namaz kılmayan kafirdir diye eğitim verilmedi. Amaçları nedir diye merak etmeye gerek yok. Amaç nedir diye onlara sormak gerekir… Yaşar Nuri hocayı rahmetle anın yeter…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.