İnsan yetiştirmek karakter sınavıdır

Bir dizi film repliğinde 6 yaş grubundaki çocuk, kendi babasının diğer babalara benzemeyen sakarlıklarının nedenini anlamak için soruyor; Baba sen neden böylesin?

Baba aynı saf tutumuyla, “nasıl oğlum?” karşılığını veriyor. Belli ki baba içinde bulunduğu durumun farkında değil.

Baba ne mi yapıyor? Her şeyi eksik…

Pekiştirilmemiş davranışları hep genel geçer hata sınıfında yer alıyor. Anne, fettan (hem arabozucu, hem gönül çelen, ayartan) karakter.

Çocuk, ikisinin arasında bir yerde kişilik arıyor. Bu karakter hepinize tanıdık geliyordur. Yazımızın konusu, sorumluluk sahibi, ruh sağlığı yerinde, tutarlı, kendine ve çevresine yararlı bireylerin yetişme sorunu…

BABA OTORİTESİ, ANNE ŞEFKATİ

Orta yaşa gelmiş insanımızı yetiştiren ailelerde genellikle babanın aşırı otoriter tavrı karşısında annenin şefkatini, aşırı hoşgörüsünü gevşek bir tutumla göstermesi bugün karşımıza pek çok problemli insanı çıkarıyor.

Disiplin çocuk için gereklidir. Aşırı ceza da çocuğun ruh sağlığını bozar.

Diğer yandan, “çocuktur yapar” düşüncesini doğuran aşırı gevşeklik de sağlıksız bir yaklaşımdır.

Kendi rahatı için çocuğa, “şunu yaparsan bunu alırım” gibi ödül de “rüşvet” sayılabilecek bir ahlaki problem ortaya çıkarır.

Kısacası aşırı ve korkutucu davranış içeren disiplin, özgüvensiz birey ortaya çıkarır. Aşırı korumacı yaklaşım ise genellikle anneye bağımlı, her istediğini yapacağını düşünen, asla hatalarının farkına varamayacak birey yetiştirir.

Daha ilkokuldan itibaren başlayan öğrenme, uygulama, duygulanım ve mantık yürütme eksikliği gibi sorunlar belirir.

BU İNSANLAR NİYE BÖYLE?

Sağlıklı birey yetiştirmek için çocuğunuzun yapması gerekenleri çocuğunuz yapsın. Her işi çocuğun yerine yaparsanız size bağımlı hale gelecek. Toplum içinde aynı kolaylaştırıcı yaklaşımları bulamayınca hayal kırıklığı yaşayacaktır.

Çocuklarınızın, isteklerini doğru ve mantıklı olarak anlatmasına fırsat verin. Büyüdüğünü kabul edip yetişkin gibi davranın.

Kendini ve yeteneklerinin sınırını keşfetmesine fırsat tanıyın.

Gençlerin dünyasının, sizin içinden geçtiğiniz yaşam pratiklerinden farklı olduğunu bilin. Onun başarılı olabileceği fırsatları kullanmasına destek olun.

Tecrübeleriniz her zaman onların dünyasına ait olmayabilir.

Ölçülü ve mantıklı konuşun.

Aşırı öğüt, uyarı, yargılama, isim takma, sözünü dinlememe, birey ve yetişkin olarak kabul etmeme onu sizden uzaklaştırıp yabancı hale getirecektir.

Babasını tuhaf bulan çocuğun sorusuyla yazıya başladım, şimdi bağlıyorum. Aynı çocuk, babasında eksik gördüğü yönünü tayin edememesine, adresler bulamamasına, sözel iletişiminde safça sözler kullanmasına; annesinin babasına düşük ilgisine rağmen son derece baskın karakter olmasına şaşırması ileri yaşlarda başka insanlara yöneliyor.

Çünkü bütün saflığına rağmen baba iyi niyetlidir, dürüsttür, kötülük yapmaz. Annenin aldırmaz görünen tavrının altında kendisini tek başına da olsa dünyanın kötülüklerine karşı koruyacağını bilir.

Asıl problem, hayatta pek çok erkeğin saflığının zarar vericiliği, bilgisizliğinin, yön ve iş bilmezliğinin yükü çevresine ve toplumadır.

Üstelik boş konuşmalarıyla herkesin vaktini çalan, inanılması mümkün olmayan yalanlarıyla hayatı geçirirken her karşılaşmada insanın yaşam enerjisini alıp giden yanıyla dayanılmazdır. İşte o an insan sorar; Bu insanlar niye böyle?

Çünkü biz insana yatırım yapmıyoruz.

Bilgi, görgü, disiplin, terbiye, hak, hukuk, saygı, sevgi, fedakarlık, vicdanlı olma, merhametle canlıları kuşatma, korku ve cesaretin yeri gibi pek çok erdem öğretilmiyor.

Sahi niye?

Niye üzerine destan yazdığımız onca eksiğimizi tamamlamaya yönelmiyoruz?

Demek her insan için en zor olan karakter sınavını geçmek

En basit yolu da ötekinin eksiklikleriyle teselli bulmak yerine kendi karakterimizi tanıyıp kusurlarını gidermektir.

İnanın, güvenin; dünya o zaman her türlü daha yaşanır olacaktır.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.