30 yıldır bit pazarı ve sahaflardan sahipsiz fotoğrafları toplayan İlhan Arga’nın atölyesi, 300 bini aşkın kimsesiz fotoğrafa ev sahipliği yapıyor. Bazen tebessüm bazen ciddiyetle çekilen yüz binlerce fotoğraf karesi, bulundukları yerde sessizce sahiplerini arıyor.
İzmir’de yaşayan TRT kameramanı İlhan Arga, lise yıllarından bu yana bit pazarları ve sahaflara giderek sahibi olmayan fotoğrafları topluyor. Stüdyoda çekilip çerçeveletilmiş ya da aile albümlerine konulmuş ancak çeşitli sebeplerle elden çıkarılmış 300 bini aşkın fotoğraf, sahiplerini arıyor. “Sahibini Arayan Fotoğraflar” adıyla sosyal medya üzerinden sayfa açan Arga, bugüne dek 50 fotoğrafı sahibine ulaştığını söyledi. Arga’nın topladığı pek çok aile albümünde bazen onlar, bazen de yüzlerce fotoğraf karesi yer alıyor. Bir aile albümünde, bir çocuğun erişkinliğe geçiş aşamasına kadar şahit olunabiliyor. Yüzlerde tebessümle çekilen fotoğraflar, daha sonra yerini kesik, yırtık ve karalamalara bırakabiliyor. Bazı aile albümlerinde küçük çocuklardan kesilen bir tutam saçın zarfın içine konularak albümde saklanıldığı görülüyor. Bazen de tozlu fotoğraflar arasına iliştirilmiş bir aşk şiiri gün yüzüne çıkıyor. 70’li yıllarda fotoğrafa tutkun bir kadının sık sık stüdyoya giderek fotoğraf çektirdiği, çerçevelettiği fotoğraflara dönemin koşullarında yapılan renklendirme yöntemini uygulattığı anlaşılıyor. Çok sayıda kimsesiz fotoğraf, Arga’nın atölyesindeki duvarlarda ve kutularda sessizce sahibine ulaşmayı bekliyor.
“Sahiplerine ya da ailelerine ulaşmaya çalışıyorum”
Bit pazarı merakının lise yıllarından bu yana devam ettiğini belirten Arga, “Bit pazarlarını sürekli dolaşırım. Üniversitede de iletişim bölümünü okudum. Burada fotoğraflara daha çok ilgi duydum. O yıllarda bit pazarlarından aile albümleri toplamaya başladım. Amacım, o ailelere ya da fotoğraf kültürüne ait mirasın kaybolmamasıydı. Yaklaşık 30 yıldır aile albümü topluyorum. Bine yakın ailenin albümü var. Yaklaşık 300 bin de tek fotoğraf karesi mevcut. 2016 yılında da bu fotoğrafları Sahibini Arayan Fotoğraflar adıyla sosyal medyada paylaşmaya başladım. Biriktirdiğim bu fotoğrafların sahiplerine ya da ailelerine ulaşmaya çalışıyorum” dedi.
"Fotoğrafını gören şaşırıyor"
Yaklaşık 50 fotoğrafın sahibine ya da fotoğraftaki kişilerin ailelerine ulaştığını kaydeden Arga, “Kimisi de beni buldu. İnsanlar genelde şaşırıyor. Bazen amacımı anlamayıp fotoğrafları ne yapacağımı soruyorlar. Fakat bu albümlerin hikayesinde genelde terk edilme veya buna benzer durumlar söz konusu olabiliyor. Bu sebeple geri dönüşler de zor oluyor. Benim amacım bir sosyal sorumluluk projesi oluşturmak. Dağılan bir kültürün, bir mirasın en azından sağlıklı bir şekilde bende kalması, arzu ederlerse sonraki kuşaklara aktarılmasını istiyorum” sözlerine yer verdi.
“Bu kadar büyük bir arşiv kurumsallaşmalı”
Arşivinin yüzde 99’unun İzmir’de çekilen fotoğraflardan oluştuğunu ifade eden Arga, şöyle konuştu:
“Bu kadar büyük bir arşiv kurumsallaşmalı. Kültür müdürlükleri, üniversiteler ya da belediyelerin bu konuyla ilgili departmanlarının projeye sahip çıkmasını isterim. Bu İzmir için çok güzel bir kültürel birikim. Kaybolan aile mirasını ve bu topluma ait olan kültür mirasını elde tutmak istiyorum. Şimdilik benimle sessiz sakin duvarda ve kutularında duruyorlar. Umarım fotoğrafların sahiplerine ulaşıp ailelerin sonraki kuşaklarına verebilirim.”
"O ailelerin albümlerine konuk olmuş oluyorum”
1930’lu yıllardan 90’lı yıllara kadar yüz binlerce fotoğrafa emanetçilik yapan Arga, “Bu fotoğraflarla yıllardan beri iç içeyim. Günün önemli bir bölümünü onlarla geçiriyorum. Tarıyorum, araştırıyorum, sahiplerini bulmaya çalışıyorum. Bu arada o fotoğraflardaki kişilerle bir ilişki de kurmuş oluyorum. Bir albümü aldığımda genelde merkezde birkaç kişi oluyor. Anne, baba, dedelerin fotoğrafları albümlerde yer alıyor. Örneğin çok güzel çocuk fotoğraflarına rastlıyorum. Fotoğrafın arkasındaki tarihe baktığımda ise bu çocukların benden 30-40 yaş daha büyük olduğunu öğrenip farklı bir ruh haline giriyorum. Fotoğrafları içselleştiriyorum. Aslında o ailelerin albümlerine konuk olmuş oluyorum” diye konuştu.
"Her fotoğrafın bir hikayesi var"
Arga, bit pazarları ve sahafları dolaşarak sahipsiz fotoğrafları alıyor, bazen de Arga’nın bu tutkusunu bilen yakınları temin ettikleri sahipsiz fotoğrafları ona ulaştırıyor. Her fotoğrafın ayrı bir hikayesi olduğunu dile getiren İlhan Arga, “Toplum için 80’lere kadar fotoğrafın ayrı bir anlamı var. 30’lar, 40’lar ve 50’lerde çekilen fotoğraflara baktığımızda fotoğrafa çok daha farklı bir anlam yüklendiğini görüyoruz. Bu, duruşlara ve yüzlere yansıyor. 60’lardan sonra fotoğraflar farklı bir bakış açısıyla çektiriliyor. 80’ler ve 90’lardan sonra fotoğrafa çok da anlam yüklenmiyor” ifadelerini kullandı.