Buca’nın ’kardelenleri’ can suyu bekliyor

MADDİ İMKANSIZLIKLARDAN DOLAYI ÇOCUKLARI VE AİLELERİ KORUMA SPOR KULÜBÜ DERNEĞİNİN KAPISINA KİLİT VURULUNCA, DERNEK ÜYELERİ HER ŞEYİN BİR FUTBOL TOPU İLE BAŞLADIĞI BOŞ ARAZİYE GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALDI.

Buca’nın ’kardelenleri’ can suyu bekliyor

İzmir’de bir avuç gönüllü tarafından kurulan Çocukları ve Aileleri Koruma Spor Kulübü Derneği; dezavantajlı bölgelerde yaşayan, suça eğilimli ve madde bağımlılarının da bulunduğu çok sayıda genci topluma kazandırdı. Ekonomik sıkıntı çeken birçok genç; adını bile bilmedikleri spor ve kültür-sanat dallarıyla tanıştı, hayalini bile kurmadıkları üniversitelerin sıralarına oturdu. Emekli hemşire Özgül Gedikli önderliğinde bin kişinin hayatına dokunan dernek, son bir yıldır ise maddi imkansızlıklardan dolayı faaliyet gösteremiyor. Derneğin kapısına kilit vuruldu, gençler 9 yıl önce her şeyin başladığı boş araziye geri dönmek zorunda kaldı.

İzmir Buca’nın Göksu Mahallesi’nde yaşayan emekli hemşire Özgül Gedikli, bundan 9 yıl önce mahalleli 30 gencin içine yabancı madde koyarak soda şişelerini patlattığını fark etti. Evinin balkonundan görünen boş araziyi mesken tutan gençlere yaklaşarak yaptıklarının iyi bir şey olmadığını anlatmaya çalışan Gedikli, önce hoş karşılanmadı. Ancak emekli hemşire, gençlerin peşini bırakmadı. Akşamları gençlerin yanına gidip onlarla çekirdek yiyerek sohbet etmeye başlayan Gedikli, en sonunda aralarında suça eğilimli ve madde bağımlıların da bulunduğu gençlerle iletişim kurdu. 30 gence deri bir top hediye ederek onlarla boş arazide futbol oynayan Özgül Gedikli, bir süre sonra çevredeki bir spor salonu ile anlaştı. 30 genç o salonda ücretsiz olarak sporla tanıştı, kısa sürede mahalledeki diğer gençler de spor yapmaya başladı. Sayıları 600’e ulaşınca basketbol ve hentbol takımları kuruldu, mahalleli gençler spor salonunun merdiven altında tiyatro provaları yaptı. Ardından Çocukları ve Aileleri Koruma Spor Kulübü Derneği bünyesinde spor, sanat ve kültür alanlarında çalışmalar yapılarak bin genç dernek bünyesine katılmış oldu. Çok sayıda genci topluma kazandırıp meslek sahibi yaptıklarını belirten Gedikli, maddi imkansızlıklardan dolayı dernek binasının kapandığını, her şeyin başladığı boş araziye geri dönmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Soda şişelerini patlatan gençleri spora yöneltti

30 çocukla başlayıp bin kişiye ulaşan derneğin hikayesini anlatan Özgül Gedikli, “Mahalleli 30 genç, soda şişelerinin içine yabancı ve tehlikeli maddeler koyup patlatıyordu. İlk etapta yanlarına yaklaşıp zararlarını anlattım ama beni dinlemek istemediler. Bir süre onlarla iletişime geçmek için uğraştım. Onları korkutmadan sohbet etmeye çalıştım. Birlikte çekirdek yeyip kola içtik. Bu şekilde yakınlaştık. Onlara futbol oynamalarını teklif ettim, benden deri top istediler. ‘Ben de sizle oynayacağım’ dediğimde, ‘sen de mi bizimle oynayacaksın, olmaz’ dediler ama biz beraber mahalledeki araziyi temizledik ve futbol oynamaya başladık. Daha sonra çevredeki spor salonundan destek istedik ve sağ olsunlar belli saatlerde basketbol antrenmanı yapmamıza izin verdiler. Çocuklar bu şekilde basketbola adım atmış oldu” dedi.

“Bu ayakkabıyı babamın bir senelik maaşı ile alabiliriz”

Bölgede yaşayanların maddi durumlarının yetersiz olduğunu belirten Gedikli, “Buradaki çocuk ve gençlerin birçoğu suça meyilli, madde bağımlısıydı. Spor salonunda kolejli öğrencilerin ayakkabılarını gördüklerinde ‘bu ayakkabıyı babamın bir senelik maaşı ile alabiliriz’ diyen çocuklarımız vardı. Biz onları spora teşvik ettik, gönüllülerin yardımı ile forma ve top aldık, sporcularımızın lisanslarını çıkarttık. Amatör olarak kız ve erkeklerden oluşan ilk basketbol grubumuzu kurduk. Takımlarımızla çok sayıda başarı elde ettik. Zamanla daha çok çocuğumuz aramıza katıldı ve futbol, basketbol, hentbol takımlarımızı kurduk, tiyatro grubumuzu oluşturduk. Tiyatro provalarımızı spor salonunda tekerlekli sandalyelerin konulduğu merdiven atında yaptık. Sayı çoğaldıkça dernek çatısı altında olmak istedik. Ben, Nurten İşleğen ve Ogün Kayacan olarak Çocukları ve Aileleri Koruma Spor Kulübü Derneğini kurduk. Burada basketbol, hentbol, badminton, oryantiring, el atölyeleri, okuma-yazma, tiyatro, resim şiir gibi pek çok alanda etkinlikler düzenlemeye başladık. Sadece çocuk ve gençlere değil ailelere de her alanda destek olduk” diye konuştu.

“Başladığımız yere, bu araziye geri dönmek istemiyoruz”

2011’de 30 gençle başlayan oluşumun 9 yıl içinde bin kişiye ulaştığını ifade eden Gedikli, “Maddi imkansızlıklardan dolayı bir yıldır faaliyet yapamıyoruz. Derneği kapattık, eşyalar bir arkadaşımızın odasında duruyor. Biz burada madde bağımlısı çocuklarımızı topluma kazandırdık. Çocuklarla tanıştığımızda hiçbirinin üniversiteye gitme hayali yoktu. Çocukların neredeyse yüzde 70’i suça meyilliydi. Şimdi avukat olan, sporcu olan çocuklarımız var. Bu yıl 20 gencimiz üniversite kazandı. Onların hayallerini gerçekleştirdik. Spor, sanat ve kültürle iç içe oldular ve bakış açıları değişti. Şimdi derneğimiz yok ve başladığımız yere, bu araziye geri dönmek istemiyoruz. Bin çocuğu buraya sığdıramayız. Bize uzanan eller olsa belki daha fazla çocuğa ulaşırız, belki daha fazla çocuğun hayatını kurtarırız” ifadelerine yer verdi.

“Okumak istemiyordum ama bu yıl üniversite kazandım”

19 yaşındaki Berat Akın, Özgül Gedikli’nin yaklaşmaya çalıştığı 30 gencin arasındaydı. Mahalleli arkadaşlarıyla soda şişelerine yabancı cisim koyarak patlatan, üniversite hayali kurmayan Akın, bugün Dicle Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünü kazanmanın gururunu yaşıyor. Derneğin kendisi gibi gençlerin hayatına dokunması için destek beklediklerini dile getiren Akın, şunları söyledi: “Mahallede arkadaşlarla soda şişelerini patlatıyorduk. Özgül Abla bizimle konuşmaya çalıştı ama ilk başta onu ciddiye almamıştık. Bizleri kandırdığını düşünmüştük. Daha sonra birbirimize ısındık ve o topla başlayan hikayemiz spor salonunda devam etti. Önce futbol oynadık ve ardından basketbola yönelerek kocaman bir aile olduk. Özgül Abla ile tanışmadan önce okumak istemiyordum ama bu yıl Diyarbakır’da Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünü kazandım. Benim gibi gençlerin iyi yerlere gelmesi için destek olunmasını istiyoruz.”

“Özgül Abla hakkını helal et, hukuk fakültesini kazandım”

Özgül Gedikli ile liseye başladığı yıl tanışan 22 yaşındaki İlkay Kerim Daldal ise, o yıllarda haylaz bir öğrenci olduğunu söyleyerek, “Mahalledeki spor salonunda ücretiz basketbol oynandığını öğrenince katılmak istedim. İlk zamanlar imkanlar kısıtlıydı ama zaman içinde kulüp büyük bir sıçrama yaptı. Ben de hem oyuncuydum hem antrenördüm. Kalan vaktimde üniversite sınavına hazırlanıyordum. Üniversite için şehirden ayrıldım, geri döndüğümde bıraktığım gibi bulmak isterdim. Gerek pandemi, gerek imkansızlıklardan dolayı faaliyetler durdu. Hayırseverlerimizden, devletimizden, şehrin önde gelenlerinden destek bekliyoruz. Çünkü bu çocukları bu bataklıktan alıp buralara getirmek zordu. Ben de bu kulüp sayesinde kendime hedef koydum. Üniversiteye hazırlanırken kulüp destek oldu. Üniversite tercihimi Özgül Abla’ya danışarak yaptım. Sonuçlar açıklanınca gelip ‘Özgül Abla hakkını helal et, hukuk fakültesini kazandım’ dedim. Şimdi stajyer avukat olarak mahalleye geri döndüm, çalışmalara destek vermek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Burada iyi yerlere gelebilecek insanlar var”

17 yaşındaki Ezginur Serdaroğlu ise dernek bünyesinde hem kick boks hem de tiyatro yapıyordu. Derneğe kilit vurulmasıyla büyük üzüntü yaşadıklarını söyleyen Serdaroğlu, “Bize destek olunmasını çok isteriz. Sanat ve spor yapıyoruz. Ülkemizin sporcu ve sanatçı gençlere ihtiyacı var. Ben kulüpte hem Kick Boks yapıyordum hem de tiyatro oynuyordum. Provalarımızı yapmak için bir alanımız olsa çok iyi olur” dedi.

Dernekte basketbol ve tiyatro ile tanışan 16 yaşındaki Beste Tanrıverdi de, “7 yıldır bu kulüpteyim. Basketbol ve tiyatro ile ilgileniyorum. Tiyatroya her zaman ilgim vardı ama bunu gerçekleştireceğimi hiç düşünmezdim. Özgül Abla sayesinde hayallerime kavuştum” diye konuştu.

Badminton sporunda Türkiye 3.’lüğü bulunan 13 yaşındaki Arda Yıldırım ise, “Derneğimiz kapandı, faaliyetlerimizi yapamıyoruz. Zor bir bölgede oturduğumuz için bize destek olmalarını istiyorum. Burada iyi yerlere gelebilecek insanlar var. Özgül Abla’ya da teşekkür ediyoruz. Bu kötü çevreden insanları bir araya getirip iyi yerlere getirdi” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner144
SIRADAKİ HABER