Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bursa Edebiyat ve Yazı Akademisi’ programına konuk olan hikâye ve roman yazarı Güray Süngü, günümüzde hızın sonsuz ve fikirlerin uçucu olduğunu belirterek, “Özellikle bugün sosyal medyanın keşfi ile zihinler sloganlara teslim olmuş. Sürekli savruluyor bir uçtan bir uca. Dünün A’sı bugünün B’si oluveriyor hemen” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Bursa Edebiyat ve Yazı Akademisi’nin konuğu hikayet ve roman yazarı Güray Süngü oldu. Üniversite eğitimini Bursa’da aldığını ve o yıllarda film izlemek için geldiği Tayyare Kültür Merkezi’nde bugün bir sunum yapıyor olmanın kendisi için farklı bir duygu olduğunu söyledi. Okurlarına ‘Edebiyat ve Kurma Dünya’ konulu bir sunum yapan Süngü, bir yazar hangi maksatla ve nasıl yazar sorularına cevap verdi.
Anlatı denilen şeyin insanlık tarihi kadar eski olduğunu insanın eser koyma çabasının mezar taşlarından ve mağara resimlerinden başladığını dile getiren Süngü, “İşte modern bir dünya mı şimdi. Yani hız sonsuz ve fikirler uçucu. Özellikle bugün sosyal medyanın keşfi ile sloganlara teslim olmuş zihinler. Sürekli savruluyor bir uçtan bir uca. Dünün A’sı bugünün B’si oluveriyor hemen. Bir kitap yazmaya üşenen, bir twitter silsilesi yazıyor mesela. Herhangi bir bardak hakkında bir silsile yazıyor mesela. Birkaç kişi onu takip etmiş oluyor ve bir şey ifade etmiş oluyor. Dev gibi bir profesör, ya da bilim adamı ya da âlim veya kocaman bir müzisyen mesela bir şey söylüyor twitterda, altına bir ergen ‘hadi canım sende’ diyebiliyor. Birden bire eşitleniyorlar yani tartışma usulü açısından. Bunun iyi tarafları var, kötü tarafları var. Bizi iyisi-kötüsü, avantajı-dezavantajı ilgilendirmiyor. Sonuçta nasıl yazarız sorusu teknik bir soru. Estetikle ve biçimle alâkalı bir soru” diye konuştu.
Yazma maksatların da birbirinden farklı olabileceğine dikkat çeken Süngü, “Dünyayı değiştirmek meselâ. Her sanatçı dünyayı değiştirmek için yazar. Bir roman yazdım, okudun, seni etkiledim ve sevdin. Sanat bizi değiştiriyor, dönüştürüyor, inceltiyor, yavaşlatıyor. Doğal olarak bir insanı değiştirdiğin zaman ki ben ‘daha iyi bir insan modeli var ve eserimle seni ona yükselttim’ gibi bir şey söylemiyorum. Çünkü ilâcın kendisinde olduğunu iddia etmek de aslında bir zehir biçimi. Sadece inandığım ve bana sezgilerimle estetik gelen hoş gelen bir şey söylüyorum. Ve sen bundan hoşlanıyorsun. Sende bir dönüşüme yol açıyor. Yol açtığı dönüşüm benim muvaffakiyetim, benim başarım değil aslında. Sanat böyle bir şey. Ben sanat eserini üreten kişi olarak bundan nasiplenmişim” dedi.