Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı sonuç bildirgesi açıklandı

Bursa Barosu ev sahipliğinde düzenlenen Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı sonuç bildirgesi açıklandı

Bursa Barosu ev sahipliğinde düzenlenen Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Crowne Plaza Oteli’ndeki Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı’na 23 baro başkanının yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek, yönetim kurulu üyeleri Av. Şakir Uzun ve Av. Ekrem Demiröz katıldı. Toplantı sonrası sonuç bildirgesini okuyan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, “Kuzey Irak’ta yapılan referandumun uluslararası hukuk açısından bir dayanağı bulunmamaktadır. Zira söz konusu referandum sadece Irak’ı değil bölgeyi de kaosa sürükleyecektir. Siyasal iktidarın bu konu ile ilgili bakış açısının yeterli kararlılık içermediği, alınması gereken önlemleri almakta geciktiği ve gelinen sonuç itibari ile sorumluğu vardır. Önceki izlenen siyasetler itibari ile Irak’ın kuzeyinden çıkarılan petrolün Bağdat’ın onayı olmaksızın Halk Bankası eli ile pazarlanması ve giderek ’bağımsız bir ülke gibi’ Kuzey Irak bayrağı ile karşılama yapılması, iddiaların meşruiyetine zemin oluşturmuştur. Gelinen noktada iktidardan beklentimiz, bugüne kadar yapılan yanlışlardan vazgeçilerek sözde kararın uluslararası meşruiyet kazanmaması için daha dikkatli davranmaları ve artık yanılmamalarıdır” dedi.

Türkiye’deki OHAL koşullarının amacını oluşturan terörle mücadeleyi aşan bir boyutta sürdürüldüğünü savunan Altun, “FETÖ ile mücadele konusunda adil yargılanma hakkı gözetilerek yapılacak yargılamalar önemsenmektedir. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlularının hesap vermesi konusunda tereddüt bulunmadığı teyit edilirken, KHK’lar eliyle geliştirilen yeni sürecin giderek FETÖ ile ilgisi bulunmayan muhalefetin sindirilmesi operasyonuna dönüşmesine ilişkin ciddi kaygı beslenmektedir. Bu bağlamda özellikle FETÖ veya başka terör örgütlerinin yaftalaması veya böyle bir yaftalamaya gerek olmaksızın dahi geçmişte yaşanan hukuksuzlukların benzerleri ile karşılaşmış olmaktan ciddi bir kaygı duymaktayız. Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarının görmezden gelindiği ve yaşam kayıplarına sebep olacak duyarsızlıkların sergilendiği gözlenmektedir” şeklinde konuştu.

Baro başkanlarının bu süreçte savunma hakkının ciddi biçimde ihlal edildiği ve gelinen süreçte hukuk devletinden giderek uzaklaşıldığını iddia eden Altun, “Son günlerde avukatlara yönelik fiili saldırılar ve meslektaşlarımızın savunma hakkını engelleyecek mahiyette uygulamalar artmıştır. Görevi başında öldürülen, şiddete maruz bırakılan, tehditle yıldırılmaya çalışan meslektaşlarımızın haberleri her gün gazetelerde yer almaktadır. Bu saldırgan tutum, Viranşehir örneğinde olduğu gibi bir baro başkanına kadar vardırılmıştır. Bunun yanında kollukta, yargı önünde ve hemen hemen her bürokratik kurumda meslektaşlarımız akıl almaz engellemelerle ve hatta işkencelerle karşılaşmaktadırlar. Sadece görevini yerine getirdiği için duruşma salonlarında hakarete uğrayan, vekilliğini üstlendiği kişiyle veya bu kişiye atfedilen suçla özdeşleştirilen avukatlar, üstlendikleri davada sanık olarak yargılanabilmektedirler. Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkelerin hukuk tarihini yazan tarihçilerdir” diye konuştu.

Güncelleme Tarihi: 01 Ekim 2017, 17:35

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner144
SIRADAKİ HABER