Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenleri Doç. Dr. Ebru Gökaliler ve Dr. Öğretim Üyesi Ürün Yıldıran Önk, 2003-2019 yılları arasında en yüksek izlenme oranlarına sahip 34 dizideki kına geceleri sahnelerinde toplumsal değişimin rahatlıkla gözlemleneceğini ve özellikle 2013 sonrası dönemde dizilerde değişim görüldüğünü belirledi. Yapılan çalışmada son yıllarda dizilerdeki kına geceleri sahnelerinde geleneksellikten uzaklaşmadan tüketim ekseninde daha abartılı bir sahneleme olduğu saptandı.
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenleri Doç. Dr. Ebru Gökaliler ve Dr. Öğretim Üyesi Ürün Yıldıran Önk, evlilik törenlerinin vazgeçilmezlerinden kına gecelerinin dizilere nasıl yansıdığını inceledi. Tüketim ve medya ilişkisi çerçevesinde 2003-2019 yılları arasında yayınlanan 34 yerli dizideki kına gecesi sahneleri incelenirken, geleneksel ritüellerin korunduğu ancak son yıllardaki sahnelerde tüketim toplumunu yansıtan değişimler yaşandığı saptandı. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünden Doç. Dr. Ebru Gökaliler ile Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Ürün Yıldıran Önk, yayınlandıkları dönemin en yüksek izlenme oranlarını yakalayan 34 yerli dizideki kına gecesi sahnelerini inceledi. Gökaliler ve Önk, evlilik törenlerinin vazgeçilmez unsurlarından kına gecelerinin toplumsal değişimlerin rahatlıkla gözlemlenebileceği bir geçiş ritüeli olduğunu belirterek, tüketim ve medya ilişkisi de bulundurularak yerli dizilerdeki sahneleri araştırma konusu olarak ele aldıklarını dile getirdi. 2003-2019 arasında kına gecesi sahnesine yer veren ilk iki, toplamda da 34 yerli dizinin kapsama alındığını belirten akademisyenler, “Sahnelerin dizinin geçtiği zaman dilimine göre tasarlandığı düşüncesiyle dönem dizileri çalışma kapsamı dışında bırakıldı. Konusu günümüzde geçen Kınalı Kar’dan Beyaz Gelincik’e, Aşk-ı Memnu’dan Geniş Aile’ye, Bir Erkek Bir Kadın’dan No: 309’a toplam 34 diziden kına gecesi sahneleri, geçiş ritüelinin geleneksel ve modern uygulamaları değerlendirilerek incelendi” dedi.
"Geleneksel ritüeller dizilerde de korunuyor"
Araştırma bulgularının yerli dizilerdeki kına gecesi ritüelinin ağırlıkla geleneksel tarzda sürdürüldüğünü gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Gökaliler ve Dr. Önk, “Dizinin geçtiği yer olarak kent ve köy arasında bir ayrıma rastlanmadı. Buna karşın çeşitli değişkenlerde zaman içinde bir değişim söz konusu. Kına gecesi sahneleri geleneksele uygun olarak çoğunlukla gece ve evde gerçekleştirilmekte. Kına gecesine katılan davetlilere bakıldığında ise arkadaş ve aile bireylerinden oluşan kadınların ağırlıkta olduğu, erkeklerin ise 10 dizide kına gecesine katıldığı belirlendi. Erkeklerin kınaya katılımınının 2011 sonrası arttığı da bulgular arasında. Öte yandan sadece 3 dizide damada kına yakılıyor” diyerek bulgulardan örnekler verdi.
"Bindallı, kırmızı yazma ve kına türküleri vazgeçilmez"
Kıyafet ve kına yakma uygulamalarının ayrıntılarının ise yine geleneksel uygulamalarla paralellik gösterdiğini belirten Gökaliler ve Önk, “Gelinler büyük oranda bindallı giymekte, yüzleri kırmızı yazmayla örtülmekte ve kına yakılan ellerine kırmızı kına eldiveni geçirilmekte. Mum yakılarak gelinin etrafında dönme, altın koyma, gelin ağlatma ve kına öncesi/sonrası eğlenme gibi uygulamalara da sıklıkla rastlanmakta. Geleneksel kına türküleri kına gecesi ritüelinin vazgeçilmezi olarak dikkat çekmekte, zira incelenen tüm sahnelerde yer aldığını gördük” diye konuştu.
"2013 sonrası dizilerde değişim görülüyor"
Gelenekselden uzaklaşılan uygulamanın ise el öpme olduğunu ifade eden akademisyenler, “Kına yakıldıktan sonra yaygın bir uygulama olmasına karşın bu davranışa sadece 3 dizide yer verilmiş. Benzer biçimde geleneksel ritüelde sık karşılaşılan bir unsur olarak davetlilere kına paketi verilmesi ise 1 dizide görülmekte. Geleneksel uygulamalar dışında rastlanan unsurların en dikkat çekici olanı ise gelen konuklara dağıtılan hediyelik duvak, kına tefi, zilli kemer, ‘bride to be (gelin olacak)’ yazılı kurdeleler ve nedime taçları. 2014 sonrası arttığı gözlenen bu uygulama, kına gecesi ritüeline eklenen ve açıkça tüketim toplumu göstergesi olarak nitelenebilecek bir durumdur. Yine bu kapsamda değerlendirilebilecek bir diğer durum da geline özel yapılan taht ve bindallıya uygun olarak tasarlanmış taç. Geleneksel ritüelde bir yeri olmamasına karşın gösterişin ve abartının bir simgesi olarak son dönemlerde sıkça rastlanan birer unsur olarak 2013 sonrası yerli dizilerde kullanılmaya başlandığı görülmekte. Bazı uygulamaları, kına gecelerinin bir nevi bekarlığa veda partisi gibi düşünülmesi olarak da değerlendirebiliriz” dedi.
Ebru Gökaliler ve Ürün Yıldıran Önk, genel olarak bakıldığında araştırma bulgularının modern unsurlarla birlikte geleneksel kına gecesi ritüellerinin korunduğunu ortaya koyduğunu, ancak son yıllardaki dizilerin kına gecelerinde geleneksellikten uzaklaşmadan tüketim ekseninde daha abartılı bir sahneleme olduğunu saptadıklarını ifade etti.