Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nı değerlendirdi.
Afrin operasyonunun başarıyla sürdürüldüğünü ifade eden Canbolat, yeni bir dünya savaşının intihar olacağını söyledi. Afrin operasyonunun iki boyutunun olduğunu söyleyen Canbolat, Türkiye’nin Afrin operasyonunun hem terör unsurlarını temizlemek için, hem de Osmanlı kültürünün izlerini silmek isteyen birçok terör yapılanmasına karşı yapıldığını belirtti.
Canbolat, "Türkiye 40 yıla yakından bu yana PKK sorunuyla mücadele ediyor. 25 yıl önce Ortadoğu barışı denilen sözün barış mı yoksa bir imaj mı olduğunu sorgulamaya çalışmıştım. 10 yıl geriye doğru gidersek; bir Arap baharı söylemi ortaya çıkmıştı. Arap baharında da biraz daha iyi niyetli davrandı Türkiye. 100 yıl önce İngilizler ve Fransızların kurdukları düzen işlemiyor, Amerika Birleşik Devletleri ve şimdiki Rusya Federasyonu bundan memnun değildi ve kendilerine Türkiye’nin hemen yanı başında güney komşularımızda yeni bir alan açmak istediler” dedi.
"DAEŞ enstrümandır"
Canbolat, “Zaman içerisinde Irak ve Suriye’de devlet zafiyeti ortaya çıktı. Devlet zafiyetinin olduğu yere uluslararası müdahale yapılabilir demeye getirdiler. Irak ve Libya’yı serseri devlet olarak gördüler ve oraya müdahale etmenin kendilerine göre zeminini hazırladılar. Fakat Rusya Federasyonu da bu süre içerisinde öteden beri zaten hedefinde olan Doğu Akdeniz’e inme siyasetini gerçekleştirme yolunu aradı. Ve Suriye’de şu anda onu yapmaya çalışıyor. Bu noktada İŞİD yada DAEŞ diye ifade edilen Irak-Şam İslam Devleti kavramsallaştırılmasıyla dünyaya duyurulan bir yalan proje hayata geçirilmeyi çalışıldı. Onların yaptıkları ne İslam nede devletti. DAEŞ denilen yapılanma başta Amerikalıların, kısmen Rusya’nın da aslında dolaylı desteklediği bir enstrümandır” diye konuştu.
Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunu hatırlatan Canbolat, “Fırat Kalkanı başarıyla gerçekleşti. Ardından Afrin operasyonu. Burada Türkiye, öz savunma yapıyor. PKK’nın buraya yönelik uzantıları, YPG, PYD olarak gerek Irak’ın kuzey kısmında, gerekse Suriye’nin kuzeyinde bunlar yerleşerek Türkiye’ye karşı terör uygulamakla kalmayıp, orada bir siyasi oluşuma da zemin hazırlayarak bir tür uzun vadede siyasi tehditte oluşturma yoluna gittiler. Buraya Amerika, Rusya ve İsrail’in de dolaylı desteği var. Bu siyasetle aslında herkes kendine bir yer açıyor. Amerika, Rusya Ortadoğu bölgesinde var olma mücadelesi veriyor. Türkiye’ye yönelik sıcak tehlike bize şunu gösterdi; terör örgütü vatandaşlarımızı vurdu, Kilis’te bunları gördük. Türkiye buraya müdahalede bulundu. Uluslararası toplum buna karşı çıkmadı, kısmen hak verdi. Hatta Rusya bazı bölgelerden geri çekildi. Bu küresel siyasettir. Rusya, İdlib’de farklı noktalarda bulunuyor. Kendine özgü üstlerinin bulunduğu yerler oluşturdu. Oradan da doğu Akdeniz’e bir koridor açıyor. Böylelikle yerel unsurları bazen de PYD’yi kullanıyor. Amerika birleşik devletleri ise çok açık bunları kullanıyor. Silah ve malzeme vererek destek veriyorlar” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu mücadelesinin fiilen bir savaş olduğuna dikkat çeken Canbolat, “Savaş; kendi milli çıkarımıza yönelik iradenizi, meşru siyaset ve diplomasi araçlarının dışında, gerektiğinde başka araçlar kullanarak hayata geçirmektir. Asker marifetiyle bunu yapmak, silah gücüyle bunu yapmaktır. Türkiye şu anda operasyon diyor, diğer adı bunun savaştır, diğer başka adı nefsi müdafaadır. Bunun uluslararası hukukta da yeri var. Savaşın bir hukuku var. Masum insanlara, doğaya, çevreye, savaşmayanlara zarar vermeyeceksiniz. Şu anda Türkiye’nin Afrin operasyonunda yaptığı odur. Sivillere ve çevreye zarar verilmiyor” şeklinde konuştu.