Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, pandemi döneminde tarım sektörünün yüzde 4 büyüdüğünü söyleyerek, sağlıklı gıda üretimi konusunda Türkiye’nin dünyada söz sahibi olması için çalıştıklarını belirtti. Bakan Pakdemirli, yeni yasayla birlikte sağlıksız gıda üreten ve ifşalanan firmalara sektörden men cezası geleceğini ifade etti.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yeni 10 yılda Türkiye tarımının yol haritasına katkı sağlamak amacıyla organize edilen “Tarım Ormanın Geleceği Zirvesi” adlı programa katıldı. İzmir’de özel bir otelin konferans salonunda düzenlenen toplantıya tarım sektörünün paydaşları, kamu ve özel sektör yetkilileri, akademisyenler, girişimciler ve kooperatif temsilcileri katıldı.
Bakan Bekir Pakdemirli, pandeminin herkese sürpriz olduğunu belirterek, “Tüm dünyada bir anda kabuğuna çekilme ve hayatı durdurma konusunda aksiyon alındı. Biz pandemiden önce çalışmalarımızı başlatmıştık ve buna hazırlıklıydık. Günler önceden sektördeki paydaşlarla stokların arttırılması konusunda konuştuk. Pandemide ise tüm dünyada rafların boşaldığını gördük. Burada gıda arzıyla ilgili bir problem yoktu; ama burada tüketicini davranışını yönetmek gerekiyordu. En önemli kısmı tüketici markete gittiği zaman o ürünü bulma koşulunu güttük. Tüm sektörlerle konuştuk ve hazır olun dedik. İyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Tarımsal üretimimizin kesintisiz devam etmesi için çalıştık. Çiftçiye diplomatik pasaport verdik. Herkes evinde otururken üretimin durmaması için çiftçimiz dışarıya çıktı. Birçok sektörün küçüldüğü dönemde ikinci çeyrekte tarım sektörü yüzde 4 büyüdü. 22 milyar TL’lik destek paketi vardı, bunun yüzde 80’ini ödedik. İşini yapamayan çiftçilere maddi anlamda olabildiğince esneklik tanıdık. Pandemide büyük bir problem yaşamadık. İnşallah bundan sonra da yaşamayacağız” dedi.
Üreticiye moral ve maddi destek
Tarımın toplam hasıladan yüzde 6 pay aldığını ve toplumun yüzde 20’sinin tarımla uğraştığını söyleyen Bakan Pakdemirli, “Tarımsal hasılamız yüzde 46 artışta. 2017’de 189 milyar TL olan tarımsal hasıla, 2019’da 277 milyar TL’ye çıktı. Türkiye toprak kaynakları açısından çok aşırı zengin bir ülke değil. Dünyada 17. sıradayız. Birim alandan en çok hasılayı alma yönünde hep bir gayretimiz var ve bu anlamda Türkiye dünyada ilk 10 ülke arasına giriyor. Avrupa’da da lideriz. Tüm çeyreklere baktığınız zaman tarım büyüyor. Türkiye tarım ürünleri üreten, sağlıklı ürünler üreten güçlü altyapısı olan bir ülkedir. Tarımın paydaşlarına sürekli moral olarak vermek lazım. Bizim insanımız moralle çalışır. Yapabileceğimiz şeyler sınırlı, biz hükümet olarak herhangi bir ürünü üretmiyoruz. Biz sadece üretilmesine destek oluyoruz. Destek bizden, gayret sizden, bereket Allah’tan diyoruz. Türkiye’yi büyük bir tarla gibi düşünürsek burayı planlamak için bizim elimizde sadece destekler ve yönlendirme var. Doğru iletişim ve yönlendirmeyle iyi neticeler alınabiliyor. Yüzde 45 tarımsal hasıla arttı diyoruz. Bu destekle birlikte artan bir şey. Burada biz özellikle bu yılda 2 bin liranın altında destek almayacak çiftçimiz kalmayacak şekilde bir destek projesi düzenledik. 2 bin liranın altından alanlar bir sonraki yıl 2 bin lira tamamlanacak şekilde formülize ettik. 12 tane yeni destek başlattık. 32 desteğin birim miktarını arttırdık. 22 milyarlık desteğin yüzde 80’ini ilk 6 ayda dağıttık” şeklinde konuştu.
“İthalatı söylediğiniz zaman ihracatı da söylemeniz lazım”
Pakdemirli, tarım konusunda muhalefet tarafından yapılan eleştirilere de değinerek, “Bir ülke her şeyi üretemez. İklim, coğrafi koşulları ve kaynakları onu belli alanlarda rekabetçi kılar. Maalesef siyasette bu konular son derece speküle ediliyor. Türkiye 18 milyar dolar ihracatıyla, 12 milyar dolar ithalatıyla net fazla veren ve kendine yeterli bir ülkedir. 2002’de 3.7 milyar dolar olan ihracatımız bu sene 18 milyara çıktı. 18 yılda toplam 220 milyar dolar tarım ürünü ihracatımız var. Birçok üründe dünyada ya birinci ya ikinciyiz. Su ürünlerinde 1 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Bunu yurt dışından gelen bürokratlara söylediğimizde ’bunu nasıl yapıyorsunuz?’ diyorlar. Memleketimizin dört bir yanı sularla çevrili ve bunu da kullanmamız lazım. İnşallah önümüzdeki dönemde 2 milyar dolar hedefimizi yakalayacağız. Tohum ihracatımız 9 kat artışta, 17 milyon dolarda 150 milyon dolara kadar geldik. ‘Saman ithal ediyorsunuz’ diyorlar, bunların hepsi maalesef yalan söylemler. İthalatı söylediğiniz zaman 82 bin ton ihracatı da yanında söylemeniz lazım. Türkiye ithalatçı mı oluyor ihracatçı mı oluyor?” ifadelerini kullandı.
“Piyasaları çok iyi takip ediyoruz, üretici memnun”
2018 yılında bazı problemler yaşadıklarını ancak 2019 yılı itibarıyla üreticiye söz verdiklerini belirten Pakdemirli, “Üreticimize ürününden zarar eden kimse kalmayacak dedik. Biz sizleri memnun edecek, sizlere para kazandıracağız ve hasat döneminde sizlerin yanında olacağız dedik. Bugün birçok alanda gerek regülasyon kuruluşlarımız vasıtasıyla, gerekse üretici dostu fiyat politikalarımızla üreticimizi memnun ettiğimizi düşünüyorum. Çok mütevazı olmadan piyasaları çok iyi takip ettiğimizi söyleyebilirim. Amaç tabii ki sadece kar etmek değil, üreticiyi de memnun etmek” dedi.
“Sağlıklı gıdada Türkiye’nin dünyada söz sahibi olması gerekiyor”
Türkiye’nin sağlıklı gıda üreten bir ülke olduğunu ifade eden Pakdemirli, “Türkiye genetiği değiştirilmiş gıda (GDO) konusunda çok yüksek alarma sahip ülkelerden biridir. Bizim ciddi bir ihracatımız var. Sağlıklı gıda üretiyor olmak kısmını çok daha iyi pazarlamamız gerektiğini düşünüyorum. Gayri safi milli hasılası yüksek ülkelerde sağlıklı gıdaya bir yönelim var. Bu konuda Türkiye’nin söz sahibi olması gerekli. Dünyadaki teknolojiyi de takip etmek gerekiyor. Bu konuda Avrupa’dan çok daha ileride bir müktesebatımız var. Diğer yandan da israfla mücadele ediyoruz. İster istemez gelirler artınca biraz daha tabağımızda daha fazla yemek bıraktık. Dünyada gıdanın üçte biri çöpe gidiyor. Bunu kesebilsek açlık diye bir şey kalmayacak. Buna dikkat çekmek için gıdanı koru projesini yaptık. Birkaç hafta sonra herkesin ilgisini çekecek tasarrufa yönlendirecek bir şeyler yapacağız. Yüzde 2 tasarruf edebilsek 10 milyar TL kar edeceğiz” diye konuştu.
Sağlıksız gıda üretene men geliyor
Pakdemirli, sağlıklı ürünlerin vatandaşa ulaştırılmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genelde bakanlıkların veriyi paylaştığı görülmez ama biz bunu paylaşmayı tercih ettik. Yaptığımız ifşaların piyasaya ve tüketiciye faydası var. Tüketicinin iyiyle kötüyü ayıracağı bir düzen olması gerekiyor. Önümüzdeki haftada meclisten çıkacak pakette bu cezaların arttırılmasını hedefliyoruz. Bunların belli bir süre sağlıksız gıda üretenleri sonra meslekten men edecek hale getirecek bir yasa getiriyoruz. Bu işi sıkı tuttuğunuzu zaman ortaya bir kalite çıkıyor. Buradaki amaç kötü niyetlilerin hepsinin bu sitemden atmak.”
Yangınla mücadelede İHA’lar önemli rol oynuyor
Pakdemirli, geçen yıl kırılan fidan dikimi rekorunun bu yıl 35 yıl ülkeyle aynı anda yapılacağını söyledi. Orman yangınlarında sahada olmasının en büyük amacının hem teşkilata moral olmak hem de kamuoyuna doğru mesaj vermek olduğunu belirten Pakdemirli, “Hatay yangınında 2 saat sonra kabine varken cumhurbaşkanımız bana ‘söndürmenden gelme’ dedi. Birebir yangınları takip ettim. Yangından ana komuta merkezi neresiyse orda oluyorum, orada geceliyoruz. Geçen yıldan bu yıla insansız hava araçlarını (İHA) kullanmaya başladık. Yangın bir savaş. Bu savaşı durumu ve konumu bilerek kazanabilirsiniz. Yangınların etrafını çevirmek için İHA’lar önemli bir görev üstleniyor. Bu da özelikle geçen yıldan bu yana ekstradan edinmiş olduğumuz bir yetkinlik. Gece yukardan görüş zafiyetimiz vardı. Yukardan biz göz olunca bunu idare edebiliyoruz. Anfibik uçaklarla ilgili bir alım hazırlığımız var. Bu sene biz kiralama yoluna gittik. Hem uçakları hem helikopterleri hem araçları ve en önemlisi insan kaynağımızla bunu yürüttük. Türkiye bu konuda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Orman teşkilatımız çok önemli mücadele veriyor. Ekiplerimiz çok iyi ve çok çalışıyoruz. Orman alanlarını kullanırken çok dikkatli olmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda Bakan Pakdemirli, tarımın gelişmesine katkı sağlayan 12 işletmeye ‘Tarımı Geleceğe Taşıyanlar’ ödülünü verdi.