İzmir’deki bir anaokulunun kurucusu ve eğitim koordinatörü Arzu Hızal, çocukların kurumda görevli bir psikologun yardımıyla anaokuluna alıştırılması gerektiğini söyledi. Hızal, "Alışma sürecinin kolay olması çocuğun okulunu daha çok sevmesini sağlar” dedi.
Anaokulu seçerken mutlaka tam zamanlı psikologu bulunan kurumların tercih edilmesi gerektiğine dikkat çeken Arzu Hızal, özellikle 3 yaşındaki yaş gruplarında mutlaka tam zamanlı psikolog bulunması gerektiğine dikkat çekti. Çocukların anaokuluna başlama yaşı açısından 3 yaşın ideal olduğunu vurgulayan Hızal, çocukların hangi yaş aralığında anaokula başlaması gerektiğini de anlattı. "Dört yaş anaokulu için çok geç. Özellikle 3 yaş başlangıç için en ideal yaştır. Eğer kurumda çocuğun oryantasyon süreciyle ilgilenebilecek bir psikolog yoksa çocuğun anaokuluna alışma süreci de zorlaşır. Bu yüzden çocukta anaokuluna ve okul kavramına karşı tepki oluşabilir. Bunu da aşmak sonrasında daha zor hale gelmektedir. Eğer çocuk kendini güvende hissederek kolay bir şekilde alışırsa okula, okulu sever, sevdiği için de sorun yaşamaz. Hani her çocuk aynı olacak diye bir kaide yoktur. Bazı çocuk hiç bir travma yaşamadan çok rahat bir şekilde alışır. Bazı çocuk da çok tepkilidir; ailesinden daha doğrusu alışkanlıklarından vazgeçmek istemez. Böyle bir durumda verimli ve sağlıklı geçmeyen bir alıştırma süreci, çocukta okula karşı daha şiddetli bir tepkiye hatta okul fobisine yol açabilir. İleri ki dönemlerde bu gibi problemleri aşmak daha yorucu ve daha zor olabilir" diye konuştu.
"Yetenekleri daha hızlı ortaya çıkıyor ve liderlik duyguları gelişiyor"
Çocukların 3 yaşından sonra evde bakılmasının uygun olmadığına ifade eden Düş Mucitleri Bilim Anaokulu Kurucusu ve Eğitim Koordinatörü Arzu Hızal, 3 yaşından itibaren bir çocuğun evde bakılmasının sosyal, bilinçsel açıdan uygun olmadığını düşünüyoruz. Bu yaştan sonra annesi dışı bir kişi tarafından bakılan çocuğun sosyal ve bilinçsel yönleri eksik kalır. Çocuklar hazır metaryallerin yanında geri dönüşüm malzemeleri de kullanarak kendi hayal dünyalarına uygun şekillerde tasarım üretebiliyorlar. Bu konsept kapsamında çalışmalar yapan çocuklar, değişik hareketli oyun figürleri yaratabilmekte, parçaları birbirine geçirip, çıkarmakla kaslara hakim olmayı öğrenmektedirler. Bu da çocuğun duyu ve hareket açısından gelişmesini sağlamaktadır. Keyif alarak, eğlenerek öğrenen çocuklar, robotik tasarımlarını doğru yapabilmek için dikkatlerini toplamak ve tasarıma odaklanmak zorunda kaldıkları için konsantrasyon becerisine de zamanla sahip oluyorlar” dedi.
Çocukların çok fazla kalabalık olmayan, bireysel eğitimin yoğun olarak verildiği butik tarzı anaokullarının bir çok açıdan daha avantajlı olduğunu belirten Hızal, “Çocukların çok fazla kalabalık olmayan butik konseptteki anaokullarında daha sıcak bir ortamda yetiştiklerini düşünüyorum. Sevgi, şevkat gibi duygular daha yoğun yaşanıyor. Çocukların bireysel yetenekleri daha hızlı ortaya çıkıyor ve liderlik duyguları gelişiyor. Bu yaş grubundaki çocukların evde annesi dışındaki biri tarafından bakımının yapılmasını önermiyoruz. Bu yaştaki çocukların tam zamanlı çalışan psikolog destekli ve çocuğun algı ve farkındalığını arttırabilecek uyaranlar sunan bir anaokuluna başlatılmasını tavsiye ediyoruz. Psikolog çocuğun anaokuluna ailesiyle uyum içerisinde, okul fobisi geliştirmeden anaokuluna alışmasını sağlar. Öte yandan psikolog, çocukların gelişim aşamalarını değerlendirerek Yaygın Gelişimsel Bozuklukların da (otizm, asperger, rett sendromu, vb.) erken fark edilmesini sağlayarak, bu hastalıkların tedavi edilmesinde öncülük edecektir" diye konuştu.