RÖPORTAJ: ESMERİ ALEV EKEBAŞ
EDİTÖR CELAL ERSOY, DATÇA’NIN BASIN TARİHİNİ ANLATTI
Esmeri Alev EKEBAŞ: Celal Bey, okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?
Celal ERSOY: 1949 yılı Şubat ayında İzmir’de doğdum. 5 çocuklu ailemin dördüncü kişisiyim.
İzmir Vali Kazım Paşa İlkokulu’nu başarı ile bitirdim. 1961 yılında 27 Mayıs Ortaokulu’nda orta
öğretim eğitimime başladım. Ama ne hikmetse, okuldan çok çalışma hayatını benimsedim ve
orta iki’den terk ederek, 14 yaşında çırak olarak çalışmaya başladım. Okula dönmem için
öğretmenlerim ve yine lisede Matematik Öğretmeni olan amcamın çok ısrarlarına rağmen bu
fikrimden vazgeçmedim.
O zamanlar bazı çıraklara para bile verilmezdi. Anne babalar, eti senin kemiği benim diyerek,
ustaya yetiştirmesi için teslim ederlerdi. Ben de okulun yarıyıl tatilleri de dahil, değişik
branşlarda; 10 yaşından itibaren berber, terzi, Kemeraltı Çarşısı’nda manifatura, tütün mağazası,
Şark Sanayi Fabrikası’nda ve bir başka esnaf kıraathanesinde garsonluktan sonra General Motor
tamirhanesinden memnun olmama ve severek çalışmama rağmen, geceleri saat 3’lere 4’lere
kadar çalıştığımdan, babam oradan işi bıraktırdı.
Ve 1963 yılının Eylül ayının bir Salı günü, çırak olarak mesleğim olan matbaacılığa başladım. Çok
sevdiğim bu mesleğin beni cezbeden tarafı, yoktan var ettiğin bir eserin şekillenip meydana
gelmesidir.
Çeşitli matbaalarda geçen çalışmalarımdan ve emeklilikten sonra da dahil fiili olarak 45 yıllık
çalışma hayatım oldu. Bodrum, Milas ve Datça’daki çalışmalarım dahil.
Ve halâ, Rahmetli Aydın Erdoğan ile kurucusu ve isim babası olduğum Datça Havadis
Gazetesi’nin Web Sitesi Editörlüğü’nü yapmaktayım.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Matbaacılık, gazetecilik, editörlük serüveninizin başlangıcını ve Datça’ya
uzanan yolu anlatır mısınız?
Celal ERSOY: Aslında ben matbaa, basım işçisiyim. Ofset teknolojisi ile tanışmam 50 yaşında
oldu. Bilgisayar ve grafik işlerini ise 60 yaşında öğrenmiş ve matbaacılığın yanında benim için bir
avantaj sağlamıştır. Çünkü, küçük matbaaların tercih ettiği hem ofsetçi hem grafikerlikten
anlayan birini bulmak zordur.
2005 yılında kendimi tamamen emekli etmeye karar verip, İzmir’in şirin, güzel sahilleri olan
Özdere’den müstakil bahçeli bir ev alıp oraya yerleştim ve halen Özdere’de yaşamaktayım.
Datça’ya gelişim tamamen tesadüf oldu. İzmir’den bir arkadaşım, 2009 yılında; “Datça’da bir
matbaa kurulmuş. Çalışmayı düşünür müsün?” diye sordu. Ben de; “60 yaşına geldim, Datça’yı
görmedim.” diyerek Datça’ya gitmeye karar verdim. 2009 yılında yerel seçimler vardı. Gazete
Dadya ve her şeyi, Aydın Erdoğan ile ilk kez tanışmış oldum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Datça Havadis Gazetesi sahibi, Em. Kaymakam, Datça Mülkiyeliler Birliği
Başkanı, yorumcu, gazeteci Aydın Erdoğan ile nasıl tanıştınız? Datça’da hangi gazeteleri, nasıl
yayınladınız? Bu yayınlar ve sonrası hangi güzellikler ve zorluklar yaşadınız? İlginç anılarınızı
anlatır mısınız?
Celal ERSOY: Çok değerli ağabeyim Aydın Erdoğan ile Ambarcı İş Hanı’ndaki Mülkiyeliler Birliği
bürosunda tanıştık. “Ben 60 yaşındayım, nasıl değerlendirirsiniz bilemem.” dediğimde Aydın
Erdoğan’da; “Sakınca yok, ben de 72 yaşındayım.” diye cevap verince rahatladım. ,Sonra
matbaanın bulunduğu Uslu Pasajı’na gidip detayları görüştükten sonra Datça serüvenim
başlamış oldu.
2009-2010 yıllarında Aydın Ağabey ile o yıllar çok ses getiren Gazete Dadya isimli gazeteyi
çıkardık. Haftada iki gün, Salı ve Cuma günleri Gazete Dadya, Pazartesi ve Perşembe günleri, Ali
Geremeli’nin sahibi olduğu Yarımadanın Sesi ve rahmetli Kazım Yılmaz’ın finansörü olduğu Arif
Mazmanoğlu’nun sahibi olduğu Datça Ekspres gazeteleri yayınlanırdı.
Datça’da bulunduğum sürede, acı-tatlı çok hatıralarım var. Mesela bazı haberler bazı kişileri
rahatsız ettiğinde tehdit telefonları alınması, o gün için pahalı mal satan pazarcı esnafı
tarafından büronun basılması, Aydın Bey’in Valilikten koruma istemesi, muhabirimizin limana
giderken, yolda bazı kişiler tarafından tehdit alması olaylarını yaşadık. Yerel gazeteciliğin birçok
zorlukları ile mücadele etmenin yanında, diğer bazı yerel gazeteler ile rekabet etmenin
mücadelesini de Aydın Erdoğan her zaman vermiştir.
Daha birçok anımı bir kitapta toplamayı düşünüyor ve hatıralarımı yazmaya devam ediyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Datça Havadis ve önceki gazetelerinizin de yazarı, rahmetli dayım Yalçın
Uysal ile ilgili anılarınızı anlatır mısınız? Yazarlığı, kuvvetli kalemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Celal ERSOY: Gazete Dadya’nın yayın hayatına başlamasından, zannedersem iki ay sonra,
tanıtımı, Haldun Laçin’in işletmeciliğini yaptığı Papatya Restaurant’ta yemekli bir toplantı ile
yapılmıştı. Katılım yoğundu, Gazete ve Mehmet Çil arkadaşımızın güncel Datça Haberleri, Yalçın
Uysal’ın yazıları, Aydın Bey’in yorumları Datça’da ses getirmiş, her yerde gazetemizin haberleri
tartışılır olmuştu. Ben de Datçalı şahsiyetlerle bu toplantıda tanışma fırsatı buldum. Bunlar
başta; Kazım Yılmaz, o günün siyasetçileri, gazetecilerden Yalçın Uysal, Mehmet Çil ve
Muğla’dan gazeteciler ile Datça’nın iş insanları.
Yalçın Uysal ile tanışmam bu toplantıda olmuştu. O, her zamanki gibi, fotoğraf makinesi elinde,
devamlı fotoğraf çekiyordu. Yani, işini ciddiyetle yapıyordu. Orada kısa bir konuşma ile kadeh
tokuşturmuş, tanışma fırsatı bulmuştum. Daha sonraları, haftada birkaç kez gazeteye gelirdi.
Aydın Bey’in bana dönerek; “Bak bu arkadaş geldi mi, kahvesini söyleyeceksin. Gazetemizin gizli
muhabiridir.” diyerek bahsettiği Yalçın Uysal’la güzel günlerimiz oldu. Daha sonraları Datça
Havadis Gazetesi’ni çıkarmaya başladığımızda, gazetenin sahipliğini bile yapmıştı. Ben, İzmir’den
gazeteyi hazırlayıp bastırırken, köşe yazılarını devamlı e-mail ile gönderirdi. Her seferinde,
yazıların uzunluğundan şikayetçi olurdum. Fakat o son satırın altına; “Editörüm, gözlerinden
öperim.” diye yazarak, gönlümü alırdı.
Yalçın Uysal; dürüst, mert, tam bir Cumhuriyetçiydi. Bana, Almanya’daki sendikacılığından,
güreş antrenörlüğünden bahsederdi. Köşe yazılarından da anlaşılacağı gibi, koyu bir
Cumhuriyetçi ve Atatürkçüydü. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Datça Havadis Gazetesi yazarlarından, rahmetli Nezih Yalımcan’a da
değinir misiniz?
Celal ERSOY: Rahmetli Nezih Ziya Yalımcan ile Datça Havadis’i faaliyete geçireceğimiz gün,
Datça’da Ambarcı İşhanı’nda bulunan büromuzda tanıştım. Gazetenin yayınlanması için bize
destek olacaktı. Ve bir süre basılı yayınımıza destek de oldu. Daha sonraları, gazetemizin
sahipliğini de yüklenmişti. Aydın Bey’in çok değer verdiği bir arkadaşıydı.
Datça Havadis’i ilk bastığımız makine, fotokopi makinasıydı. Daha sonraları Aydın Bey, Nezih
Bey, İlhan Ersen ve aracı kullanan Mustafa Bey, 4 kişi daha, gelişmiş bir makine almak için
İzmir’e geldiler. Anlaşma yapıldı. Nezih Bey tarafından kaparo da verildi ama, ben baskıyı
İzmir’de yapacağımı söyledim, Nezih Bey ise baskının Datça’da yapılmasını istiyordu. Anlaşma
sağlanamayınca, bu projeden vazgeçildi. Ve İzmir’de bir matbaada Datça Havadis Gazetesi’nin
basılmasına karar verildi.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Rahmetli Aydın Erdoğan ile birlikte yayınladığınız Datça gazeteleri, nerede,
nasıl yayınlanıp dağıtılıyordu? Aynaz Erdoğan Hanım’ın, bu dağıtımları arabası ile bizzat yaptığını
biliyorum.
Celal ERSOY: Aydın Bey ile ilk çıkardığımız gazete, Dadya isimli gazetedir. Benden önce Datça’da,
Balıkaşıran diye bir gazete de çıkartılmış. Dadya Gazetesi’nin dağıtımını, Bayram isimli bir
arkadaşımız yapardı. Tabii ki dağıtıcılar da ücretliydi!
Datça Havadis gazetesinin dağıtımını ise, gerçekten değerli ve Aydın Bey’in çok değer verdiği
Serhan Erozan adlı arkadaşımız üstlenmişti. Daha sonraları Serhan ayrılınca, dağıtımlara Aynaz
Hanım da katkıda bulundu. Ben de bazı gazete bayilerine, resmi makamlara ve köy dolmuşlarına
dağıtım yapardım.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Bugüne kadar hangi muhabir ve yazarlarla çalıştınız? Ad-soyad belirterek
anılarınızı aktarır mısınız?
Celal ERSOY: Dadya ve Datça Havadis gazetelerine çok sayıda katkıda bulunan yazar ve
muhabirlerimiz oldu. Hepsi de gönüllü olarak katkıda bulundular.
Bunlar, şu an aklıma gelenler; Mehmet Çil, Mehmet Ölmez, Erdoğan Varol, Ünal Altıntaş, Serhan
Erozan, Yalçın Uysal, Av. Cemal Arzu, İsmail Akbal, Aysel Kızıltaş, Suat Kızıltaş, Ayşenur Arslan,
Gürbüz Evren, Orhan Keskinsoy, Nezih Ziya Yalımcan, Erdem Yücel, Esmeri Alev Ekebaş gibi
değerli arkadaşlarla çalışma imkânım oldu. Hatırlayamadığım varsa özür dilerim.
Hepsiyle tabii ki anılarım var. Onları ayrı olarak, hatıralarım olarak yazıyorum.
Aramızdan ayrılanlara rahmet diliyorum. Geride kalanlara da sağlıklı uzun ömürler dilerim.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Datça Havadis gazetemiz, bir ara haftada bir yayınlanıyordu, sonra 15
günde bir ve ayda bir yayınlandı. Ne zaman ve neden web sayfasında yayınına devam etmeye
başladı?
Celal ERSOY: Ülkemizin, bilhassa son 5 yıldır ekonomisinin kötü idare edilmesi sonucu ve dışa
bağımlılığı nedeni ile birçok girdi fiyatında korkunç yükselmeler oldu. Ulusal gazetelerin bile
yayın yapmakta zorlandığı bir dönemde yerel gazetecilik yapmak, basılı olarak yayınlamak
imkânsız gibi bir şey. Maddi yönden maliyetler artınca, basılı yayını mecburen bıraktık.
Web sayfamız her zaman vardı. Dadya gazetesi çıkarırken de vardı. Fakat, Aydın Bey’in her
zaman söylediği gibi; “Gazete, basılı olmalı ve her zaman elinde olmalı.”
Bu şartlar altında ve pandemi döneminde ancak, dijital ortamda web sitemiz ile yayın yapmaya
devam edebiliriz. Bunun yanında, Aydın Bey’in önderliğindeki gibi bir gazete yayıncılığı yapma
imkânımız da yok. Çünkü, ondaki hırs, ondaki bilgiye sahip, ondaki gazetecilik sevgisi olan birini
bulmak çok zor!
Şunu söyleyebilirim; Aydın Erdoğan, bu dünyadan iz bırakarak geçti ve Datça’da, siyasi, yön
verici bilgilerle yayın yapacak gazete kalmadı. Yenisinin olacağını da zannetmiyorum. Aydın Bey,
ilerlemiş yaşına rağmen, belediye meclis toplantılarının bir tanesini bile kaçırmamıştır. Datça’ya
gelen bütün Kaymakamların tamamı Aydın Bey’e saygı duymuş ve onun tecrübelerinden
yararlanmışlardır.
Bu nedenle de devletin birçok kurumunda yöneticilik, yorumculuk, gazetecilik yapmış Aydın
Erdoğan’ın gazeteci kimliği öne çıkarılarak, Datça’da bir sokağa adının verilmesini çok isterim.
Zannedersem, Aydın Bey’in yakın arkadaşı da olan Belediye Başkanı Sayın Gürsel Uçar da bu
isteğimize destek verecektir.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Aytun Erdoğan ve sizin sayenizde web sayfamız devam ediyor. Bizi takip
etmek isteyenlere sosyal medya hesaplarını verebilir misiniz?
Celal ERSOY:
Gazetemiz web sitesi: www.datcahavadis.com
https://www.facebook.com/groups/datcahavadis
https://www.instagram.com/datca_havadis_gazetesi/
https://twitter.com/datcahavadis
Esmeri Alev EKEBAŞ: Gazetecilik mesleğinin emekliliği olmaz diyor musunuz? Eklemek
istedikleriniz var mı?
Celal ERSOY: Evet! Gerçekten, gazetecilik mesleğinin sonu yoktur. Buna inananlardanım.
Herkes gibi ben de yaşamımı, anılarımı bir kenara yazıyorum. Fakat bizim kuşak o kadar çok
olaylar gördü ve yaşadı ki, 60 ihtilalinden başlayarak, 1966-1980 arasındaki sağ-sol bölünmeleri,
ki bunların aşırı uçları ile ABD, NATO, Rusya protestolarının birbirine karıştığı, sokaklarda,
işyerlerinde gençlerin öldürüldüğü, mahalle idarelerine kadar varan terör olayları ve tankların
arasında iç içe yaşamak gerçekten kolay olmadı.
Türkiye, ne zaman birlik içinde TEK VÜCUT olduysa, her zaman kazanmıştır. Umarım bu
bölünme ve ayrıştırma, yeni yılda yerini birlik ve beraberliğe bırakır.
Bu vesileyle, tüm tanıdıklarım, okuyucularımız ve vatandaşlarımızın yeni yılını kutlar, sağlık ve
hayatlarında başarılar dilerim.
YENİ YIL, İNŞALLAH ÜLKEMİZE YENİLİKLER VE DEMOKRASİ GETİRİR.