Dün, deprem bölgesinde enkaz kaldırma işleriyle ilgili yazdığım yazımı sanki okumuşlar da bana gıcık olsun diye bir açıklama okudum. Elbette bizim buralardan değil. GERİ DÖNÜŞÜMCÜLER VE DERNEĞİ varmış. Bu derneğin başındaki muhterem “Yıkılan binaların hepsi geri dönüştürülebilir” şeklinde bir açıklama yaptı. Dernek başkanı Fatih EREN bu açıklamasında “Ne yazık ki binlerce bina yıkıldı. Ve kontrollü bir şekilde yıkım işleri yapılarak buradan da yüklü bir moloz ve geri dönüşümlü hurda atıklar söz konusu. Geri dönüşümlü demirinde teknik açıdan elverişli mobilya, pencere, koltuk, mutfak gereçleri gibi bir çok eşyanın geri dönüşümü projesi mevcut. Ayrıca ŞEHİR VE ÇEVRE Bakan yardımcısı Prof Dr. Mehmet Emin Binpınar’ın da görüşleri bu çerçevede 10 ilde toplanacak bu enkaz artıklarının ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağı görüşündeyiz” diyor.
Eee, bizim de naçizane bir görüşümüz vardı, bu görüşümüzü bu haberin yayınlandığı gün bu köşeden yazmıştım.
İlk enkaz kaldırma işleminin ihalesi yapıldı ve ihaleyi kimin aldığını da yazdım. Bu Dernek başkanının ve Çevre, Şehircilik bakan yardımcısının açıklamaları bence HAYAL MAHSÜLÜ.
Devlet hangi yıkılan binanın enkazının kaldırılması aşamasında kaç personel görevlendirecek? Görevli personel enkazı kaldırma işini alan, şirketin kepçe operatörüne onu alma, bunu alma mı diyecek?
Mesela ilk ihaleye alan firmanın sorumlu olduğu kaç bina enkazından böyle geri dönüşümlü artıklar alındı? Hiç… Mesela bu açıklamayı yapan Dernek başkanı enkazdan çıkan demirin geri dönüşüme elverişli diyor. Bu demirler eritilerek geri dönüşümü yapılabilir. Enkaz kaldıran firmayı aptal falan mı zannediyorsunuz? Ayrıca yapılan enkaz kaldırma ihale şartnamesinde böyle malzeme ayırımı konmuş mu? Hiç zannetmiyorum… Dedim ya hayal mahsulü. Haa olabilir mi? Olur daha önce değindiğim konu burada da geçerli. İş ahlakı ya da ticari ahlakın önde olan ülkeler için geçerli bir konu.
O zaman sadece Edremit’i baz alırsak hurda toplayıcıları var. Oraya buraya atılan onlarca hurda ürün var. Devlet bunlara el koyabilir mi? Hayır. Hurda toplayan muhteremler bunları ayrıştırıp İzmir GİBİ İLLERDEKİ ilgili firmalara satıyorlar. Türkiye genelinde baz alınırsa bu hurda malzemelerden elde edilecek meblağı hesap edin. Ama deprem bölgelerindeki bu enkaz kaldırma iş ihalelerini alanlar SALAK değiller herhalde…Böyle hayal mahsulü fikirleri ortaya atarak işte böyle medyada isimlerini duyurabiliyorlar bugüne kadar böyle bir derneğin varlığından ülke genelinde kaç kişi var? Olanlar “BURADAYIM” desinler… Geç bi kalem, geç.
************
EYT
Yılan hikayesine dönen bir sosyal yara. AKP grup başkanvekili ELİTAŞ “Salı günü kanun teklifini bitirebiliriz” diyor… Geçti… Hadi yine eyisiniz, eyi… Cek caklar da bitti. Sıra şimdi parada…
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden hesabı
***************
HASARIN MALİYETİ
Dünya Bankası bizden önce davranıp, 10 İLİMİZDE MEYDANA GELEN DEPREM felaketinin maliyetini çıkarmış. 34.2 MİLYAR DOLAR… Bu işin altından nasıl çıkılacak elbette ülkesini her seven insanın kendine sorduğu bir acı reçete. Bu büyük yıkımın sorumluları tek tek sigaya çekilmeli. Bu işin affı olmaz. Binlerce insanın maddi ve manevi zararı var… 10 ŞEHİR A’dan Z’ye yeniden İNŞA edilecek.
Doğup büyüdükleri, yaşamlarını kurdukları memleketlerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Hayatta kalanlar yeniden kendilerine hayat kuracaklar. VEBAL KİMDE İSE AYNI ACIYLA BAŞ BAŞA BIRAKILMALILAR. İşin ucu nereye varırsa varsın yani… Üzerine kül dökülecek bir konu değil.
Bu konunun diğer acı bir yanını İYİ P. Başkan danışmanı TURHAN ÇÖMEZ gündeme taşıdı ama, ne yazık ki dikkate alan çıkmadı iki gündür.
ÇÖMEZ “Deprem felaketi nedeniyle memleketlerini terk edenlerin yerine büyük çaplı SURİYELİ’LER
yerleşiyorlar” diyor… Çok hassas çok tehlikeli bir iddia. İKTİDAR bu konuya nasıl bir açıklama getirecek kamuoyu merakla beklemekte… Ne yazık ki böyle hassas konuda halk sesini çıkarmaya kalksa acaba iktidar “sus, bu iş bizim işimiz” diyerek geçiştirecek mi? Filistin yönetimi kendi topraklarını para ile İSRAİL’E SATTI. Biz onurumuzu vererek mi Suriye’lilere teslim edeceğiz…
*************
KIZILAY BAŞKANI İKTİDARA TERS DÜŞTÜ
Deprem günlerinde, “Asker neden deprem alınana geç intikal ettirildi?” şeklindeki muhalefetin çıkışına Savunma Bakanı “sınırları kim koruyacak, ?” diye açıklama yaptı ve sonra da AKP yönetimi ASKER SAHADAYDI diye açıklama yaptı. KIZILAY Başkanı KINIK “Asker sahaya inmeliydi” babında bir açıklama yaparak, “beni yakanı yakarım” şeklinde kendini sağlama almayı yeğledi.
Bu iş biraz karışacağa benziyor. Millet can derdinde, birileri koltuk sevdasında…
Ayrıca, KINIK “arkadaşlarım bana sorsalardı bu satış işlerini engellerdim diyerek satış konusunu kabul etmiş oldu. İlaç satılmış, kan satılmış çadır ve giyecekler bile satılmış…
**************
HADİ BİR DAHA, HADİ !!
Kızılay’da bu kadar yüklü bir bütçe varken, EDREMİT Devlet Hastanesi bünyesinde İlçeye hizmet verebilecek kapasitede niye bir KAN DEPOLAMA ünitesi kurulamıyor? Demek ki para var hem de yüklü. Edremit bu konuda da üvey evlat. Yazıklar olsun. Devlet hastanesine kan alma yasaklanıyor, Kızılay ayda bir iki kez kan alıp gidiyor. Kaç yıldır bu rutin bir uygulama. Yazık yazık hem de çok yazık…
*
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“ 5.6 Lık ARTÇIYA bile can verdik”
By: gazeteler
Bizden not: KADER DEDİK YA BİRADER
…………………………..
ÇÜŞ
Bahçeli bundan sonra KARAGÜMRÜKLÜ’YÜM diyor.
Ben KARAGÜMRÜK ORTA OKULUNDA DA OKUDUM.
Karagümrüğü eyi bilirim, eyi…
…………………………………………………..
BÜYÜTEÇ
Edremit belediye yönetimi, depremzedelerin yaralarını
sarmaya devam ediyor. Yerel gazetelerimizdeki haber
başlığı. Bu yara sarma işlemi belediye bünyesindeki ayrı
bir birimin işi. Esas BAŞKANLIK makamının yapacağı deprem
zararını en aza nasıl indirgeyebilirim DÜŞÜ olmalı. Bu konuda
ne yapıyorsunuz halk onu merak ediyor. Bilmem anlatabildim mi?
…………………………………………………………
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Zamana karşı silah mı taşıyalım?
Kamyon arkası sözü
……………………………………………..
GÜNCEL BİR KÜÇÜK FIKRA
Çocuk annesine sorar
-Ekmeğimizi tanrı mı veriyor?
-Evet
-Suyumuzu tanrı mı veriyor?
-Evet
-Okul masraflarımı Tanrı mı veriyor?
-Evet evladım
Çocuk son sorusunu sorar
-Anne o zaman babam ne iş yapıyor?
Kıssadan hisse bir fıkra, RAHMİ Turan’dan…