NAYLON POŞET
Bu konuda dün TEL-TEL’in ciltlenmiş arşivlerini şöyle bir karıştırdım.
14 yıl bitmek üzere, 10 gün kaldı. 100’e yakın paragraflarda bu konuyu işlemişim.
En son geçen hafta MİGROS’un yeni bez torba uygulamasını ele alarak konuyu irdelemiştim.
Çevre kirliliğini bir yana bırakın, kirli çevreye alışığız, BARİ SAĞLIĞIMIZ ile oynamayın..
Belediye Başkanlarının da bu konuda yaptırım ve karşı tedbir alma, yeni uygulama getirme yetkileri var.
KAN-SE-RO-JEN.. Beyler, kanserojen...
Akçay Belediyesi bu konuda girişimde bulunacakmış. İnşallah. YETKİ ve tabiiki ETKİ.
BÜYÜTEÇ
Akçay’da PALMİYE Ağacını kim? Neden? Kimden izin alarak kesti? Diye sordum, TIK YOK.
Biz Akçay’ı ağaçlandırın diyoruz, birileri BALTACI Mehmet oluyor.
Sabır.
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Körler için can sıkıcı bir yerdir, resim galerileri.
- BERNARD SHAM -
NE SENİNLE, NE SENSİZ
Türkiye’de yaşamın biçimi olan işporta sanayi Belediyelerin çözemedikleri tek sorun.
Dün Habertürk Gazetesi’nde İKİ SAYFAYI kaplayan fotoğraf vardı. İzmir Konak’taki İŞPORTA sanayinin görüntüsü..
ONSUZ olmaz. Türk insanı ile özdeşleşen işporta olmasa, millet mağazaya gidip ayağına don bile alamaz.
Belediyeler ne yapıp ne edip, sokaklardan ayırıp, devamlı bir İŞPORTA alanı açmak zorundalar.
Akçay Kordon, hem halkın hem bu sektör çalışanlarının neden gözbebeği.
Düşünün bakalım.
02/06/2008 günü, İSKENDERUN Belediyesi ile ilgili bir Ulusal haberi irdelemişim.
Bu belediye il sınırları içinde;
a) İşporta yasak
b) Gecekondu yasak
c) Seyyar satıcı yasak
d) Çöp ortalıkta yasak
İstenilince oluyor diye not düşmüşüm.
İSKENDERUN Belediye Başkanı, Türkiye’nin her yerindeki BELEDİYE BAŞKANI yetki ve sorumluluklarını taşıyor. ARTI yetkisi yok. O halde.
ÖZENDİRME
Rakı, kavun-beyaz peynir reklamlarda kanka olarak verilmeyecek. Yasaklara adım adım. AKP’nin doğuştan stratejisi bu. SİGA SİGA (yavaş yavaş). 26 Eylül 2008 Cuma günü ÖZENDİRME, imrendirme ile ilgili bakın ne yazmışım?
REKLAMLAR
Tv kanallarında cızır cızır sahanda sucuklu yumurta. Çeşit çeşit baklava ve diğer tatlı vs.
Reklamlar.
Bu ülkede % 90 insan DERNEK yardımlarıyla karnını doyuruyor.
BU TESCİLLENDİ.
Ayrıca;
Sigara ve alkollü içkilerin bakkal ve marketlerde teşhir edilerek satılması yasaklandı. Sözde.
Sebep?
Özendirmeymiş.
Tatlı ve sucuk reklamı yalandırma değil mi?
Biz küçük yaşlardayken “Al yavrum al, sonra biryerin şişer, derlerdi.” RTÜK.
Beyzadelerin Kurumu.
Dizilere “Sanal reklam kullanılıyor” anonsunu şart koşar.
Millet kıçı ile gülüyor.
FAHRİ KARAKURT
Körfezin tek paparazi habercisi. Bundan böyle ekmek yediği içkili mekanlardaki masaları fotoğraflarken RAKI kadehini mozaiklesin mi? mozaiklemesin mi? Hadi bakalım kolay gelsin.
AK
AKÇE
KARA GÜN İÇİN!
“Partimi AKP diye adlandıramazsın, benim partimin adı AK Parti’dir.”
Zikir ve tabiiki fikir.
Abdüllatif Şener, AKP, pardon AK Parti’den ayrılıp Yurt Partisi’ni kurdu.
Almanya’nın önde gelen gazetelerinden DİEWELT’e bomba gibi demeç vermiş.
“Meclisimizde 300 milletvekili hakkında dosya var. 260 adedi AKP’li vekillere ait. Suç dosyaları dokunulmazlık nedeniyle raflarda tozlanıyor” demiş.
Bu dosyaların içerikleri;
3 tecavüzden yatmış.
29 eşine şiddetle suçlanmış.
7 sahtekarlık nedeniyle tutuklanmış.
19 karşılıksız çek yazmaktan suçlu.
117 dolaylı dolaysız iflas.
84 alkollü araba kullanmak.
74 kredi kartı için KIRMIZI kart yemiş.
14 uyuşturucu suçundan tutuklanmış.
8 mağazalarda hırsızlık.
21 çeşitli davalardan sanık.
Bu dökümanı Rahmi Turan dünkü köşe yazısında vermiş...
Bu vekilleri biz mi seçtik?
Haşa...Kimse sokaktaki seçmeni suçlamasın.
Suçlayamaz da...
Lider bunları seçeceksiniz diye ön sıralarda LANSE etti. Lider seçti yani..
“Partimi AKP diye çağırmayın, biz Ak-pak tertemiz partiyiz.”
YARGI SİYASALLAŞTI MI?
Bu soruyu sormak abesle iştigal mi, yoksa abesle iştigal bir soru mu?
Bazılarına göre siyasallaştı.
Merak ediyorum.
Yargıyı meydana getiren onca hakim, onca savcı kadrosu değil mi?
Ta kendisi..
Peki, savcı ve hakimler “vicdan” duyguları ile teçhiz edilmiş, bizlerden biri değiller mi?
Evet..
Hadi diyelim 3-5-15-25’li “vicdan” tanımıyor ya onlarca savcı, hakim.
Onlarca “vicdan” da siyasallaştı mı?
Yani;
Bir insanın “vicdanı” nasıl siyasallaşır?
Eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yıldırım kanser. Radyoterapi olması şart. İki kalp damarı tıkalı. Avukatları tahliye istiyor.
Mahkeme NAYIR NOLAMAZ diye cevap veriyor.
Tedbir alınmazsa ölür diye müracaata da NAYIR deniyor. Tutuksuz yargılasan olmaz mı?
Nayır, kaçar maçar neme lazım!.
Şimdi bu kararı veren hakim ve savcıların vicdanları siyasallaştı mı? Siyasallaşmadı mı?
Bu soru; abesle iştigal mi?
ÇÜŞ
İRAN ve YEŞİL
Türkiye’de bazıları Ahmedinejad aleyhtarı 16 yaşındaki kızın kalbinden bıçaklanıp öldürülmesine “oh çekiyorlar” gibi his var içinde..
Karaçarşaf varken “yeşille” ne halt ediyorsun diyerek.
İran ve yeşil...Birilerine ders oluyor mu acaba?
ÜCRETSİZ SÜNNET
Gerçek ihtiyaç sahiplerine tekrar duyuruyorum.
SERKAN Mermerkaya, anahtar teslimi 10 yavruyu sünnet ettirecek.
Müracaat: 0554 751 87 85
Güncelleme Tarihi: 04 Şubat 2009, 19:34