İLÇE TRAFİK KOMİSYONU... YA DA BİR YETKİLİ...
Kadıköy-Zeytin heykeli kavşağına kadar TALİ YOL yapıldı..
Neye hizmet ettiği bilinmeyen..
Gidende var, gelen de. Yani anlaşılması için geliş-gidiş...
Çocuklar, otobüs-minibüs bekliyor. Tehlike sağdan mı, soldan mı gelecek belli değil...
Tozu toprağı cabası.
Kadıköy istikametinden gelip Zeytin kavşağına kadar tam gaz gelenlerle, Edremit’ten, Kadıköy istikametine giden kafa kafaya.
BİR YETKİLİ, BİR İLGİLİ hiç mi görmüyor?
Tam bir skandal. Neye hizmet ettiği bilinmeyen TALİ YOL... Başı-kıçı belli olmayan bir düzen.
Bir yavruya birşey olursa bu yazıdan sonra çorap örerim. Bir çocuğun hayatı 100 yönetici ile değişilir mi? 100’ü bir yana, bir fidan bir yana. Yeter artık. Halka çıkın halka...
ÇÜŞ
Sri Lanka Lideri, “Gel bana, sana terörü nasıl bitirdiğimi öğreteyim” diye davetiye çıkarmış.
Bizde bitmez RASAPAKSA emice, bitmez.
Biz ballı bölgedeniz. İş sadece bize kalsa kökünü kazırız.. Bizim teröristlerin SÜT AMCALARI ÇOK..
BÜYÜTEÇ
Sayın Şefik Aydın.
Kızılkeçili’de iki ANIT ağacı 15 yılda kaç kez yazdığımı hatırlamıyorum.
Birileri bu iki ağacın gövdesine zamanında plaka çakmış. Adı soyadı-doğum tarihi.
800 yaşını aşkın gözüküyor. Plakayı çakıp gitmiş.
Yıllardır ilgilenen çok. İLGİLİSİ ortada yok, çürüyüp gidiyor. ANIT AĞAÇ..
Sayın Aydın, lütfen bu iki anıt ağaçtan kim sorumlu? Bu zat-ı muhteremleri bulursanız 800 yıllık dua alırsınız.
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Doğruları korumaktan, gerçekleri söylemekten korkmayınız.
- M. Kemal ATATÜRK –
HUKUK..
Dün bu başlık altındaki yazımda, “polisim diyerek bir genç kıza tecavüze yeltenen adamı, savcı serbest bıraktı” dedikten sonra;
Hukuk...
O ne yahu. Yenir mi, içilir mi? Falan diyerek devam etmiştim. Aynı gün yani 21 Mayıs Perşembe günü Ulusal’da “İstanbul, Kadın Kuruluşları Birliği” Nazan MOROĞLU imzalı bir bildiri yayınladı.
“Hak aramada insan hukuktan umudu kesecek.”
İşte benim demek istediğim de bu. Veya MOROĞLU’nun demek istediği...
AYAŞOĞLU’nun HATIRLATMASI..
Sevgili genç arkadaşım AYAŞOĞLU, beni uyaran bir yazı yazmış.
Sağol canım kardeşim.
Ben herzaman “öğrenmenin yaşı yoktur” cümlesini kullanırım.
Onun için hatırlatmasına teşekkür ettim.
“Gazetemiz manşetlerinden veya benim Köşelerimden kendi köşesine taşıdığı konular oluyor ama ismimizi kullanmıyor” diyor sevgili AYAŞOĞLU...
Manşetini değerlendirdi isem mutlu olmalısın..
Senin köşenden faydalanarak yazı yazdı isem, gururlanmalısın.
Neden? Gündeme nokta koymuşundur.
Senin manşetini eleştirmem. Polemiği sevmem. Her yiğidin yoğurdu kaşıklama usulü vardır.
Köşe yazıları, yazanı bağlar. Saygı duyarım.
Konu..
Alıntı değildir. Alıntı yapıp benim görüşüm diye okuyucuya yutturacak adam değilim.
Benim Köşemden bilgilenip iki üç gün sonra manşet yapanlar olmadı mı? Oldu. Bir kelime yazdım mı?
Hayır.
Seviye meselesi.
Körfez Gazetesi’nin bir haberini ele alıp işlemiş isem okuyucu onu tebrik eder.
Telaşa kapılma canım kardeşim.
Bundan sonra tavsiyeni tutar, sana ait patentli haberi “patent” sahibinin adını yazarım.
AKÇAY...
İçime öyle doğuyorki Akçay, önümüzdeki günlerde bazı olaylara gebe...
Evlerin bahçelerine, giriş kapılarına kadar tezgahlar açılacak.. Haneye tecavüz gibi.
Halka ait kaldırımlar şimdiden işgal altında..
Kordon büfe ve tezgah işgali altında olacak..
Beni en çok bina önleri ve halka ait kaldırımlar ilgilendiriyor..
Tezgahlar beni hiç ilgilendirmiyor.
İlgilendirse bile ilgilenmem nasıl olsa yok..
Tezgahlardan belediyeye ne kadar girdi oldu yıllardır bunun cevabını alamadık.
Onun için beni, halkın namına bina önleri ve kaldırımlar ilgilendiriyor.
Halka saygısı olmayanın makamda saygı görmesi olası değildir.
Akçay’ı iyi günler beklemiyor. 300’ü aşkın halk dilekçesi cevapsız bekliyor.
Sayın, ŞEFİK AYDIN, halk sizden icraat bekliyor. Lütfen!
ERDOĞAN ve ÇANKAYA
AKP tüzüğündeki bir maddeye dikkat çeken Başbakan, “Üç yıl üst üste vekil olunamaz maddesi nedeniyle” çekilebilirim diyor.
Acaba bu Çankaya yokuşuna tırmanma antrenmanı mı?
Esasen Erdoğan ve ailesinin ana alteri bu.
Ancak Gül “Yargılanmak gibi bir endişem yok” diyor.
Yargıtay, Sincan kararını onar ve Gül’de Adliyeye gidip ifade ile yargılanma sürecini başlatırsa bu Erdoğan’ın Çankaya yokuşunun girişine barikat koyulması değil mi?
Erdoğan’ın da yüz kızartıcı suçtan dosyası var.
Vekil olması nedeniyle dokunulmazlığı engellemişti.
Çankaya yolunda dokunulmazlık yok.
Ancak, Erdoğan son derece deneyimli bir siyasetçi. Yola çıkmadan önce yolluklarını eksiksiz hazırlar.
CAMİLERİ KİM YAKIYOR?
(Faili meçhul kundakçılar)
Sizi gidi din düşmanları.
İşte bunlar laiklik ayakları koktuğu için rahat durmuyor, camilerimizi yakıyorlar.
Gidi sizi din düşmanları...
Tez alına, ne kadar laik varsa kafese..
Gidi zındıklar, hangi elinle yaktın camiyi....
Tez vurula o el....
Bu olaylar bilinçli olarak 4 bacaklı tezgah.....
AFTB.....İleriye dönük yatırım uzmanlığı konsorsiyumu.
Son nokta; Yakalanmışmış, hırsızmışmış. Soyduktan sonra yakma alışkanlığı varmışmış.. gidi yalancı..
SATALIM ABİ..
Gözden kaçanları yakalarsanız, haber verin.
Benim aklıma, Anadoluhisarı-Rumelihisarı geldi.
Satalım eloğluna, kafeler, diskolar, pahallı restaurantlar yapsın, kapısına da “Türkler giremez” levhası assın.
Nasıl olur?
Güncelleme Tarihi: 29 Ocak 2009, 08:59