Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörlüğü tarafından düzenlenen “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” etkinlikleri kapsamında EÜ Diş Hekimliği Fakültesinde “Atatürk, Bilim ve Teknoloji” konulu konferans gerçekleştirildi. Yrd. Doç. Dr. Eren Akçiçek, "Teknoloji üretebilmek 21. yüzyılda sömürge olmamanın tek koşuludur. Bilimsiz geleceğin sonu felakettir” dedi.
EÜ Rektörlüğü tarafından düzenlenen “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” etkinlikleri kapsamında EÜ Diş Hekimliği Fakültesinde “Atatürk, Bilim ve Teknoloji” konulu konferansı Yrd. Doç. Dr. Eren Akçiçek verdi. Etkinliğe EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Beyser Pişkin, akademisyen ve öğrenciler katıldı. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne bilim ve teknolojinin serüvenini anlatan Yrd. Doç. Dr. Akçiçek, “Osmanlı Devletinden Cumhuriyete kalan miras, yoksulluk, üretimsizlik, sanayisizlik, altyapısızlık, dışa bağımlılık ve dış borçlardır. Cumhuriyeti kuranların eğitimden anladıkları, bağımsız kafalar yetiştirmekti. Bir fikre körü körüne saplanmamış, arayıp soran ve eleştiren kafalar; o güzel deyişle, ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ kuşaklar. Osmanlı İmparatorluğu cehaletten battı. İslam ülkeleri cehaletten köle oldular. 20 yüzyıl köleliği de dünyanın bütün toplumları için cehalet üzerine kurulacaktır. Teknoloji üretebilmek 21. yüzyılda sömürge olmamanın tek koşuludur. Bilimsiz geleceğin sonu felakettir” diye konuştu.
“Eğitim, mutlaka Türkçe olmalı”
Türkiye’de üniversite reformunun yurt dışına gönderilen öğrencilerin yurda dönmesiyle başladığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Eren Akçiçek, “Yabancı dil öğretimi yerine bazı okullarda yabancı dilde eğitime geçilmiştir ki, bu tamamen Atatürk’ün istediği hedeflerden uzak bir durumdur. Eğitim, mutlaka Türkçe olmalı, ancak yabancı bir dil de mutlaka öğretilmelidir” ifadelerini kullandı. Atatürk’ün bedenen aramızdan ayrılışına kadar enflasyon problemi yaşamadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Eren Akçiçek şöyle devam etti: “Türkiye’nin bağımsızlık savaşı enflasyonsuz yürütülmüştür.Temel ekonomik hedef mümkün olduğu kadar kısa zamanda toplumun kalkınması olmuştur. 1932 yılına gelindiğinde şeker dahi üretmeyen, buğdayı ithal eden Türkiye 1938 yılına geldiğinde dışarıya çimento, buğday elektrikli aletler ihraç etmektedir. Türkiye, 1927-1938 arası dönemde ortalama yüzde 8.72 oranında reel olarak büyümüştür. Milli mücadele döneminde uçakların kaplama bezlerinin dış etkilerden korunması ve kanatların kayganlığı artırmak amacıyla kullanılan astar boyası bulunamamıştır. Bu nedenle kimyager ve malzeme uzmanları tarafından patates, paça suyu ve yumurta akı karıştırılarak elde edilen sıvı uçakların bez kısımlarında kullanılmıştır."