Beyin çürümesi ya da kültürel kıyamet!

Oxford Sözlüğü, "Brain rot"u 2024’ün kelimesi seçti. Bu terimin kayıtlı ilk kullanımı 1854”te Henry David Thoreau’nun Walden adlı eserine kadar uzanıyor.

Entelektüel standartlarda düşüşü ifade etmek için kullanılan sözcük, karmaşık fikirlerin daha az değer gördüğüne dikkat çekiyor. Bu aynı zamanda 1840’larda Avrupa’daki “patates çürümesi” ile mukayese ediliyordu.

Günümüzdeki şöhreti niye 2024 yılına damgasını vuracak ölçüde arttı?

Dijital çağın yol açtığı zihinsel yorgunluğu iki sözcükle kavramlaştırmak için…

Bu terim, beyinsel mekanizmaların ekran karşısında felce uğradığını, eleştirel düşünce ve sorunlarla baş etme çabası göstermeden içerikler arasında kaybolma durumunu anlatıyor.

Yılın kelimesi” olmayı hak edecek “Beyin çürümesi”, bireyin beynini ve enerjisini düşük kaliteli, profesyonellikten uzak içeriklerle tüketmesi anlamı taşıyor.

Kalitesiz, insan için kültürel değer üretmeyen internet içeriğine sürekli mâruz kalan kişinin olumsuz psikolojik ve bilişsel kaybına dikkat çekiliyor.

Bilişsel sağlık deyip geçmeyelim. Zihinsel fonksiyonların, özellikle düşünme, öğrenme, hafıza ve dikkatin en uygun şekilde kullanılması bilişsel sağlıkla mümkündür.

Çevrenizde “dikkatimi toplayamıyorum, zihnim karışık, her şeyi unutuyorum, yaşamaktan zevk alamıyorum…” diye konuşanları aklınıza getirin ya da kendi durumunuzu gözden geçirin.

ALFA KUŞAĞI’NIN DÖNÜŞÜMÜ

Aslında Twitter kullanıcılarının sözlüğüne 2007’de girmişti beyin çürümesi kelimesi… Flört, video oyunları ve “çevrimiçi takılmayı” anlatmak için kullanıldı. 2024’te çevrimiçi kültüre aşırı dalmış olan Alfa Kuşağı’nın dijital alışkanlıklarını eleştirmek için daha sık tekrarlandı.

Bu makaleyi ne kadar okunacağından kaygı duymadan yazıyorum. Bilgiyi temellendirme ve sorgulama (epistomolojik), ontolojik yani varlıkların en temelini sorgulama, didaktik (öğretme amacına yönelik) düşünme ve konuşma tarzımın sadece akademik dünyada değer göreceğini idrak ediyorum.

Bu tercihimden dolayı beyin çürümesiyle ilgili görüş beyan etme hakkı talep etmiyorum.

Anlaşılır, akıcı, sade ve ana dili doğru kullanma çabam tamamen beyin çürümesi sonucu kültürel çözülme girdabından korunmak içindir. Zira dil, sadece iletişim aracı değil, bireysel ve toplumsal dönüşümlerin anahtarıdır.

Beyin çürümesi de, dijital akımına kapıldığımız günümüz dünyasında insanın ruh halini iki sözcükle etkili bir kavrama dönüştürdü.

Bireyin ve toplumun kolayca ulaşabildiği bilgiyi kullanacak zihinsel gelişmeye dönüştüremediği gerçeğini bu sözcük net biçimde ifade ediyor.

 BRAİN ROT 2024’TE KALMAZ

Dijital dünyada bilgi kirliliğinin insan beyninde yarattığı gri tonlu tortuların silinmeyeceği de bir gerçek.

Dijital medya ve sosyal ağlar, aynı fikirleri mâruz bıraktığı bireyleri entelektüel çeşitlilikten mahrum edecek, zihinsel çabalarını engelleyip kültürel gelişmelerini durduracak.

Hızlı tüketim kültürüyle bireylere yüzeysel bilgiye dayalı davranışı öğretecek.

Eğitim sistemleri derin sorunlarla baş etmekte zorlanacak.

Beyin çürümesi sadece bireyler değil, toplum üzerinde de ağır sorunlar oluşturacak. Yanlış bilgilendirilmiş bireylerin siyasi tercihleri kolayca manipüle edilebilir.

Eleştirel düşünce kaybı yüzünden farklı görüşlere tahammül azalıp, toplumda çatışmalar artabilir.

Beyin çürümesine karşı önlemler başka bir yazı konusu olsun diyerek nokta koyalım.

Sonuç olarak “Brain Rot” 2024’te kalmayacak! 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.